Acı kaybımız…
Aşık Ayten GÜLÇINAR!
“Keşke hiç büyümeseydim. Hayat hep sevdiğimiz insanlarla sürüp gidecek gibi geliyordu. Şimdi çok zor.”
Barış DEMİR
Bir Deli Aşka Tutuldum
Özüm yanar, gözüm pınar
Bir deli aşka tutuldum…
Canım kaynar, kanım donar
Bir deli aşka tutuldum…
Sevdam doğar, güneş söner
Dünya durur, başım döner
Gök kubbe üstüme iner
Bir deli aşka tutuldum…
Ah etsem deryalar yanar
Dağ taş yaralı kanar
Görenler kıyamet sanar
Bir deli aşka tutuldum…
Bilmeyenler beni kınar
Sevdiğim sabrımı sınar
Yana yana döndü çınar
Bir deli aşka tutuldum…
Söz ve müziği Ayten Gülçınar’ın ait, sazıyla sözüyle söylediği türküyü dinliyorum.
Tam bu sırada;
Kayseri Erciyes Üniversitesi hastanesinde yatan anamın, yanındaki refakatçisinin Whatsapp’la gönderdiği iki fotoğrafını oğlum ve kızıma da gönderdim. Üzerinde büyük emekleri olan, babaannesinin fotoğrafını gören kızım hemen cevap yazmış;
“Keşke hiç büyümeseydim. Hayat hep sevdiğimiz insanlarla sürüp gidecek gibi geliyordu. Şimdi çok zor.”
Evet!
Herkesin bir hayat hikayesi vardır. Aşık Ayten Gülçınar’da bu yaşamda kadın olmanın nasibini almıştır.
Anamız!, Bacımız!, Kızımız!, Yarımız!, Aşkımız!, Sevgilimiz! dediğimiz kadınlarımız!
Demesine deriz de! Fakat onlara ikinci sınıf muamelesi yapmak için, elimizden geleni yaparız. Yaşamda, özellikle Türkiye’de kadın olmak kolay olmasa gerek.
8 Mart 2018 tarihinde Dünya Kadınlar Günü’nde yazdığım yazının bir anlam taşımadığını yaşadıklarımız gerçeklerde görüyoruz.
Halk ozanı- şair, Aşık Ayten Gülçınar’ın hayat hikayesi de bu yaşanan gerçeklerden birisi…
1960 yılında Sivas’ın Şarkışla Çanakçı köyünde doğdu. İlkokulu kendi köyünde okudu. Aşıklık geleneği ve şiir ilgisi küçük yaşta başlamış ve şiir yazmasında da babasının katkısı çok fazla olmuştur.
Bir yaşındayken babasının işi gereği Niğde’ye taşınmışlar.
1973 yılında, ailece köylerini ziyarete gittiklerinde, çocuk denilen 13 yaşında, kendisinden 25 yaş büyük köylüsü ile anne ve babasının isteğiyle evlendirilmiş.
7 yıl sürmüş bu evlilik…
Kader bir kere yüz çevirmesin insana…
20 yaşında 7 yıl süren ikinci evlilik…
Her iki evliliği de aile ve toplum baskısı ile gerçekleşmiş. İlk evliliği bittikten sonra bir daha evlenmemeyi düşünmemesine rağmen, ailesi ve dul bir kadın olduğunun vurgulanması ikinci evliliğini getirmiş.
15 yaşında şiir yazmaya başlamış. Saz çalmayı çocuk yaşlardan beri istemesine rağmen 20’li yaşlarda kursa giderek gerçekleştirmiş. Fakat çalıştığı için yeterince zaman ayıramamış.
Bağlama ile amatörce ilgilenen komşusu sayesinde ilerletmiş, 15 yaşında yazdığı şiirlerini besteler olmuştur.
İşçilik yaparak, çocuklarını tek başına büyüden, genç yaşta saz çalması yasaklanan evli bir çocuğun, pes etmeyerek bu gelenek içinde var olmasa çalışmasının bir örneğini görüyoruz kendisinde!
1984 yılında Ankara’ya yerleşmiş. 5 yıl boyunca, saz dinleme hevesiyle gittiği Aşıklar Kahvesi’nde, kitaplardan okuduğu, kasetlerden dinlediği Aşıklık kültürünü yakından tanıma fırsatı bulmuş ve epey çevre edinmiştir. Kendi ürettiklerini paylaşma cesareti bularak gelenek içerisinde var olmaya başlamış ve kendisini ispatlamıştır.
Kan Kusturdun – Vicdansız isimli kaseti çıkarma fırsatı bulmuştur.
Kendi eserlerinden oluşan iki albümü ve şiirlerini topladığı “Zaman Kara Gözlerinde Güvercin Olsun” bir kitabı vardır.
Şenlik ve yarışmalarda birincilik ödülleri almıştır.
Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünün ardından “Ağıt” adlı türküyü seslendiren Aşık Ayten Gülçınar, efsane dizi “Behzat Ç” de de rol almıştı.
Sayısız eserler bırakan, katıldığı sazıyla sözüyle kadın olarak kendini ispatlayan, yurtdışında ülkemizi temsil eden, ONESCO’nun Türkiye’yi temsil etmek için davet ettiği, Aşık Ayten Gülçınar, miras yüzünden, nişanlısının oğlu tarafından silahlı saldırıda kör bir kurşuna hedef olmuştur.
05 Mart 2018 tarihinde 58 yaşında aramızdan ayrıldı.
Ailesinin ve sevenlerinin başı sağ olsun!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.