Al papazı ver papazı
21. Yüzyılın sancılı sürecinde yeni yöntem metotları müreffeh yarınları temin ederek köklü stratejileri hayata geçerken bir kısım 20. Yüzyılın kan emiciler kuşattığı devlet kadrolarında Türkiye Cumhuriyeti Devletini hedef almaya özen göstermektedirler.
Buna mukabil olarak göründüğü üzere 15 Temmuz ihanetinde aktör olarak yer alan misyoner kimliğindeki rahip görünümlü casus Pastör Andrew Craig Brunson için ABD devlet yetkililerinin ağzından salyalar akıtırcasına ve bir o kadar da pervasızca rahibi bırakın ya da yaptırım uygularız diye tehdit edecek kadar eşeklik sanatında sınır tanımamaktadır. Diplomasinin yerle bir olduğu, mayhoş başkanın sosyal medyadan ahkam keserek devletin sinir hücrelerini felç ettiği ABD’ de işler hayli karışmış durumda.
Asırlardır süregelen Türk devlet geleneğine baktığımızda denge unsuru gözetirken aynı zamanda devletin itibari her zaman ön planda tutulmuştur. Kırmadan ve kırılmadan sorunları akıl öncülüğünde akil elçiler ile çözmeye özen göstermiştir. Bu usulsüz, çağdışı ABD uygulamasına bir ders vermek için acilen kapsamlı bir mütekabiliyet göstermek gerekmektedir.
Bugün PKK, PYD, FETÖ gibi terör örgütlerinin kim tarafından inşa edildiğini, kim tarafından finans edildiğini ve kim tarafından yönetildiği herkes tarafından bilinmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti hiç bir yabancı (yalancı) ülkenin uluslararası siyaset sofrasında meze olmayacaktır. Kim ki devletimizi hedef alıp bir hamle yaptıysa misli ile karşılığı sergilenmelidir.
PKK’nın kurulumu ve yönetimi aşamasında yer alan, PYD desteğini temin eden ve FETÖ örgütünü destekleyen ve koruyan ABD’li yetkilileri Mit ve Dışişleri aracılığı ile ivedilikle tespit ederek demokrasi karşıtı hamleler ile yüz kızartıcı suç unsurlarına ortak olan bu kişilere yakalama, mal varlıklarını dondurma vb. konularda yaptırım yapılmalıdır.
ABD başkan yardımcısının yaptığı tehdit varı açıklamaya dengi olan Türkiye Cumhurbaşkanı yardımcısı tarafından haddini bil diyerek misli ile karşılık vermelidir. Bütün bu surecin dışında Türkiye büyük millet meclisinin bütün unsurları ile tek vücut halinde bu olumsuz hadiseye karşı kenetlenerek emin adımlar ile karşı koyması lazımdır.
İktidarı ile muhalefeti ile dikkat edilmesi gereken bir husus vardır. İç politikada partiler muhalif olabilir lakin dış politikada meclisin tek bir dili ve tek bir yol hatırası olmalıdır. Yıllardır PKK tarafından şehit edilen yurttaşlarımızın, FETÖ tarafından katledilen şehitlerimizin haklarını korumak ve suçlularının haddini bildirmek için yeni bir uygulamaya gidilmelidir. Müttefik görünümlü ülkelerin gizli politikaları ile ülkemizi baskı altına alması asla katlanılamaz bir durumdur. BM’den NATO ya varıncaya kadar yürütülecek diplomasi ve sivil toplum eylemleri ile küçük bir kar tanesinden çığ haline gelen bir diaspora oluşturulmalıdır. Ülkemiz üzerinde hesap kurmak isteyenlerin bir daha düşünmeye sevk edecek bir güce erişmemiz gerekmektedir.
Acil bir şekilde yurt dışında Türk büyükelçilikleri ve Türk sivil topluk kuruluşları aracılığı ile lobi çalışmaları hız kazanılmalıdır. Bütün partiler hem toplu hem de ülke genelinde "ABD kaşınma sabrımızı taşırma" sloganı parti bayrağı kullanmayıp sadece Türk bayrakları ile miting ve toplu sivil eylemler ile uluslararası basına Türkiye tek vücuttur mesajı verilmelidir.
Devlet ahlakını kaybeden ve kendi emellerine ulaşmak için uzlaşı ve diploması yöntemleri yerine terör örgütleri üzerinden sindirici eylemler ile hedef ülke ve devletleri zayıflatmak istemektedir. Türkiye hiçbir ülkenin prim kazanacağı bir sömürü merkezi değildir. Buna teşebbüs eden bedelini mutlaka ödeyecektir. Bu ilke ışığından aydınlanarak sergilenen bir Türk diş politikası bir sonraki aşamada olumsuzlukları engelleyecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.