Almanya acı vatanda altmış yıl
Emek Göçü’nün altmışıncı yılındayız. Almanya’daki Türk vatandaşlarının bu ülkedeki serüveni 1961 yılında başlamıştır.
Misafir veya göçmen işçi olarak nitelendirilen bu insanlar Almanya’da altmış yılını geride bıraktılar. Rahmetli babamda Alman ekonomisin emekçisiydi.
Gençliğini ömrünü alman emperyalizmine verdi. Karşılığını aldı mı aldı, sömürü ne kadar verdiyse ona razı oldu.
Pazarlık etme hakkı yoktu, ülkesi tarafında çalışmak için gönderilmiş modern kölelerdi. Verilen her işi yaptı çünkü emekçiydi. Alman’ın hakkı diye bir feniğine tenezzül etmedi. Anlının terini, emeğinin karşılığını aldı.
Kırşehir’de bıraktığı ailesinin ve çocuklarının refahı, mutluğu ve geleceği için birçok babaların yaptığını yaptı. Görünmez fedakâr, cefakâr babaların Almanya vatanı olmuştu.
Yüreğinde gurbetin acısı, ana vatanın özlemi hiç bitmemişti. Gurbetçi babalar vatanında, şehrinde, köyünde uzak diyarlarda her türlü işin emekçileriydi. Bugün Almanya’ya iş gücüne giden babaların birçokları bu dünyada yoklar artık.
İlk giden babalardan geriye üç kuşak kaldı. Torunlarda dedeleri gibi Alman işi gücünün lokomotifi olmak için oradalar.
1961 senesinde ilk Türk işçi kafilesi Düsseldorf Tren Garına vardığında, karşılarında dilini ve kültürünü bilmedikleri bir ülke vardır. Almanya’da tek var oluş sebepleri olan emek güçlerine güvenen bu insanlar ‘misafir işçiler’ yani “Gastarbeiter” olarak gitmişlerdi.
Birçok bölgenin madenlerinde, döküm hanelerinde ve otomotiv fabrikalarının iş bantlarında, kuvvetlerinin sonuna kadar çalışacak ve paydos sonrası yorgunluğunu atmak için Alman toplumundan uzak barakalarda yaşamaktı.
Almanya'da neredeyse üç milyon Türkiye kökenli insan var deniyor. Almanya'nın en büyük azınlık grubunu oluşturuyor.
Köyünde yola çıkan vasıfsız fakat güçlü Anadolu gençleri kısa bir süre kalıp tekrar köyünü dönmek için çıkmışlar yola.
Hayatın akışında hiç de öyle olmamış. Köyünde çıkan bir daha dönememiş. Altmış yıl geçmiş artık birçokları hayatta bile yok. Boşuna Almanya acı vatan denmemiş.
Anadolu’nun güçlü gençleri Almanya’ya gidince köyünü unutmuş. Birçokları eşini çocuklarını terk etmiş. Almanya Anadolu’da birçok aile yapısını bozmuş.
Bugün Almanya’yı vatan edinen kuşak hala yabancı deniyor. Sığınmacı göçmen olarak görünüyor. Alman halkı tarafında hep üçüncü vatandaş gibi davranılıyor.
Ankara’nın gözünde birer döviz kaynağı, Bonn’un gözünde ise salt işgücü olarak algılanan Türkiye kökenli emekçileri. Alman ekonomisinin işgücü açığını kapatan Türkler, artık yük haline gelmiştir deniyor.
Almanya'da yaşayan Türkiye kökenli bireylerin "Alman" ve "Türk" olma olgusu etrafında oluşan kimlik sorunu hâlâ çözülebilmiş değil.
Altmış yıl dile kolay, bir ömür, bugün dün giden emekçi babaların çocukları dede oldu. Bir türlü Alman halkı gibi olmadılar.