Ankara’nın önemli tiyatrolarından Perde Sanat Tiyatrosu’nun kadın oyuncularından Ezgi Gülen, oyunu ve tiyatroyu anlattı

ÖZEL HABER: SAMET EKER

Perde Sanat Tiyatrosu’nun sahnelediği ‘Bu da Geçer Ya Hu’ oyunun baş karakterlerinden biri olan Gülümser’i canlandıran Ezgi Gülen, anadolugazete.com.tr’ye önemli açıklamalar yaptı.

Kendinizden bahseder misiniz?

Ezgi Gülen: 2 Aralık 1991 Ankara doğumluyum. Küçük yaşlardan beri iyi bir tiyatro izleyicisiyim. Küçük yaşlarda Çan Tiyatrosu’na ve lisede de Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde eğitim aldıktan sonra yolum ‘Bu da Geçer Ya Hu’ ile beraber Perde Sanat Tiyatrosu'yla kesişti.

“PROFESYONEL ANLAMDA BÜYÜK ŞANS”

Perde Sanat Tiyatrosu ile yollarınızın kesişme sürecine değinebilir misiniz?

- Ezgi Gülen: ‘Perde Sanat Tiyatrosu'nun ekip arkadaşı arıyoruz!’ ilanına başvurdum ve bu sayede ekibe dahil oldum. Perde Sanat Tiyatrosu içerisinde bulunduğum için kendimi çok şanslı hissettiğim bir tiyatro çünkü her zaman kendi değerlerine, yaptıkları işin değerine değer katarak ilerleyen bir ekiple beraberim. Onlardan hem provalarda hem sahne arkasında hem sahnede çok fazla şey öğreniyorum. Bu yüzden profesyonel anlamda başlamak adına için çok büyük bir şans oldu.

“ÖZEL TİYATROLARIN DESTEĞE İHTİYACI VAR”

Özel tiyatrolar kendi emekleri ile süreci ilerletiyor. Bu konudaki deneyimlerinizi anlatmak ister misiniz?

- Ezgi Gülen: Benim için aslında çok öğretici ve geliştirici bir süreç oluyor. Çünkü dekorların yapımından boyanmasına, afişlerin çıkartılmasına kadar oyunun her sürecinde herkesin çok büyük bir emeği var. Tabii ki özel tiyatrolar, devlet tiyatrosuna göre maddi manevi desteğe ihtiyacı olan tiyatrolar oluyor. Bunun yanında Perde Sanat Tiyatrosu tüm bunlara rağmen oldukça profesyonel bir şekilde işini gerçekleştiriyor.

“PROFESYONEL ANLAMDA GÜLÜMSER İLE BAŞLADIM”

Karakterle beraber tiyatro hayatınıza giriş yapmak istiyorum. Bu yoğun tempoyu nasıl anlatırsınız?

- Ezgi Gülen: Ben Gülümser karakterini oynuyorum. Gülümser karakteri bu oyunun içerisinde duygu yoğunluğu bence yüksek olan bir karakter. Oyunumuz bir işgal dönemini konu alıyor. Ve hem vatanı hem evi aslında işgal altında. Bu nedenle gerçekten duygusal açıdan beni çok besleyen bir rol olduğunu söyleyebilirim ve oynamaktan çok keyif alıyorum. Bu rol benim için çok öğretici tarafları olan bir rol oldu ve o yüzden büyük bir şans benim için. Daha önce bu kadar profesyonel oyunlarda rol almamıştım. İşte lise yıllarında veya daha küçükken oynadığım bazı oyunlar olmuştu ama profesyonel anlamda Gülümser karakteriyle başladım, diyebilirim.

Gülümser karakterini de unutamadığınız sahne veya replik neresidir?

- Ezgi Gülen: Çok sürprizi bozmadan vereyim. Aslında her seferinde oyunun sonu beni çok etkiliyor. Bunun yanında Gülümser için alınan ciddi bir kararın olduğu bir sahnemiz var. O sahne beni her oyunda çok etkiliyor.

“TİYATRO İLE KENDİMİ DOĞRU YANSITIYORUM”

Tiyatro sizin için ne anlam ifade ediyor?

- Ezgi Gülen: Tiyatro benim hayatımın çok büyük ve çok kıymetli bir parçası aslında. Tiyatro sayesinde kendimi daha doğru yansıtabildiğime inanıyorum. Aynı zamanda hayata çok farklı açılardan bakmama da yardımcı oluyor ve tiyatro sayesinde bir şeyi bu kadar sevgiyle, tutkuyla yapabilmenin keyfini yaşıyorum.

“DAHA ÇOK ÇABALAMALISINIZ”

Tiyatro alanında bir kadın oyuncunun çektiği zorluklar nelerdir?

- Ezgi Gülen: Bence ben şanslı kesimdenim. Çünkü her zaman beni destekleyen bir ekibim oldu. Yeni katılmama rağmen hiç yabancılık çekmedim, hiç kendimi dışarıda hissetmedim. Bunun yanında her sektörde olduğu gibi cinsiyetin bazı etkileri olabiliyor. Gerek alınan roller gerekse o ortamda kendinizi var edebilmeniz adına aslında sanatın her dalında veya yaşamın her alanında olduğu gibi daha fazla çabaya ihtiyaç duyabiliyorsunuz. Kendinizi kabul ettirmek için çabalamanız gerekiyor. Ama dediğim gibi ben şanslı kesimdenim çünkü burada gerçekten çok yoğun bir destek, çok yoğun bir yardımlaşma söz konusu. O yüzden onlarla aynı sahneyi paylaştığım için onur ve mutluluk duyuyorum.