Ateş düştüğü yeri yakıyor
Türkiye güne yine bir cinayet haberiyle uyandı.
Gencecik bir beden daha öldürülmüş, bir cana kıyılmıştı.
Hem de vahşice önce boğuluyor, sonra yakılıyor, daha sonra beton dökülüp ormanlık alana atılıyor.
Kimdir bu ölümü bu kadar hak eden?
Okumak için ailesinde uzak diyarlara gelmiş, masum bir Anadolu kızı.
Gelmiş olduğu şehrin tuzaklarından habersiz okuyup ailesine laik bir evlat olacaktı.
Kokuşmuş, yozlaşmış, gâvurlaşmış şehrin tuzaklarından habersizdi.
Okumak için geldiği şehirde daha sonraları garip olan bir hayatın için kendini bulmuş.
Her gördüğünü dost samimi bir arkadaş sanmış.
Arkadaş bildiklerinin dünyası onu da büyülemiş.
Bilmeden o tuzağın içerinde kendisini bulmuş.
Kendine yakın bulduğu ya da yakın gördüğü katiline âşık olmuş.
Katili ise evli ve bir çocuk babası...
Mesleği kızları kandırmak eşini aldatmak...
Belki Pınar gibi kaç kıza seni seviyorum yalanlarını söyledi.
Bu sapık katillerin barınacağı bataklıklar buralar.
Bugün bu katil gibi onlarcası buralarda aynı oyunları sahneliyorlar.
Genç kızları tuzaklarına alıyorlar.
Kandırılan kızlar gerçeği gördüklerinde ayrılmak istediklerinde tehdit ve şantajla karşılaşıyorlar.
Sevginin kalpten olmadığı sadece bedeninde faydalandığını gördüğünde sorunlar başlıyor.
Pınar katiline senin eşin çocuğun var beni kandırdın değinde benimle olmayacaksan seni başkasına yar etmem deyip rahatça öldürüle biliyor.
Katil suçunu itiraf ettiğinde karakolda bakın ne söylüyor beni aldattı diyor.
Katile şunu sormak gerekmez mi, sen eşiniş çocuğunu niye aldattın?
Sen evli ve çocuğu olan birisi değil miydin?
Bunu gördüğünde masum kıza acımadın.
Sonrada beni aldattı diyorsun.
Acımadan sevdiğini boğuyorsun, yakıyorsun, sonrada kimse görmesin diye varil içerisinde beton döküp ormanlık alana bırakıyorsun.
Bu kadar oyun şeytanın bile aklına gelmez iken bak sen şeytandan daha beter çıkıyorsun.
Günler sonra;
Pınarın katili tutuklandı haberini alıyoruz.
Ne kadar kolay değil mi?
Katilin tutuklanması ceza evinde beslenmesi demektir.
Katili besleyen kanunlar var oldukça daha çok pınarlar toprağa verilecektir.
Bu ne ilk ne de son olacak.
Cinayetleri önlemekte elbette ki en büyük etki devletin attığı adımlarla olacaktır.
Fakat ülkenin yönetilme tarzına bakarsak siyasetçilerin, bırakın kadın cinayetlerini durdurmayı; daha da tetikleyen söylemlerde bulunduğunu görüyoruz.
Yasaları ve uygulamasını en uygun değer düzeye getirmek lazım. Kravat taktı diye, tıraşı yerinde, görünüşü masum, daha önce suçu yok mahkemede uslu duruyor diye indirim mi olur?
Allah’ın acımadığı katile acımayacaksın öldüreni öldür ki, mikroplar üremesin.
Batı toplumu, insan hakları ne der diyorsan, bunlar için aç devasa bir hapishane, yap tuvaleti yatağı iki metre kadar hücrelerden binlerce, sonra tık bu adamları oralara ve unut.
Bu hayatı görecek insanlar korksun oralara düşmekten caydırıcı olsun.
Karı beni aldattı, çok affedersiniz hâkim bey gözüm dönmüş, hatırlamıyorum, pişmanım zaten kravat da var fazla yatmam diye düşünmesin.
Kanun koyucular kargaları besleyip masumların gözlerini oydurmayın.
Ey seçilmiş iktidarlar ateş düştüğü yeri yakıyor unutmayın.