Babaların izinden gitme
1- Bir mucize görseler alay ederler. Bu ancak açık bir büyüdür, derler. (Saffat 14-15)
2- Musa onlara apaçık âyetlerimizi getirince: Bu, olsa olsa uydurulmuş bir sihirdir. Biz önceki atalarımızdan böylesini işitmemiştik, dediler. (Kasas 36)
3- Andolsun biz, Musa'ya açık açık dokuz âyet verdik. Haydi İsrailoğullarına sor. Musa onlara geldiğinde Firavun ona, “Ey Musa! dedi, senin büyülenmiş olduğunu sanıyorum!” (İsra 101)
NOT: Müfessirler, mealde geçen “ayet” kelimesinin, ya “mucize” veya “Tevrat ayeti” demek olduğunu belirtmişlerdir ki, birinci anlayışa göre Hz. Musa’ya verilmiş olan bu dokuz mucizeyi ashaptan İbn Abbas şöyle sıralamıştır: Yılanlaşan asa, ışık veren el, çekirge, ekin böceği, kurbağa, kan, taştan su fışkırması, denizin yarılması ve Tur dağının İsrailoğullarını korkutması. İkinci anlayışa göre, tefsirlerde bu dokuz ayet şöyle sıralanmıştır: Allah’a eş koşmayın. Haksız yere adam öldürmeyin. Zina etmeyin. Faiz yemeyin. Büyü yapmayın. Suçsuz insanı, öldürmesi için sultana teslim etmeyin. İsraf etmeyin. Namuslu kadınlara iftira atmayın. Savaştan kaçınmayın.
4- Onlara: Rabbiniz ne indirdi? denildiği zaman, “Öncekilerin masallarını.” derler. (Nahl 24)
5- Onlar bir kötülük yaptıkları zaman: “Babalarımızı bu yolda bulduk. Allah da bize bunu emretti.” derler. De ki: Allah kötülüğü emretmez. Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz? (Araf 28)
6- Hayır! “Sadece, biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izinde gidiyoruz.” derler. (Zuhruf 22)
NOT: Böylece meleklere tapınmanın, bilgi ve kitap olarak bir dayanağı bulunmadığı, sadece körü körüne taklitten ibaret olduğu ortaya çıkmaktadır.
Senden önce de hangi memlekete uyarıcı göndermişsek mutlaka oranın varlıklıları: “Babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerine uyarız.” derlerdi. Ben size, babalarınızı üzerinde bulduğunuz (din)den daha doğrusunu getirmişsem “Yine mi bana uymazsınız?” deyince, dediler ki: “Doğrusu biz sizinle gönderilen şeyi inkâr ediyoruz.” Biz de onlardan intikam aldık. Bak, yalanlayanların sonu nasıl oldu? (Zuhruf 23-24-25)
7- Böyle birine âyetlerimiz okununca “Eskilerin masalları.” derdi. (Mutaffifin 13)
35. Ortak koşanlar dediler ki: "Allah dileseydi ne biz ne de babalarımız ondan başkasına tapardık. Onun emri olmadan hiçbir şeyi de haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de böyle yapmışlardı. Peygamberlerin üzerine açık seçik tebliğden başka bir şey düşer mi!(Nahl 35)
43. Onlara apaçık âyetlerimiz okunduğu zaman demişlerdi ki: Bu, sizi babalarınızın taptığı(putlardan) çevirmek isteyen bir adamdan başkası değildir. Ve yine bu (Kur'an) da uydurulmuş bir yalandan başka bir şey değildir, dediler. Hak kendilerine geldiğinde onu inkâr edenler de: Bu, apaçık bir büyüden başka bir şey değildir, dediler.(Sebe 43)
36. "Mecnun bir şair için biz tanrılarımızı bırakacak mıyız?" derlerdi.(Saffat 36)
NOT: Kafirlerin “mecnun,şair” dedikleri zat, Hz. Muhammed idi. Onu uyup putları bırakmak kendilerine zor geldiği için böyle diyorlardı.
4. Aralarından kendilerine bir uyarıcının gelmesine şaştılar ve kâfirler: Bu pek yalancı bir sihirbazdır!
5. Tanrıları, tek tanrı mı yaptı? Doğrusu bu tuhaf bir şeydir! dediler.
NOT: Kureyşliler, bu sözleriyle Hz. Muhammed’i tanımayıp inkar ediyorlardı. Hz. Peygamber Kelime-i Tevhidi tavsiye ettiği zaman müşrikler: “Tek tanrı bütün yaratıkları nasıl idare edebilir?” demişler ve Allah’ı birlemeye yanaşmamışlardı.
6. Onlardan ileri gelenler: Yürüyün, tanrılarınıza bağlılıkta direnin, sizden istenen şüphesiz budur.
7. Son dinde de bunu işitmedik. Bu, ancak bir uydurmadır.
8. Kur'an aramızdan Muhammed'e mi indirildi? diyerek kalkıp yürüdüler. Belki, bunlar Kur'an'ım hakkında şüphe içine düştüler. Hayır! Azabımı henüz tatmadılar. .(Sad 4-8)
NOT: Yukarıda geçen ayetlerde, Hz. Peygamber’in de davet edildiği Ebu Talib’in evindeki toplantı ve onun neticesi haber verilmektedir. Kur’an-ı Kerim’i inkar edenler, babalarının dinlerinde böyle bir şey duymadıklarını iddia ediyorlardı
İnkâr edenler: Bu Kur'an'ı dinlemeyin, okunurken gürültü yapın. Umulur ki bastırırsınız, dediler.(Fussılet 26)
Onlara âyetlerimiz okunduğu zaman dediler ki: "(Evet) işittik, istesek biz de bunun benzerini elbette söyleyebiliriz. Bu öncekilerin masallarından başka bir şey değildir."(Enfal 31)
İşte böylece, onlardan öncekilere her hangi bir peygamber geldiğinde hemen: O, bir büyücüdür veya delidir, dediler.
. Bunu (nesilden nesile) birbirlerine vasiyet mi ettiler? Doğrusu onlar azgın bir topluluktur.(Zariyat 52-53)
Onlara açıkça âyetlerimiz okunduğu zaman: Doğru sözlü iseniz atalarımızı getirin, demelerinden başka delilleri yoktur.(Casiye 25)
Onlara: Rabbiniz ne indirdi? denildiği zaman, "Öncekilerin masallarını" derler.(Nahl 24)
104. Onlara, "Allah'ın indirdiğine ve Resûl'e gelin" denildiği vakit, "Babalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol) bize yeter" derler. Ataları hiçbir şey bilmiyor ve doğru yol üzerinde bulunmuyor iseler de mi?(Maide 104)
170. Onlara (müşriklere): Allah'ın indirdiğine uyun, denildiği zaman onlar, "Hayır! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız" dediler. Ya ataları bir şey anlamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler?(Bakara 170)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.