Birazda bizim çocuklar yesin
Siyasi geçinen zavallılar öyle bir ölçüsüzlüğe, fesada, harama, batıla ve öyle bir bataklığa batmışlar ki; pervasızca “Olsun biraz da bizimkiler çalsın, biraz da bizimkiler yesin” diyebiliyorlar.
Bu güne kadar başkaları yemiş bugünde bunlar yemeliymiş. Bu nasıl bir anlayış Allah aşkına! Halkın seçilmişleri olacaksın, sana emanet edilen yetimin, fakirin, mazlumun, garibanın hakkı yiyeceksin.
Sonrada meydanlarda abdestli dolaşacaksın. Allah’ın kitabında, Muhammed (s.a.v) hayatında, böyle bir Müslümanlık var mı?
Bunlar birde İslam’ın güzel adaletinde bahsederler. Muhammed (s.a.v) ve sahabesinin ahlakında ve hayatında örnekler sunarlar.
Camileri, mescitleri doldurup insanları ağlatırlar. Televizyonların başında insanlara İslam’ın örnek ahlakından bahsederler. Reytingler kırıp insanları televizyon başlarına toplarlar.
Peygamber efendimizin üzerinde ceplerini doldurup sermaye yığarlar. Bunlar Abdestiz yere basmazlar, kul hakkı geldi mi uymazlar. Camilerde en önde hocanın arkasında dururlar kul hakkı gelince duymazlar.
Besmelesiz işe başlamazlar, yetim malını yerken besmeleyi unuturlar. Bu gün oruçluyum derler, yoksulun malını yerler.
Kurumlarda binlerce memur giriş yapmayıp mesai saatlerinde dışarıda gezen işyerinde odasının kapısını kilitleyip oyun oynayan sadece ayın on beşinde bankamatiğe gidip maaş çeken memurcukları örnek alırlar.
Hiçbir sorumluluk almayan kurumu babasının Çiftliği gibi gören sallarım başımı alırım maaşımı diyen her fırsatta rapor alıp kaytaran sadece ayın on beşinde bankamatiklerin önünde görünen memurcuklardan olurlar.
Bunlarda ne Allah korkusu var nede kanun. Allahtan korkmayan kuldan utanmaz derler. Bunlar ne Allahtan korkuyor, ne kullardan utanıyor ne kanunu takıyor.
Allah’tan Kuran’dan haktan hukuktan bahsedip bankamatikçiler var oldukça işimiz zor. Deveye sormuşlar neren eğri diye nerem doğru ki demiş ne güzel söz.
Bunların hali deve misali nereleri doğru ki? Allah’ın adaletinde korktuk, batının kanunlarına tabi olduk, onlar kadarda olamadık
Kanunu koyanlar kanunu önce kendileri ihlal ediyor. Bizim kanunlar ahbap, çavuş ilişkisiyle yürüyor. Gelen, gidende çok farklı olmuyor.
Kim olduğu önemli değil, önemli olan, kanunların karşısında herkesin eşit olması. Kanun tüm toplumu kuşatandır.
Sana farklı, bana farklı olmamalı. Adaletin olmadığı yerde kanunda geçmiyor. Önce adalet korunmalı, daha sonra adil olunmalı. Peygamberimiz bir hadisinde bakın ne güzel bildiriyor.
“Şüphesiz sizden önceki toplumlar, içlerinde makam, mevki sahibi itibarlı birisi hırsızlık yaptığı zaman bırakıverdikleri; buna mukabil halk tabakasından zayıf birisi hırsızlık yaptığında ise kendisine ceza uyguladıkları için helak oldular.
Allah’a yemin ederim ki; eğer Muhammed’in kızı Fatıma da hırsızlık gibi bir cürümü işlese, ona da gerekli cezayı uygularım” diyen bir Muhammed (s.a.v) ümmeti ne halde sizlerde görüyorsunuz.
Hz. Ali buyurur ki: “Haksızlık karşısında eğilmeyiniz;; aksi halde hakkınızı da, şerefinizi de kaybedersiniz.”