Enver Baltaş

Enver Baltaş

Bitki besin elementlerini tanıyalım

Bitki besin elementlerini tanıyalım

POTASYUM (K)

Potasyum, azot ve fosfor gibi bitki yapısına pek girmez. Daha çok bitkinin bazı hayatsal olaylarında kendini hissettirir. Örneğin; bitkinin su potansiyelinin ayarlanmasında, karbonhidratların oluşturulmasında ve taşınmasında rol oynamaktadır. Bunların dışında amino asitlerin proteinlere dönüşümünde de etkin rol alır.

Potasyum bitkilerde birçok kalite unsurunu etkiler. Meyve kalitesi, renk, koku, aroma, dayanıklılık, sertlik, hastalıklara karşı dayanım ve depolama uzunluğunu etkileyen en önemli elementtir.

Potasyum bitki bünyesine K+ iyonu şeklinde alınmaktadır ve eksikliği azot gibi ilk önce kendini yaşlı yapraklarda göstermektedir. Fazla alınan potasyum magnezyum alınımını azaltır ve bitkinin tepe sürgününün yavaşlamasına neden olur.

POTASYUMUN BİTKİDEKİ GÖREVLERİ

Dokuların tuz konsantrasyonunu ve ozmotik basıncı ayarlayarak bitkide su dengesini sağlar. Bitkilerin kuraklığa, dona ve tuz zararına karşı dayanımını arttırır.

Bitkilerin yapraklarında oluşturduğu protein ve karbonhidrat gibi yapıların meyveye taşınmasında rol alır ve meyvenin içini doldurarak verim ve kaliteyi artırır.

Fotosentez ve solunum için gerekli olan birçok enzimin faaliyetine yardımcı olur. Ürün kalitesini arttırır. Meyvenin renk, tat, aroma, sertlik, depo dayanıklılığı ve raf ömrünü etkileyen en önemli elementtir.

POTASYUM NOKSANLIK BELİRTİLERİ

Önce yaşlı yapraklarda görülür. Yaşlı yaprakların uçlarında ve kenarlarında sararma daha sonrada kuruma şeklinde görülür (yaprak yeşil rengini korur).

Yaşlı yapraklar daha küçüktür. İlerlemiş durumlarda yaprağın büyük bölümü kurur ancak düşmez. Bitkide genel bir su stresi görülür. Bitki cansızdır. Gelişimi yavaşlar.

Hastalık ve zararlılara karşı dayanıklılık azalır. Tohum ve meyve şeklinde bozulma, meyvede kalite düşüşü, meyveler daha küçük ve lezzetsiz olur.

POTASYUM ALINIMI AZALTAN KOŞULLAR

Potasyum kaybının fazla olduğu kumlu hafif topraklar. Kireç oranı yüksek topraklar. Toprakta fosforun fazla miktarda bulunması. Potasyum içeriği düşük olan topraklar aşırı yağış, fazla yapılan salma sulama

FOSFOR (P)

Kaya, mineraller ve organik maddelerdeki fosfor parçalanarak serbest hale dönüşür ve bitki bu serbest fosfor bileşiklerinden faydalanır. Ancak, fosfor genelde, toprak içerisinde bitkilerin faydalanamayacağı bağlı formda bulunur. Özellikle pH’sı yüksek, kireçli veya magnezyumu yüksek topraklarda kalsiyum fosfat veya magnezyum fosfat olarak çözünmez bileşikler oluşturarak çökelir ve bu yapıdan bitkiler faydalanamaz. Yapılan gübrelemelerde bitkinin fosfordan faydalanma oranı %30 civarındadır. Gübrelerle verilen veya topraktaki mevcut fosforun etkinliğini pH’yı düşürerek sağlayabiliriz.

Bitkiler toprakta serbest halde bulunan fosforu kolaylıkla alabilirler. Fosfor bitkilerde en fazla genç dönemde kullanılır. Tohum döneminde fosfor kullanımı nispeten artar.

Fosfor, çiçeklenme biyolojisi, tohum oluşumu, enerji transferi (ATP), gen aktarımı (DNA) gibi konularda mutlak gereklidir.

Fosfor noksanlığı bitkinin en çok generatif yönden zarar görmesine neden olur. Fosfor noksanlığı kendini öncelikle yaşlı yapraklarda gösterir (mobildir). Yapraklar noksanlık durumunda önce koyu yeşile, sonra mavi yeşile ve daha sonrada kırmızı ve kırmızı-mor bir görünüm sergiler.

Fosfor fazlalığında veya aşırı fosfor gübrelemesinde demir (Fe+2) çinko (Zn+2), kalsiyum (Ca+2), bor (B) ve mangan (Mn+2) alınımına engel olur.

Fosforun Alım Formları: H2PO4 ve HPO4-2

FOSFORUN BİTKİDEKİ GÖREVLERİ:

Enerji transferi (ATP), şeker ve nişasta gibi maddelerin taşınması ve depolanmasında etkilidir. Nükleik asitlerin (DNA) oluşumunda ve gen aktarımında görev alır.

Çiçek ve meyve oluşumunda, kök gelişiminde önemlidir. Hücre bölünmesi ve yeni hücre oluşması için elzemdir. Meristem dokularım büyümesini düzenlemektedir.

FOSFOR NOKSANLIK BELİRTİLERİ:

Cansız, zayıf ve yumuk çiçek oluşumu. Yaprakların önce koyu yeşile, sonra mavi yeşile, ve daha sonrada kırmızı ve kırmızı-mor renge dönüşmesi (antosiyan birikimi).

Köklerde zayıflama, cansızlık ve emici tüylerin yeterince oluşmaması. Sürgünlerde kısalma, incelme ve ipliksi gelişme, boğum aralarında daralma. Küçük ve şekilsiz meyve oluşumunun yanında çekirdek sayısında azalma, çekirdek gelişim bozuklukları ve raf ömründe kısalmalara sebep olmaktadır.

FOSFOR ALINIMINI AZALTAN KOŞULLAR:

pH’sı 5,5’den düşük ya da 7,5 den yüksek topraklar. Yüksek kil içeriğine sahip topraklar. Düşük organik madde içeriğine sahip topraklar.

Toprakta fosforun tamamen bağlı olarak bulunması alüminyum ya da demir hidroksit oranı yüksek olan topraklar

AZOT (N)

Besin maddeleri içerisinde kendisini en çabuk azot noksanlığı hissettirir. Bu yüzden azot, bitki besin maddeleri içerisinde, en önemlisidir ve gübrelemede en çok kullanılanıdır.

Azot noksanlığında bitkilerde, büyüme ve gelişme hızlı bir şekilde yavaşlar, bitki küçük kalır. Sürgün sayısı az ve sürgün boyu normalden kısadır. İlerlemiş azot noksanlığında sürgünler kıvrılarak aşağı doğru büyür. Yapraklar küçülerek vaktinden önce dökülür ve ağır kloroz (sararma) görülür. Bitki yaşlılık hormonu salgılar ve kök gelişimi zayıftır. İnce ve zayıf kökler görülür. Azot noksanlığı öncelikle kendini yaşlı yapraklarda gösterir. Bu, azotun bitkide hareketli olmasından kaynaklanır. Erken çiçeklenme gözlenecek ve vejetatif dönem kısalacaktır.

Azotun fazla verilmesi durumunda ise bitkide anormal boya kaçma, bitki dokularında gevşekleşme, bitkide yatma, hastalıklara karşı direncin azalması, geç çiçeklenme ve raf ömründe kısalma, şeker sentezinde azalma, erken meyve dökülmesi, depo hastalıklarının artması gibi olumsuzluklar gözlemlenir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Enver Baltaş Arşivi