Bu kış kısmi karantinadayız
Doğan her canlı vadesi dolunca ölümü tadacak.
Allah’ın yaratılmışlar üzerinde değişmez kuralı.
Kimse baki değil.
Her canlı ölümlü…
Onun için ölüm aklımızda çıkmamalı.
Ey nefis ölüm var demeliyiz.
Gururlanmayı, kibirlenmeyi bir kenara bırakmalıyız.
Yaratılmışları yaratandan ötürü sevmeliyiz.
Çünkü kırılan kalp, incinen gönül geri gelmiyor.
Bakın her gün yeni ölüm ve öldürülme olaylarını duyuyoruz.
Yakınlarımız, tanıdıklarımız bir bir aramızda ayrılıyor.
Daha önce de ölüm haberi alıyorduk.
Ancak o ölümler bir salgın hastalıktan değildi.
Şimdi çevremizdeki birçok tanıdığı Korona salgını nedeniyle kaybediyoruz.
İnsanlar panik halinde.
Salgın gittikçe daralıyor sanki.
İnsanlar, sıra onlara gelmesin diye tedbir alıyor, insanlardan, kalabalıklardan kaçıyorlar.
Kent dışında, köyde, kenar mahallelerde yaşayanlar var.
Emekliyse, çalışmak zorunda değilse, yaz aylarında tatil yaptığı yazlığını kışlık eve çevirip orada yaşayanlar var.
İnsanların hayatları yaşamları değişti.
Koronaya karşı yaşam belirlendi
Çocuklar evlere, yaşlılar odalar kapatıldı.
Fabrikatör, esnaf tedirgin…
Üretici, satıcı sıkıntılı…
Gündelik çalışanlar perişan halde.
Ayrıca uzmanlar zorunlu işler dışındaki bütün işyerlerinin bir süre kapatılmasını istiyor.
Avrupa öyle yapmış.
İngiltere’de restoran işleten biri anlatmıştı.
İngiltere hükümeti “restoranı kapat, ben sana geçtiğimiz yıl beyan ettiğin vergi üzerinden yardım yapacağım” demiş.
Biz de restoranları, kahvehaneleri kapattık, berberler eli kulağında.
Ancak bizde devlet desteği ya çok az ya da hiç yok.
Bir de sanırım bazı tedbirleri alma konusunda gecikiyoruz.
Ülke COVİD-19 la kaynarken Iraklısı, Suriyelisi, Afganlısı yaşlısı genci çarşı pazar dolaşıyor.
Dışarıda gelenlere yasak yok mu?
Onlar bu şehirde yaşayanlardan değiller mi?
Neden onlar sokakta geziyor bizim yaşlı ve yirmi yaşa altı ceza yiyor.
Bunların dokunulmazlığı mı var?
Göçmen mi, yerli belli olmayan bunlarda yasaklara uymalı.
Yeni kısıtlamalar hayat geçiyor.
Akşam dokuz sabah beş.
Bu hafta sonu ülke olarak evlerdeyiz.
Şimdiden iki günlüğüne çarşı pazar alış verişte.
Yapmayın, etmeyin bu kadar alış verişi niye.
Yığmayın evlerinize yiyeceğiniz kadar alın.
Doyacağınız kadar dökmeyin çöplere.
Korkmayın açlıktan ölün değil, toklukta ölen çok.
Bir karın değil mi iki günde evde olanlarla yetinin.
Yani bir şekilde “Kısmi Karantina”dayız.
Umarım ilimizde gidişat ağırlaşmaz ve vefat sayıları yükselişe geçmez.
Kışı atlatana kadar biraz daha dişimizi sıkmamız icap ediyor, görünenden anladığımız öyle.