Büyüdük aniden
Havalar iyiden iyiye soğuduğu bir günden sevgiler. Keşke kar yağsa ve yağarsa perişan olacağım düşüncesi arasına galiba sıkıştım. Çocukken kar yağması benim için doğanın bana en büyük ödülü olarak görürdüm. Büyüdükçe biraz içimiz soğumaya başladı. Çocukken birçok şey umurumuzda olmazdı. Evi biz geçindirmiyoruz, faturaları ödemiyoruz. En önemlisi de sanki hayat bu kadar pahalı değildi. Şimdi ise portakal kokusu ve doğal gaz faturası arasında gidip geliyor. Artık kış anlayışlarımız bile değişti. Kışın kalınca kabanları, kazaklarını çekersin. Sıcacık eldivenler, atkılar, şapkalar… Şimdi ise Moda bir kolu açık kazaklar, sadece görüntü olarak giyilen şapka ve atkılar yerini almaya başladı.
2000 yılını ilk aylarında geçici bir süre Kırıkkale de kalmıştık. Sabah uyandığım zaman her taraf karlarla kaplıydı. Bu durum 5-6 yaşlarında bir kız çocuğu için olağanüstü bir olaydı. Evimizin önündeki yokuşta bütün mahalle kartopu oynayıp, kayıyorlardı. Dışarı çıkmak için can atıyordum. Mahalledeki yalnız çocuklar değil yetişkinler de oynuyorlardı. Gerçekten o zaman bize çile değil miydi? Eldivenlerim yoktu onun yerine annem elime bir çorap geçirdi. Benim en güzel eldivenlerim onlardı. Annem beni eve zorla almıştı. Şimdiki çocuklar kar yağdığında bile anne veya baba gözetiminde belirli saatler dâhilinde çıkabiliyorlar. Dışarısı güvenilmez kar ise her an hasta edebilen bir silah olarak görmeye başladık. Bir metre olan boyumu karın yüksekliği aşıyordu. Kardan yürüyemeyince rahmetli Mesut Dedemi aradım. Beş yaşındaki bir kız çocuğunun bütün nazıyla, “ Dede ben size gelemiyorum. Yolda çok kar var.” Diye arayınca iki ev arası dedem bir tünel açmıştı. Benim için en güzel kış hatırasıdır. Şimdi anlıyorum ki aslında kış hatıralarla güzelmiş. Kendini sırça köşklere saklayarak. Kar yağdı, hava soğuk hasta olabilirim kaçııııın! Diyerek kış olmuyormuş.
Şimdilerde ise bizler için en büyük kâbus olmaya başladı. Haber manşetlerinde bile beyaz çile veya beyaz kâbus manşetleriyle geçmeye başladı. Gerçekten de öyle mi? Bir şarkıda dediği gibi büyüdük aniden, küçüldü hayaller. Biz büyüyünce kar kötü oldu, zaten kötüydü de biz şimdi mi anladık? Kar oynadıktan sonra ıslak çoraplarımızı soba ya da kalorifer peteğine yasladığımız ayaklarımızı kuruyunca kardan da vazgeçtik. Hasta olmaktan, en önemlisi de geçim sıkıntı bizi vazgeçirdi. Hiç büyümediğimiz karlı güzel hatıralı günlerin gelmesi dileğiyle…