Camiler ve din adamı
Millet olarak dinimizin gereği camiyi ve mescitlerimizi sever onun üzerine elimizden ne gelirse yapmaya gayret ederiz. Mescit ve camii dedi mi duygulanır hislenir hele de gökyüzüne uzanan kılıç ve kalem yapılı minarelerden ezan-ı Muhammed’i okunurken insan kendini ulvi bir hayat içerisinde hisseder gözleri dalar Allah’a uzanan o sedaların çarpıntıları arasında kendinden geçer asrısaadetin zamanlarını hayaller, Allah resulünün çektiği çileler aklına gelir İslam’ın ne zor şartlarda tebliğ edildiğini düşünür.
O zamanlar aç susuz kalanlar mallarını mülklerini Allah yoluna harcayanlar yokluk içerisinde mutlu bir şekilde Allah’a ulaştıkları gelir insanın aklına. Allah resulünün sağa sola güneye kuzeye gönderdiği elçiler Allah’ın yolunu peygamberin sünnetlerini dost doğru anlatırlar hiç kimseye eğilmezler dinin tek doğrusunun olduğunu her seferde her nefeste anlatırlar. Kimseye boyun eğmez zenginmiş itibarlıymış ona hiç bakmazlar. İslam dininin bir doğrusunun olduğunu anlatırlardı.
Yapılan mescitler çalışan Allah resulü ve sahabeler dinin direği din adamları çileler çekmiş hapisler de çürümüş ama yine de doğrudan sapmadan dinimizin gereklerini yerine getirmişlerdir. Ve Allah’a öyle ulaşmışlar. Çileler, işkenceler onları hiç yıldırmamış. Asırlardır fikirleri hala geçerliliğini korumaktadır. Bu Allah dostları görevlerinin peygamber ortağı olduğunu hep haykırmışlar yanlışa sapmamışlardır. Allah onlardan razı olsun.
Gelelim çağımızın camii ve din adamlarına. Camilerimiz çok mükemmel yapılarla pırıl pırıl yapılmakta. Yapılırken de bu milletin insanları ceplerindeki son kuruşu verene kadar da yardımsever bir toplumdur. Allah camilerimizin cemaatini bol ve de imanlı kılsın. Din adamlarına gelince yüce dinimizin emir ve yasaklarını en iyi şekilde yürütecek olan onlardır. Bu millet bu din adamlarının ağzının içine bakar ne söyleyeceklerini kalplerine kazımak isterler, ama ne yazık ki kusura bakmasınlar ama hepsi bunu yapıyor demiyorum ama takva makamlarında olanların bazıları bir dini meseleyi yorumluyor.
Tam doğru derken bir başkası bu konuyu başka yorumluyor. Hadi buyurun beyler televizyon kanalları buna şahit. Allah’tan korkmaz mısınız? Bu milletin ahından nasıl kurtulacaksınız. Dinimizde bir doğru vardır iki doğru olmaz. Kızmayın bey din adamları bu milletin genç neslini yıllardır hainlerin yuvalarına sizler teslim ettiniz. Eğitimi doğru dürüst vermediniz. Hainin hal ve hareketini sizler görmüyor muydunuz, duymuyor muydunuz niye sustunuz?
Niye hayır böyle değil dinimiz bunu emrediyor demediniz kimden korktunuz Allahtan korkmadınız da. Hakkımı sizlere helal etmiyorum. Bu millet dinini diyanetini çok sever yeter ki yürekli din adamları olsun. Doğruyu kılıç gibi kalem gibi doğru söylesin yine de gerçek din adamlarımızın ayaklarının altını öpeyim. Peygamberin vekillerisiniz. Allah’ın resulüne hesap verecek Allah’a havale edileceksiniz. Allah sizleri başımızdan eksik etmesin dürüst din adamları. Yanlışların sahipleri utansın ne mal ne para bu dünya da kalmaz. Ancak ve ancak Kur’an ve din kalacak.
DİN ADAMLARI
Din adamı dürüst kılıç misali olur
Adalet ve yasa ondan sorulur
Elbet bir gün mahşerde terazi kurulur
Din doğruyu söylemedi mi diye ona sorulur…
Peygamberin otağında vekilsin hoca
Hepimizden hesap soracak ulu yaratan
Yalanlarla doğruları çarptıran cehennemde yatan
Halk geldi batıl zail oldu diyor yaratan…
Zengine fakire ağaya paşaya göre söyleme sözü
Dinimizin gereği ne ise o sözün özü
Söyle korkmadan Allah ve peygamberin izi
Halis hepinizden hakkını isteyecek Allah’a şikâyet edecek sizi…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.