İP’li Yavuz Ağıralioğlu, epeyce bir tereddütten sonra, bu vebali daha fazla taşıyamayacağını gördü ve Kemal’in Masası’ndan çekildi.

Sormuştuk: “İP’teki tek Ülkücü Ağıralioğlu mu?” diye…

Soru yerinde duruyor.

Asena Meral, “PKK’nin gölgesinin düştüğü masada biz olmayız.” diye babalanıyordu.

Mevcutlu olarak getirilip, masadaki taburesine iliştirildikten sonra sesi soluğu çıkmaz oldu.

Bırakınız terör örgütünün gölgesinin düşmesini, örgütün tüm legal ve illegal unsurları, masayı kucaklarına çektiler.

Artık gizli saklı, imâlı laflara da gerek duymuyorlar.

Kandildeki terör baronları, hiç eğip bükmeden söylüyorlar.

Murat Karayılan, Duran Kalkan, Cemil Bayık, Mustafa Karasu, Bese Hozat…

HDPKK olarak, adaylarının Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu cümle âleme haykırıyorlar.

Terörün siyasî temsilcisinin sözcüleri de, öyle bakanlıkmış, Cumhurbaşkanı yardımcılığıymış, üç-beş üst düzey bürokrat koltuğuymış, ufak tefek ulufelere tenezzül etmeyeceklerini dillendiriyorlar.

Peki ne istiyorlar?

Masa’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu’dan hangi sözleri aldılar?

Aralarındaki suç ortaklığı protokolünü görmesek de, sözcülerinden çıkan laflar ve Kılıçdaroğlu’nun ikrar kıvamındaki sessizliği bazı işaretleri veriyor.

Ne diyorlar?

“100 yıllık Cumhuriyeti değiştireceğiz.”

Aloooo!...

Duymadınız mı, ey Devrim Muhafızları?

Hüda-Par’ın parti programında Cumhuriyet karşıtlığı kırıntıları arayan güruh!...

HDPKK sözcüleri lafı hiç eğip bükmüyor.

“Cumhuriyeti değiştireceğiz.” diye ilan ediyorlar.

Kılıçdaroğlu, HDPKK’lı belediyelere kayyum atanmayacağını… Suriye, Irak ve Libya’daki askerlerimizin çekileceğini… Terör iltisakı sebebiyle KHK ile kamudan atılanların tekrar göreve iade edilip, üstüne bir de tazminat ödeneceğini açık açık söylüyor.

Hadi sivrisinek vızıltısında Şemmame oynamanızı beklemiyoruz da…

Adamlar koltuk davulu da değil, kös büyüklüğünde meydan davulu çalıyor.

Bizim taşradan duyabildiğimiz bu bet sesleri, CHP ve İP’in Ankara’daki genel merkezinde oturanlar duymuyor mu?

Nerede CHP’nin Kemalistleri?

Nerede Asena Meral’in ‘Ülkücü’leri?

Koray Aydın, sen neredesin?

Yavuz Ağıralioğlu’dan başka aranızda, hadi Ülkücüden vazgeçtim, azıcık ‘milliyetçi hassasiyeti’, zerre kadar ‘Atatürk sevgi-saygısı’ olan yok muydu?

“Ut-kemani çalmazsa aynalı körüğe de binmem…” türküsü çığırıyordunuz.

Ut-kemaniye davul-zurna da eklendi.

Daha nereye kadar sol kulağınızın üstünde yatacaksınız?

Bilesiniz ki, 15 Mayıs sabahına uyandığımızda, topunuz birden ‘siyaset esnaflığı ömrünü’ tamamlamış olacaksınız.

Ve yine bilesiniz ki, adınız tarihin çöp sepetindeki hak ettiği yere yazılacak.