Aziz milletimi meydana getiren 80 milyon vatan, millet sevgisini gönlünün derinliklerinde hisseden aziz milletim senin arana nifak sokulmaya çalışılıyor. Seni parçalayıp bundan faydalanmak isteyenler içimizde dışımızda cirit atıyorlar. Bunlar vücutta bulunan zararlı mikrop gibi vücudun zayıflamasını bekliyor. Vücudun zayıf düştüğünü hissettiği zaman hücuma geçer. İşte milletimin içinde dışında bulunan düşmanlarımızda böyle günümüzü bekliyor. Bilhassa içimizde bizden gibi görünüp bize zarar verenlere iyi dikkat edelim. Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve milletini hazmedemeyenlere zemin hazırlamayalım.

Devletimize ve milletimize zarar vermeye çalışanlara demokrasinin gereğini yerine getirerek milli birliğimize zarar vermeden, plan projelerimizi milletimize anlatarak millete hizmet etmeye talip olalım. Bununda en iyi yolu Cumhuriyet rejiminde demokrasi kuralları içinde yapılmasıdır. Bu kuralların işleyebilmesi için milletin hakemliğine müracaat edildiğinde ondan çıkacak karara millet olarak uyalım. O kararı eleştirmeye yönelmeyelim. Milletin verdiği yetkiyi kullananları yine demokrasi kuralları içinde denetleyelim. Bunları da milletin temsilcilerinin birleştiği çalışma yeri olan Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında saygınlığı kaybetmeden yapalım. Karşılıklı fikirlere saygı göstererek fikirlerimizi beyan edelim.

Demokrasimizin nimetlerine her zaman saygı duyup seçme ve seçilme kurullarına uyarak milletin bir fazla oyuyla iş başına getireceği seçilmişlere saygı gösterelim. Biz kazanırsak demokrasi var. Biz kazanamaz isek demokrasi yok, baskı var yanlışlar var yaygarası yapmayalım. Seçilemediğimizin nedenlerini kendimizde arayalım. Nerede yanlış yapıyoruz onu bulalım. Milletimizin gönlüde nasıl gireriz bunun hesabını yaparak demokrasi çarkının daha iyi işlemesine yardımcı olalım.

Bütün güzellikleri önümüzde dururken kötülüklerle uğraşmayalım. Bir bakıyoruz hükümeti yürütülenlere çevremizde dostumuz kalmadı. Her komşuyla kötü durumdayız. Devletlerle bilhassa Avrupa devletleriyle sorunlarımız var diyelim. Hükümetimizi dışarıya karşı kötüleyelim, bütün bunları yaparken komşularıyla ve diğer devletlerle iyi ilişkilere girilince de o devlet adamlarının karşılıklı menfaatlere değil de sanki hükümete yardıma geliyormuş gibi algılara kapılmak ve devletini milletini onlara karşı korumamak bir görevmiş gibikonuşmaların bu millete fayda vermeyeceğini bunu yapanlara da fayda vermeyeceğinin iyi bilinmesi lazım. Artık Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve hükümeti kimseye emredersiniz demiyor bundan sonrada demeyecek her görüşmede devletimizin pazarlığı bu olacaktır. Güçlü devlet güçlü hükümet bütün muhataplarına bunu söyleyecek ve kabul ettirecektir. Bu aziz millet kimseye boyun eğmeden çıkarlarını savunacaktır. Bunu hem silahlı güçleriyle hem de ekonomisi ile yapacak güçtedir. Bilhassa içimizdekilerinin bunu bilmesi dileğimizdir.