DİB’nı tam Dib’e battı
Sevgili anadolugazete.com.tr okuyucularımız. Geçtiğimiz günlerde partili cumhurbaşkanı ile yurt dışı gezisine giden Ulu Önder Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti için, kefen parasını bu ülkenin kurtuluşuna bağışlayan cumhuriyetin ilk Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Rıfat Börekçi gibi ulvi bir değerin oturduğu makamda hak etmeden oturan içerisinde bulunduğumuz ucube dönemin Diyanet İşleri Başkanı;
* Arapçayı Türkçeye çeviremedi. Şaşırdık mı? Hayır. Bakmayın özgeçmişinde iyi derece Arapça biliyorum demesine. Kocaman bir yalan olduğu sadece tescillendi!
*Konusunda uzman olmadığı herkesçe görüldü,
*Profesörlük unvanı boşa düştü,
*"Kur'an-ı Türkçe okumayın, Arapça öğrenin" talkını güme gitti,
*Eline kılıç alarak içi hakaret dolu salyalı hutbe okumak bile bilgisizliğini kapatamaz oldu,
*Alman Mercedes makam aracı filosu sevdasını, günlük 40 bin TL kirayla ultra lüks AUDİ A8’e yükselmesi,
*Hanıma özel kalem tahsisi,
*Kendi damadına torpilli atama, kardeş damadına özel kadro tahsisi,
*Tescilli Atatürk düşmanı fesliyi 10 Kasım’da özellikle ziyarete gidilmesi,
*Ülkemizdeki camilerin ne idüğü belirsiz tarikatlara teslim edilerek palazlanmalarına göz yumulması,
*Ülkemizin milli günlerinde Kurtarıcı Lider Ulu Önder Atatürk'ün hutbelerde adının anılmaması,
*5 yıldızlı otellerde seminer bahane edilerek pirzolalı, biftekli, özel tavuk butlu tatil yapılması,
*Göreve geldiği günden bu yana cuma hutbelerinde rüşvetin haram olduğu,
*Torpilin, adam kayırmanın kul hakkı olduğundan bir kez bile dahi bahsedilmemesi,
*Şatafatın, gösterişin Müslümanlıkla bağdaşmadığından hiçbir zaman söz edilmemesi,
*Diyanet atamalarında liyakatin sıfıra indirilmesi, iktidar partisinin arka bahçesi haline getirilmesi,
*Özellikle deizmin yayılması ve çoğalması,
*İmam hatip okulları artmasına rağmen öğrenci sayısının günden güne azalması, hepsi, hepsi bu kişi DİB makamının hakkını veremedikten sonra yaşandı?
*Vallahi ilgili kişinin profesör ünvanı da intihalle (aşırma) ile mi kazanıldı diye insanın kendisine sorası gelmiyor da değil!
**O zaman şaşırmaya, hayrete düşmeye gerek yok kumaşın pazen olduğu ortada bu kumaştan ipek elbise olmaz. Böyle ucube düzene tabidir ki böyle şatafattan hoşlanan idareci ne bekliyordunuz!
**Anadili gibi Arapça, İngilizce bilen yüksek liyakat mı bekliyordunuz? Kusura bakmayın bu ucube düzen sürdükçe çok beklersiniz!!!
Yazıya notumuz: Ahmet Hamdi Akseki, Mehmet Nuri Yılmaz, Lütfi Doğan, Mustafa Sait Yazıcıoğlu, Ali Bardakoğlu gibi örnek Diyanet İşleri Başkanlarını hürmetle, saygıyla yâd ediyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.