H. Yıldız Bayrak

H. Yıldız Bayrak

Dikkat! Bu yazı hazımsızlık yapar

Dikkat! Bu yazı hazımsızlık yapar

​Birkaç yıl öncesine kadar sosyal medyadan aklı evvel insanların yazdıklarına cevap verir kendimce irşad cevapları yazardım. İrşad dedimse bunların hepsi nasihat değildi tabi ki. Had bildirmek, amiyane tabiriyle kapak yapmak ve dahi kiminle aşık attığını göstermek amaçlı mesajlar şeklinde de devam etti bu irşad cevaplarım. Sonra baktım ki ne zevzekler tükeniyor ne de benim eskisi kadar vaktim var. Çok damarıma basılmadıkça cevap yazmaz dahası kaale almaz oldum.

Gel gör ki geçen yıl yaşadığımız darbe ve sonrasında anlı şanlı bir direnişle bastırılması kimilerinin damarına dokunmuş. Kimi tankların altına yatanlara korkak demiş, kimi trişkadan bir direnişti demiş. Daha neler var da onların hepsini yazarsam amacım hasıl olmayacak. Geçenlerde saygıdeğer bir ablamızın 15 Temmuz’daki direnişe göz ucuyla baktığını gösteren bir yazısını okudum. Yiyecekmiş destanımızı öyle diyor.

Ülkemizde genel olarak kullanılan bir ifade var muhakkak duymuşsunuzdur: …. nedir, yenir mi? Bu, soruyu soran kişinin o noktalı yerle hiç alakasının olmadığı anlamına gelir. Örneğin: otomobilin o’sundan anlamayan birine buji dersiniz, o nedir, yenir mi der. Yani ben bu mevzudan hiçbir şey anlamıyorum demek. Gelelim ablamıza…  Yazıyı siz bulun okuyun adı “yerim destanınızı” burada önce şunu söylemek lazım.

Yiyemezsin ablam o lokma sana büyük olur, boğazında kalır! Sonrasında destan yenilecek bir şey değildir burada sen konudan ne kadar uzak olduğunu belirtmek için başlığı yerim destanınızı yerine “destan nedir, yenir mi?” yapmalıydın. Zira yazıdan anlaşılan o ki sen mevzuya tamamen yabancı kalmışsın. Ablamız kendince 1. Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı, Çanakkale Savaşı gibi savaşların ne kadar da uzun sürdüğünü, neticesinde ne kadar da çok kişinin öldüğünü ve buna kıyasla 15 Temmuz’un iğrabta mahalli yokken gereksiz yere abartıldığını söylüyor ve “destan onlar değil bunlardır hey yavrum heyy!” diyor.

Bi’ bitmediniz yaa diye geçiriyorum içimden. Bazılarına aynı anda birçok şeyin destan kabul edilebileceğini, aynı anda birçok insanın mazlum, aynı anda birçok insanın kahraman olacağını anlatamazsınız. Yok, yani almaz, depo dolmuştur ekleme kabul etmez. Bu ablacığımızın da yazısında üzüm yemek değil bağcıyı dövmek amacı varmış gibi bir his uyandı bende. Dedikleri doğru, onlar destandı, Sarıkamış bir destandı kabul. Lakin adı geçen destanlar hep bir savaş dâhilindeydi.

Gücümüz azdı evet ama yine de silahımız vardı. Evet, zor durumdaydık yokluk vardı ama teyakkuz halindeydik. 15 Temmuz bir savaş değil abla bir darbe! Yani insanlar temmuz akşamı gezmesinden dönerken helikopterler ateş açtı. Kimsede silah yoktu annelerimizin meşhur terlikleri vardı. 15 Temmuz yıllarca sürmedi diye mi trışkadan bir olay oldu, 249 can sizi kesmedi mi de ölü sayısı çok değildi diyorsunuz?

Sivil direniş sizin gözünüzde az bir şey miydi ki bunu değersizleştirip 15 saat sürdü diyorsunuz. O 15 saatte siz belli ki kimsenin yolunu beklememişsiniz, belli ki direnişe gidip de habersiz kaldığınız olmamış. O yüzden 15 saat size az gelmiş! Her neyse… Bir de Cumhurbaşkanının 3G ile bağlanmasına da el atmış ve büyük bir cümle kurmuş “3G ile destan yazılmaz.” Yani demek ki cumhurbaşkanı telgraf çekmeliydi, modern çağın haberleşme gereçleri destanda kullanılır mı? Hatta Gılgamış Destanı gibi çivilerle tabletlere yazalım neticede destan dediğimiz şey geçmişte oldu bugün yazdıklarımız ancak kısa mesaj olur! La Havleee…

​Neticeye gelelim, ablacım evet destansa bizim destanımız. Başta da dedim sen yine de yeme, hadi yedin büyük lokmadır yutamazsın, hadi yuttun hazmı zordur şişkinlik yapar!

​Hepiniz selamette kalın, ablacım sen de…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
H. Yıldız Bayrak Arşivi