KEÇEV Başkanı Erdal Atıcı: Öğretmenlik Meslek Kanunu öğretmenler üzerinde bir sopa

Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı Başkanı Erdal Atıcı, eğitim sisteminde yapılan son değişiklikleri eleştirerek, Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) hakkında anadolugazete.com.tr’ye açıklamalarda bulundu. Atıcı, bu kanunun öğretmenler üzerinde baskı kuran bir düzenleme olduğunu belirtti.

KEÇEV Başkanı Erdal Atıcı: Öğretmenlik Meslek Kanunu öğretmenler üzerinde bir sopa
Yayınlanma:
Güncelleme:

ÖZEL HABER: GAMZE ERDOĞAN

Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı Başkanı Erdal Atıcı, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun (ÖMK) öğretmenler üzerindeki baskıyı artırdığını ve eğitim sisteminin geri dönülmez bir yola girdiğini anadolugazete.com.tr okurlarına anlattı. Atıcı, yeni düzenlemelerin öğretmenleri teknisyen modeline dönüştürdüğünü ve devletin eğitimdeki rekabet gücünü yitirdiğini söyledi.

"HER SÖYLENENİ YAPAN BİR ÖĞRETMEN MODELİ YETİŞTİRİLİYOR"

ÖMK’nin, söyleneni harfiyen yerine getiren öğretmenler yetiştirmeye çalıştığını belirten Atıcı, yeni nesil öğretmenlerin ekonomik ve akademik birçok sebepten dolayı bu duruma uyum sağlamak zorunda bırakıldığını şu sözlerle aktardı:

Öğretmenlik Meslek Kanunu, öğretmenler üzerinde baskı kuran bir kanundur. Eğitim Akademileri getiriyorlar ve eğitim fakültelerinden mezun herkes mülakat sistemiyle öğretmen olabiliyor. Söylenenleri harfiyen yerine getiren öğretmenler yetiştirmeye çalışacaklar. Bizler mantığımıza uymayan her şeye itiraz edebilme cesareti gösteriyorduk. Ancak yeni nesil bunu yapamayacak; hem mesleki kaygıları hem de yetiştirilme tarzları buna müsaade etmeyecek. ‘Aday öğretmen’ diye bir kavram hayatımıza girdi. Bu üç yıllık adaylık süresinde okula geç kalma dahi kusur sayılıp uyarı cezası olarak değerlendirilecek. Bir kez daha düşünülmeli.”

adsiz-tasarim-22.png

"DEVLETİN ÜZERİNDE REKABET EDİLECEK BİR EĞİTİM KURUMU YOKTUR"

Atıcı, Türkiye'nin öğretmen yetiştirme deneyiminin iki yüzyıla yakın bir geçmişe dayandığını hatırlatarak, bu süreçteki başarıları dile getirdi.

“Dârülmuallimâttan başlayarak, Köy Enstitüleri, Öğretmen Okulları, Eğitim Enstitüleri… Bu deneyimler çok başarılı oldu,” diyen Atıcı, eski öğretmenlerin idealizmine şu sözlerle vurgu yaptı: “O insanlar, Türkiye’nin en ücra köylerine gidip, ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin bayrağı nerede dalgalanıyorsa ben orada olurum’ diyerek öğretmenlik yaptılar. Bunu bir vatanseverlik ve idealizm olarak gördüler.”

Öğretmenlerin artık sadece verilen görevi yerine getiren kişiler haline getirildiğini ifade eden Atıcı, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Öğretmen bir sınıfa girdiğinde yanlışı söyler. Ancak teknisyen öğretmen kendisine söylenen görevi yerine getirir ve gider. Biz tekrar, cebinde mendil bulundurup bahçede öğrencinin yüzünü silen öğretmen modeline dönmeliyiz.”

adsiz-tasarim-21.png

Devletin eğitim sisteminin özel eğitimle rekabet edemeyecek bir duruma geldiğini hatırlatan Atıcı, “Devlet eğitimi o kadar iyi olmalı ki, özel eğitimin rekabetini yerle bir etmeli. Eğitim sistemi önce bozuldu, sonra özel eğitimin kapısı açıldı.” dedi.

Ayrıca, okullardaki güvenlik tedbirlerinin öğrenciler üzerindeki olumsuz etkilerini de eleştiren Erdal Atıcı, “Bütün liselerin etrafında duvar var, duvarın üstünde çiviler var. Çocuklar kapıdan girdikten sonra bir daha dışarı çıkamıyorlar. Bu durum, okulu sosyalleşebilecek bir alan olmaktan çıkardı.” ifadelerini kullandı.

 Muhabir
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.