Özel okullarda çalışan öğretmenler gelecek kaygısı yaşıyor
Millî Eğitim Bakanlığı tarafından açıklanan, 2023-2024 eğitim öğretim dönemi için özel okullarda geçerli olacak olan yüzde 65 tavan zam oranı birçok sorunu gündeme getirmeye başladı.
Millî Eğitim Bakanlığı tarafından açıklanan, 2023-2024 eğitim öğretim dönemi için özel okullarda geçerli olacak olan yüzde 65 tavan zam oranı birçok sorunu gündeme getirmeye başladı. Açıklanan yüzde 65 tavan zam oranı özel okullar tarafından olumlu karşılanırken, veliler tarafında ise olumsuz bir etki yarattı. Yapılan yüzde 65 tavan zam oranının dışında özel okullar tarafından yasal olmayan ek hizmetlerinde zorunlu olarak satılması velileri düşündürmeye başladı. İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde açıklanan zam oranından sonra bir öğrencinin kayıt ücreti 100 bin TL’yi aştı.
Özel Okullarla ilgili yüzde 65 tavan zam oranının belirlenmesinden sonra bu orana uymayarak daha yüksek zam uygulayan Ankara ve İstanbul’daki bazı özel okullara rekabet kurumu tarafından soruşturma açıldı.
Ülkemizde günden güne artarak her şehirde açılan özel okullar, daha iyi bir eğitim vermek amacıyla yeni öğrenci kayıtlarını yapmaya çalışırken, özel okullarda çalışan öğretmenler ise özlük haklarının yeteri kadar iyi olmamasından dolayı şikayetçi durumdalar. Aynı zamanda açıklanan zam oranından sonra veliler yeni ücretleri karşılayamayacağı yönünde görüşler belirtiyor. Özel okullarda yaşanan sıkıntıları belirtmek için hem Özel Okul Velileri Platformu ile hem de Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası ile görüştük.
‘OKUL ÜCRETLERİ FAHİŞ BİR HALDE’
Özel Okul Velileri Platformu olarak özel okullara yapılan zamlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Özel Okul Velileri Platform Sözcüsü Özgür Özkan: Özel okul velileri olarak pandeminin başından bu yana özel okulların uyguladığı çeşitli haksızlıklar ve yönetmelik ihlallerine dair yoğunlaşan veli şikâyetlerini dile getirmeye ve konuda farkındalık oluşturarak sektördeki olumsuzlukların ortadan kaldırılması için katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Özel okulların 2009 yılından önce TÜFE’ye endeksli olan tavan zam sınırı için yaptıkları lobi faaliyetleri sonrası formüle tüfe ve +5 puan gibi ilaveler yapılmış, bu da velilerin özellikle son dönemde kendi gelir artışlarının 2 katı bir tavan zamla her sene daha da artan bir özel okul faturasıyla karşılaşmasına yol açmış durumda. Özel okullar önceden öğretmenlere taban maaş uygularken, yani devletteki en düşük öğretmen maaşının altında öğretmen maaşı ödeyemezken bu da kaldırıldığından öğretmenler taşeronlaştırılmış ve adeta asgari ücret sınırına sıkıştırılmış duruma getirildi. Hal böyleyken özel okullar kazancından feragat etmek istemediğinden veliye yüksek tavan zam, ek hizmetlerden de kazanç elde ederek fahiş fiyatlı ek hizmetler sunuyorlar. Yönetmelikte bu suiistimalleri engelleyecek netlikte maddeler ve yaptırımlar olmadığından, yeterli denetim de olmayınca velileri sömüren bir düzen ortaya çıkmış durumda. Özel okul velileri, ek hizmetlerle birlikte kendi gelir artışlarının kat kat üzerinde artan özel okul ücretlerini ödeyemez duruma gelmiş haldeler. Zamlar fahiş, eğitim kalitesi ise ne yazık ki her geçen gün düşüyor. Butik okullar görece daha iyi hizmet verse de özellikle zincir okullarda hem ücretler giderek daha fahiş hale geliyor hem de eğitim kalitesi giderek düşüyor.
‘BİRÇOK VELİ YENİ ÜCRETLERİ ÖDEYEMEZ’
Özel Okullarda yapılan zamlar hakkında velilerin yaklaşımı ve tutumu nasıl?
Özkan: Veliler uğrayacakları mobingden de çekinerek bu zamlara karşı mücadele etmekte biraz çekingen davransalar da bu yıl gelinen noktada çoğu veli bu paraları ödeyemeyeceğinden dolayı isyan etmiş durumdalar. Geçen yıl 12-15 bin ödediği yemek için bu yıl 30-35 bin TL isteniyor. Maliyeti 2-3 bin TL olup veliden 10 bin TL istenen kitap setleri için bu yıl 20 bin TL isteneceği tahmin ediliyor. Önceden böyle bir uygulama olmadığı, Milli Eğitim ‘MEBSİS’ sisteminde bu adla bir gelir kalemi bulunmamasına rağmen özellikle zincir okullar bu yıl genel gider adı altında velilerden 10 bin TL ek ücret istemektedir. Bu uygulamanın yasal bir dayanağı yok. Ancak okullar velilerin çocuklarını okuldan almaya cesaret edemeyeceklerini düşünerek bu ek ödemeleri dayatıyorlar. Veliler okulun, çocuklarına mobing uygulayacağını düşünerek tedirgin davranıyorlar ancak bu paraları ödemeye de çoğu velinin gücü yok.
‘EĞİTİMİN KALİTESİ DÜŞTÜ’
Okullara yapılan zamlar ve düşük ücretlerle çalışan öğretmenler eğitim kalitesini nasıl etkiliyor? Bu durumu öğrenci ve veliler açısından değerlendirebilir misiniz?
Özkan: Okullara getirilen zamların velilerin gelir artışıyla orantılı olması kadar doğal bir durum olamaz. Okulların eğitim kalitesi uzun zamandır düşme eğilimindedir. Çünkü okullar öğretmenlere taban maaş kaldırıldığından beri asgari ücret ve yoğun bir mesai ile, eksik hak ödemeleriyle, sözleşmeli olarak çalıştırıyor. Bu durumda eğitim kalitesine doğrudan yansıyor. Öğrencilerin aldığı eğitimin kalitesi düştükçe özel okulların saygınlığı da başarı oranları doğrultusunda giderek düşüyor. Veliler içinse ödedikleri ücretin karşılığında aldıkları hizmet kalitesinin bu denli düşük olması açıkçası çok ciddi bir sorun olmaya devam ediyor. Hem eğitim için ekstra para ödeyip hem de devlet okullarındakinin bile altında bir eğitim kalitesiyle karşılaşmak kabul edilebilir bir durum değil. Köklü vakıf okulları ve bazı butik okullar dışında özellikle zincir okullar için iş tamamen ticarete dönmüş durumda.
‘VELİLERİN HAKLARI GASP EDİLİYOR’
Özel okullarla yapılan sözleşmeler ile velilerin hakları gasp ediliyor mu? Yoksa tam anlamıyla yerine getiriliyor mu?
Özkan: Özel okullar, özel öğretim kurumları yönetmeliği ve tüketici kanununa uygun olmayan maddeler ekleyerek hukuksuz sözleşmelerle, velileri haksız uygulamalarını sanki veli baştan kabul etmiş gibi düzenleme yapıyor. Ve velilerin haklarını yasal olmayan yöntemlerle gasp ediyor. Yine başta belirttiğim üzere köklü vakıf okullarında ve butik okullarında bu tür sorunlar pek yaşanmasa da zincir okulların neredeyse tümünde bu tür haksız uygulamalar yaygın biçimde devam ediyor. Mesela özel öğretim kurumları yönetmeliğinin ilgili maddesi uyarınca veli isteğine bırakılmış olan ve veli talep ederse faydalanır denilen yemek, kitap seti gibi hizmetler zorunlu tutulmaktadır. Sözleşmeler önceden matbu olarak velinin yemek hizmetinden faydalanmak istediğini beyan ettiği şekilde düzenlenmektedir. Bu konuda itiraz eden velilerin sözleşmede hiçbir surette değişiklik yapmalarına izin verilmemekte, yemek hizmeti almak istemediğini belirten velilerin kaydı ise kabul edilmemekte, çocuğunuzu okuldan alın şeklinde mobing uygulanmaktadır. Okulların bu mafyavari tavırları özel öğretim sektörüne de ciddi zarar verdiği ve bu ihlaller son derece yaygın olduğu halde yeterli denetimler yapılmamaktadır. Sorunun kalıcı şekilde çözümü için gereken adımlar ne yazık ki atılmamaktadır. Sözleşmelerle peşinen baskı altına alınan veliler açıkça hak gaspına uğramakta, anayasal hakları olan eğitim öğretim hakları dolaylı yoldan gasp edilmektedir.
‘OKULLAR, VELİLERİ EK HİZMETLERİ ALMAYA ZORLUYOR’
Ek hizmetler konusunda yaşanan sıkıntılar nelerdir?
Özkan: Ek hizmetler konusundaki en temel sorun, yönetmelikte veli isteğine bırakıldığı halde özel okulların büyük bölümü tarafından velilerin almaya zorlanmaları, almadıklarında ise kayıt yenilememe tehdidiyle karşı karşıya kalmalarıdır. Yönetmelik ihlal edilerek yapılan bu uygulama özel okulların bu tür ek hizmetlere uygulayacakları zamların fahiş olmasına da yol açtığından dolayı ciddi bir mağduriyet oluşturmaktadır. Veli ne kalitesinden sebep ne de kendi isteğiyle bu hizmetleri almama hakkına sahip olamamaktadır. İstisna vakıf okulları ve butik okullar dışında bu haksızlık yaygın biçimde velileri mağdur etmektedir. Ek hizmetleri zorunlu tutan okulların büyük bölümünde bu hizmetler fahiş fiyata sunulmakta, servis hizmeti ‘Ukome’ fiyatlarının 2-3 katına, yemek hizmetlerinde günlük yemek ücretlerinin 3-4 katı günlük yemek bedeline denk gelecek kadar fahiş ve muhtemelen buralardan da ek kazanç elde edilecek şekilde verilmektedir. Özellikle çok şubeli zincir okullar yemek, kitap seti, kıyafet gibi hizmetleri çok düşük maliyetle temine dip veliye avantaj sağlamak yerine bunları fahiş fiyatla satarak yüksek kar elde etmektedir. Düşünün, maliyeti 3-4 bin TL’yi geçmeyecek kitap setleri, velilere bu yıl muhtemelen 15-20 bin TL’ye satılacak. Geçen yıl bu setler velilere 10 bin TL’ye satıldı ve almayan veliler okulların online sistemine alınmayarak baskı uygulandı.
‘BİR ÖĞRENCİ ÜCRETİ 100 BİN’
Yapılan zamlar ile bir öğrencinin maliyet genel anlamda ne kadar oldu? ve bunu karşılayacak ailelerin istatistiği nedir?
Özkan: Ara sınıflar için İstanbul’da geçen yıl 50 bin TL olan bir okul 100 bin TL’yi aştı. En az bu kadar da ek hizmet faturası çıkıyor bu arada. Anadolu’da görece daha düşük olsa da 30 bin TL altında bir okul kaldığını sanmıyoruz. İstanbul’da ise ortalamalar 100 bin TL seviyelerindedir. Bunun çok üstünde okular da var elbette. Bu rakamları karı koca devlet memuru olan iki ebeveynin, ya da beyaz yaka çalışan iki ebeveynin ödemesi pek mümkün değil. Geçtiğimiz dönemlerde bu ödenebilir sınırlardaydı.
‘HAKSIZ BİR BİÇİMDE EK ÖDEME İSTİYORLAR’
Velilerin şikayetleri özel okullar tarafından dikkate alınıyor mu?
Özkan: Oldukça yoğun bir mücadele ve basında çıkan haberlerin de etkisiyle bazı adımlar atılmaya başlandı. Ancak burada en büyük sorun yaşanan zincir okullarda hala çok büyük bir değişim ve olumlu yönde adımlardan ne yazık ki bahsedemiyoruz. Aksine, başta da belirttiğim gibi fahiş ek hizmet zamlarına genel gider adı altında haksız ek ödeme talepleri de eklenmiş durumda. Yüzde 65 tavan zam sınırını çoktan deldiler. Öğretmenlere de dedikleri gibi bir zam yapıldığı yok. Özel okul öğretmenlerinin büyük bölümü asgari ücret seviyesinde maaş alıyor.
‘ÖZEL OKULLAR EĞİTİM SEVİYESİNİ DÜŞÜRDÜ’
Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Özkan: Özel okulların toplam öğrenci sayısı içindeki payı son 20 yılda çok arttı. Ancak bu büyüme özel okul teşvikleri ile velilerin sisteme çekilmesi kadar taban maaş uygulamasının kaldırılmasıyla meydana gelen taşeronlaşma ve desteklerle hormonlu biçimde büyüdü. Bu kadar kontrolsüz büyüyen, giderek tekelleşen ve ticarileşen özel öğretim sektörü ne yazık ki ne eğitim kalitesinin artmasına ne de öğretmenlerin hak ettiği refah seviyesini sağlayabildiği sağlıklı bir istihdama yol açtı. Böyle olunca ülke milli eğitim politikalarına haksız uygulama ve yönetmelik ihlalleriyle zarar veren, eğitim kalitesini ücretli ve niteliksiz bir seviyeye sabitleyen bir yapı haline geldi özel öğretim sektörü.
Devletin bu konuda gereken tedbirleri alarak bu işe gönül vermiş, asli işi eğitim olan ve yüksek ticari kazanç için bu sektöre girmeyecek yapılarla özel öğretim sektörünü sağlıklı bir yapıya kavuşturması gerekiyor. Taban maaş uygulamasının bir an önce tekrar devreye alınması, yönetmelikte ek hizmetlerin zorunlu tutulamayacağı ve aksi durumda uygulanacak ağır yaptırımların, ek hizmetlerde fiyat sınırlamasının da yer alacağı düzenlemeler hızla hayata geçirilmelidir. Aksi durumda sektör veli ve öğretmen başta olmak üzere küçük yatırımcı olarak da pek çok mağdur yaratarak ülke milli eğitim sistemine daha büyük zararlar verecek bir duruma doğru evirilecektir.
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası ise sorularımıza şu cevabı verdiler;
‘ASGARİ ÜCRET İLE ÇALIŞTIRILIYORUZ’
Özel okullarda çalışan öğretmenler şu an ne gibi hak mağduriyeti yaşıyor?
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Ankara İl Temsilcisi Mahmut Yıldırım: Özel okullarda veya kurslarda çalışan öğretmenlerin can yakan problemlerinin başında düşük ücretlerle çalıştırılmak geliyor. Öğretmenlerin yüzde 80’i asgari ücret veya bunun da altına çalışıyor. Öğretmenler sosyal ihtiyaçlarını karşılamak şöyle dursun, yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor. Başka bir problem ise esnek çalışma saatleri. Okulların ve kursların mesai bitişleri birbirinden farklı. Bazı okullarda çıkış saatleri 16.30 iken bazı kurumlarda saat 18’i bulmaktadır. Kurslarda ise durum daha vahim. Saat 19.30’a hatta 20.00’ye kadar ders anlatıyor öğretmenler. Bunun yanı sıra kurslarda yemek, yol gibi ücretler de öğretmenin sırtında ciddi bir yük. Kurslarda maaşlar 9-10 ay ödendiği için yaz döneminde öğretmenler daha fazla mağdur ediliyor. Sigortaları tam ödenmeyen veya düşük ücretlerden yatırılan öğretmenlerimiz de bir başka hak kaybına uğratılmaktadır. Öğretmenlerin iş güvencesi de yoktur. Patron herhangi bir sebeple öğretmenin sözleşmesini yenilemek istemediğinde öğretmenler işsiz kalabiliyor. Bundan korkan öğretmenler düşük ücretlere imza atmak zorunda bırakılıyor. Yani patronun iki dudağının arasındayız. Başka bir problem ise özel sektörde çalışan öğretmenlerin resmî tatillerde ve izin günlerinde veya saatlerinde de çalıştırılması ve buna rağmen ek mesai ücretini alamamasıdır. Kurumlarda herhangi bir denetim olmadığı için açık açık suç işlenmektedir, diyebiliriz.
‘ÖZLÜK HAKLARIMIZ BUDANMIŞ DURUMDA’
Özel okullarda çalışan öğretmenlerin özlük hakkı neden iyileştirilemiyor? Ve buna neden olan etkenler nelerdir?
Yıldırım: Özel okullarda ve kurslarda çalışan öğretmenler, piyasanın acımasız koşullarına terk edilmiş vaziyettedir. Patronların kâr hırsı, bakanlığın denetimsizliği ve serbest piyasa ekonomisi de öğretmenlerin özlük haklarını budamış durumdadır. Kamusal bir hak olması gereken eğitimin özelleştirilmesi, ranta açılması bu durumları yarattı. Öğretmenin izin yapma hakkı, rapor sunma hakkı, mesai koşulları, sendikalaşma hakkı, ulaşım ve yemek gibi özlük hakları gasp ediliyor.
‘SINIRSIZ MOBİNG YAŞIYORUZ’
Özel okullarda çalışan öğretmenler ne gibi mobing yaşıyor?
Yıldırım: Öğretmenler birtakım haklarını aradıklarında, idarecilerine veya okul sahiplerine ses çıkardıklarında baskıyla, yıldırma politikalarıyla karşı karşıya kalmaktadır. Baskı ile istifaya zorlanma, fazla mesaiye bırakılma, hakaret işitme gibi sayısız mobbingle karşılaşmaktadırlar.
‘ÖĞRETMENLERE YÜZDE 10 ZAM VERİYORLAR’
Özel okul fiyatlarına getirilen zamlar öğretmen maaşlarına tam olarak yansıyacak mı?
Yıldırım: Özel okul fiyatlarına yapılan zamlar maalesef öğretmen ücretlerine yansımıyor. Örneğin okullar öğrenci kayıtlarında yüzde 60-70 oranında zam yaparken, öğretmenlere sadece yüzde 10-20 oranında zam vermektedir. Enflasyonun yüzde 100’ün üzerinde olduğu şu günlerde, resmî enflasyon kadar bile zam alamıyoruz. Asgari ücrete yüzde 54 zam yapıldı ama öğretmenler bunun yarısı kadar zam alamadı maalesef.
‘GELECEK KAYGIMIZ VAR’
Özel Okullarda çalışan öğretmenlerin şu an ne gibi kaygıları var?
Yıldırım: Öğretmenlerin işten atılma kaygısı her zaman var. Patronun verdiği zammı yetersiz bulduğunuzda sözleşmenizin yenilenmemesi, fazla çalıştırılmak gibi tehditlerle karşılaşıyorsunuz. Ekonomik sıkıntılar yüzünden öğretmenlerin ders verimi de düşüyor. Öğrencilerimize yeteri kadar faydalı olamıyoruz. Geleceği ise zaten göremiyoruz. Hem kendimiz hem ülkemiz, çocuklar ve genç nesiller adına kaygılıyız.
‘HAKLARIMIZ YASAL GÜVENCE ALTINDA OLMALIDIR’
Özel okullarda çalışan öğretmenlerle ilgili ne gibi somut adımlar atılmalıdır?
Yıldırım: Özel sektör öğretmenlerinin özellikle maaşları iyileştirilmelidir. Taban Maaş Hakkı dediğimiz ve 2014 yılında kaldırılan “5580 Sayılı Kanun’un 9. Maddesinin 2. Bendi” yeniden yasalaşmalıdır. Bu yasa, özel kurumlarda çalışan öğretmen ve idarecilerin maaşının devlete (Bakanlığa) bağlı bir öğretmenin aldığı en düşük maaştan daha düşük olamayacağıyla ilgili kararı ifade ediyordu. Haklarımız yasalarla korunmalıdır. Çalışma saatlerimiz ve günlerimiz insanca yaşama koşullarına göre belirlenmeli ve kurumlar her türlü usulsüzlüğe karşı sıkı bir denetim altında tutulmalıdır. Haksızlığa yol açan kurumlara caydırıcı cezalar uygulanmalıdır. Sözleşmelerimiz güvence altına alınarak 12 aydan daha düşük sözleşmeler yasaklanmalıdır. Hatta sözleşmenin devamı konusunda ilk söz patrona değil öğretmene ait olmalıdır. Yemek, ulaşım gibi temel haklar patronlar tarafından karşılanmalıdır. Özel okul ve kursların serbest biçimde yaygınlaşmasına izin verilmemelidir. Özel eğitim ve öğretim kurumlarının açılması nitelik taşıyan bir standarda dayandırılmalıdır.
Ali Baran Fayık / Sonsöz
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.