Futbol
Türk Milli Futbol Takımı’nı kutluyorum.
Çeyrek finale kadar çıkarak bizi onurlandırdılar.
Heyecanlandırdılar.
Moral kaynağı oldular.
Tam da ihtiyacımız olduğu zamanlarda…
Keşke final oynayabilseydik demeyeceğim.
Elbette herkesin gönlü zirveyi istiyordu.
Ancak futbol bu.
Her duruma hazır olmak gerekir.
Türk Milli Futbol Takımı’nın finaller oynayıp, kupalar kazanacağından eminim ben…
Futbol,
Günümüzün en popüler sporu.
Kitleleri peşinden sürükleyen, tüm dünyada yaygın bir spor dalı.
Sporun her dalı güzel aslında.
Basketbol, voleybol, okçuluk, hentbol, güreş, atlı sporlar, atletizm, boks…
Ancak hiç biri futbol kadar popüler değil.
Futbolun popülerliğini başka dallara kaptıracağı da yok sanki…
Futbol yaygınlığını sanırım oynanış biçimine de borçlu.
İnsanın yeteneklerini önemli ölçüde sergileyebildiği bir oyun.
Futbolda öncelikle insanların güç mücadelesi var.
Futbolda dayanıklılık var.
Hız var.
Strateji, oyun kurma, takım çalışması, gözlem yeteneği, öngörü, çeviklik, hedefe odaklanma…
Tam bir savaş oyunu vesselam.
Attila, Cengizhan, Fatih, Alparslan, Babür, Bilge Kağan, Arpat, Kutluk gibi büyük liderlerin danışmanı olsaydım mutlaka futbol takımı kurdururdum.
Modern futbolun 19. Yüzyılda İngiltere’de şekillendiğini biliyoruz.
Kurallarının standartlaşması, yaygınlaşması İngiltere’de olmuş.
Ancak futbolun kökeni M. Ö. 300’lere kadar dayanmaktadır.
Günümüz futbolunu andırır şekilde Çin’de oynanmıştır.
Birçok toplumda; futbol benzeri oyunlar vardır.
Biz Türkler de futbola yabancı değiliz aslında.
Osmanlı topraklarında, 1875 yılı itibariyle Hristiyan azınlıklar futbol kulüpleri kurmuşlardı.
Arkasından, milli kulüplerimiz peş peşe kurulmaya başladı.
Beşiktaş’ın kuruluşu 1903 yılına, Galatasaray’ın kuruluşu 1905’e, Fenerbahçe’nin kuruluşu da 1907 yılına denk geliyor.
Bu takımları; Beykoz, Üsküdar Anadolu, Ankara Gücü, Karşıyaka, Altay, Altınordu, Gençlerbirliği, Göztepe, Bucaspor futbol takımları izlemiştir.
Cumhuriyet’in ilanından sonra da kulüplerin sayısı hızla artı…
Ancak, biz Türklerin futbol tarihi bununla sınırlı değildir.
Daha eskilere dayanır.
Şöyle ki;
Türk kültür tarihinin önemli eseri Divanı Lügat-it Türk’te, Yazar Kaşgarlı Mahmut, “Tepük” isimli bir oyundan bahseder.
Bu tepük oyunu da bir topla oynanmaktadır.
O da ayaklarla oynanmaktadır.
Tepük’te de kaleye topun sokulması başarı sayılmaktadır.
Diğer kurallar bir yana; Tepük oyununun çağdaş futboldan bir fakı daha var:
Bizde Tepük oyununu yaygın olarak kızlar da oynuyorlarmış…
Türk futbol tarihine “Tepük” oyunu da katılmalıdır…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.