Gel, gel!..
Mustafa kemal,
Sana çok ihtiyacımız var
24 Aralık 1919 Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Kırşehir’e gelişinin 97. Yıl dönümü anısına:
Tarihte kimler varsa sultan, hakan, kumandan
Hepsinden de büyüksün, hepsinden de kahraman,
Ey Ulu Önder Gazi, ey yüce şanlı insan
Ey yüce namlı gazi, yolumuzu ışıtan, diyerek ATATÜRK’e seslenen Kırşehirli şair ve yazarımız Hasan Şahin’in dizeleriyle başlamak istedim.
Osmanlı Devletinin parçalanması her türlü krizi ve felaketi de beraberinde getirmiştir. Osmanlının çöküşünü fırsat bilen emperyalist devletler ülkemizi dört yandan işgale başlamışlar, Türk’ü yok etme hayaline kapılmışlardır. Bu durumda Devletin başkenti İstanbul’daki bir kısım sözde aydınlar, kurtuluş için İngiliz veya Amerikan himayesine girmenin gerekliliğini savunuyorlardı. Bütün bu olup bitenleri ve konuşulanları milletin geleceği için uygun bulmayan Mustafa Kemal Paşa; kurtuluşun İstanbul’da olmayacağını bunun ancak Anadolu hareketiyle mümkün olacağını düşünmüş ve bu maksatla 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a çıkarak Kurtuluş Savaşının fitilini ateşlemiştir.
Samsun’dan Amasya’ya oradan da Erzurum’a geçen Mustafa Kemal Paşa gittiği yerlerde heyecanla karşılanmış, düşmanı yurdumuzdan atmak için hep birlikte hareket etmenin önemini ve gerekliliğini anlatmıştır. 4 Eylül 1919 tarihinde Sivas’ta yapılan kongrenin ardından Kurtuluş Hareketinin merkezi olarak Ankara seçilmiş ve Ankara’ya hareket edilmiştir.
Mustafa Kemal Paşa Hacıbektaş’daki Şeyh Çelebi Cemalettin efendinin Kayseri, Sivas, Amasya, Çorum, Ankara gibi çok geniş coğrafyadaki Bektaşi topluluklarının üzerindeki etkisini bildiği için, bu harekette Bektaşi desteğini önemsiyordu. O nedenle Kırşehir’e gelmeden önce Bektaşilerin desteğini sağlamlaştırmak için Hacıbektaş’ı ziyaret etmiştir.
Şeyh Çelebi Cemaleddin Efendi tarafından çok iyi karşılanan Mustafa Kemal Paşa, Şeyh ile özel olarak yapılan uzun görüşmeden sonra Mustafa Kemal Paşa’ya “canla başla size bağlıyız” diyen Çelebi, bütün taraftarlarının sadık kalacağına ve yardımcı olacağına dair söz verdikten sonra taraftarlarına bir de beyanname gönderdi.
Dergahı ziyaretinden sonra Hacıbektaş’tan çok mutlu olarak ayrılan Mustafa Kemal Paşa, 24 Aralık 1919 tarihinde soğuk ve yağmurlu bir günde Kırşehir atlıları tarafından Gölhisar’da karşılandı. Kırşehir sokaklarını dolduran halkın tezahüratıyla arabadan inen Paşa için Kılıççı köprüsünün başında kurbanlar kesildi. Mustafa Kemal Paşa yoğun ilgiden dolayı halka ve görevlilere teşekkür etti.
Karşılamadaki konuşmasında; “sevgili gençler, sizin gösterdiğiniz heyecanlı tezahürden çok mütehassıs oldum. Esaret tehlikesine düşen, hürriyet ve istiklalini temin hususunda ki davamızın hususiyetine inanmış olduğumuza kanaat getirerek nizamnamenizin çizdiği esaslar cidden taktir edilir mahiyettedir. İleride hepinizin şerefli başarılar yolcusu olduğunuzu görmekle iftihar ederiz, diyerek gururlandırıcı sözler söyledi. Mustafa Kemal Paşa Kırşehir Müdafa-i Hukuk cemiyeti yöneticileriyle görüştükten sonra gençlerin daveti üzerine derneğe gitti. Kırşehirli Gençler Derneğini ziyaretinde Paşa Derneğin hatıra defterine kendi el yazısı ile “Kırşehir gençlerinin yurdumuz gençliğinin değerli bir örneği olduklarını kanıtlayacak sağlam ve tutarlı fikirlerle donanmış bulundukları kanaatiyle imzalarız” diye yazıp imzalayarak iftihar vesikası bir hatırayı Kırşehir gençlerine bıraktı.
Bu vesika Kırşehirlilerin o yıllarda dahi derneklerle örgütlenmeyi seçtiklerinin tarihi bir belgesi olması, ayrıca Atatürk’ün yazdığı Türk Gençliği ile ilgili yazılı ilk belge olmasından dolayı da çok önemlidir.
Mustafa Kemal Paşa dernekten ayrıldıktan sonra, istirahat edeceği konağa geçmiştir. Konakda dinlenirken, Kırşehirliler akşam fener alayı düzenleyerek konağın önüne gelmişlerdir. Burada Mustafa Kemal Paşa “sevgili Kırşehir halkı ve gençleri bizleri çok hislendirdiniz. Her yerde halkın coşkun tezahürleriyle karşılaştık. Milletin azm ü imanının kuvvetli olduğuna inandık. Namık Kemal:
“Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini
Yoğimiş kurtaracak bahtı kara maderini” demişti. Ben Kemal de övünerek değil, milletimizin asalet ve kahramanlığına dayanarak söylüyorum:
“Bulunur elbet kurtaracak bahtı kara maderini”
Tespit edilen hududumuzun içindeki düşmanlarımızı mutlaka dışarı atacağız. Bunu yapmak için çok zorluk çekmeyeceğiz.
Milletimizin hayat ve hürriyet hakkını elde etmek için her türlü fedakarlığa katlanacağız, dediler.
Geceyi Müdafaa-i hukuk Cemiyeti yöneticileriyle konuşarak geçiren Atatürk’ü uğurlamak üzere toplanan kalabalığın tezahürat ve iyi dileklerine cevaben;
“Milletimizin yüksek kabiliyetini hüsnü istimal ederek bu yolda muvaffak olacağımızdan eminiz ve emin olabilirsiniz” diyerek veda ettikten sonra Ankara’ya gitmek üzere 25 Aralık 1919 tarihinde Kaman’a doğru hareket ettiler.
Mustafa Kemal Paşa’ya verdikleri sözün arkasında duran Hacı Bektaş, Mucur, Kırşehir, Çiçekdağı, Kaman yiğitleri Vatanın her köşesini mukaddes saydıklarından gözlerini kırpmadan Kurtuluş Savaşına katılarak kahramanca mücadele ettiler. Pek çok gazi ve şehit vererek görevlerini en iyi şekilde yerine getirdiler.
Ayrıca her kasaba kendi imkanları ile silah ve cephane temin ederek “Milli Süvari Müfrezesi”ni kurdular. O günün zor şartları altında kurulan “Milli Süvari Müfrezesi” Kurtuluş Savaşında çok büyük işler başarmış ve Atatürk’ün önderliğinde düşmanı Yurttan kovarak “Türk’ün esir, Türk Yurdunun da işgal edilemeyeceğini” tüm dünyaya ispat etmişlerdir.
Sonuç olarak Atatürk olmasaydı Türkiye de Kırşehir de olmazdı, onu şimdi daha iyi anlamamız gerekir.
Yine Yazar Şairimiz Hasan ŞAHİN’in dizelerinde,
“Mahşerde de önderimiz sensin yine bize,
Ebedi şefimizsin kalacaksın ATA; TÜRK’e
İzinde yürüyoruz rahat uyu kabrinde,
Hep seninle yaşıyoruz, hep seninle birlikte”
Diyerek Ahi Evran’ın torunları olarak 970 yıl da geçse seni unutmayacağız ATAM, ATATÜRK’ÜMÜZ diyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.