Gençler ateşe düştü
Efsane Başkan İlhan Cavcav, Gençlerbirliği’nin bugünkü durumunu görse inanın kulübü kapatır başta şimdiki yönetim olmak üzere bütün teknik heyet ve futbolcuları bir saniye düşünmeden kapının önüne koyardı.
Düşünün bir kulüp hafta içinde 100. yılını kutluyor ama ligdeki durumu içler acısı. Dört büyük takımın korkulu rüyası olan bir takımdan ligde kalmak için mücadele eden bir takıma gelinmesi gerçekten insanın yüreğini burkuyor.
Eski yönetimlerin yaptığı fütursuz transferlerin bedelini transfer yasağı ile Başkan Niyazi Akdaş ve yönetim kurulu ödüyor. Bir kulüp düşünün transfer yasağı almış ve transfer yapamıyor. Lige genç ve deneyimsiz bir kadro ile başlamak zorunda olmak bugünkü tablonun yaşanmasına neden oldu ne diyebilirim, bilmiyorum?
Zor bela kaldırılan transfer yasağı sonrası transfer edilen 17 oyuncu ile toplama bir takım olmak hiç kolay değil. Bu oyuncuların birbirini tanıması lige konsantre olması hiç kolay değil. Bu durumu Gençlerbirliği açık şekilde yaşıyor ve tablo giderek ağırlaşıyor maalesef.
Teknik direktör Mustafa Dalcı’ya bir şey diyemiyorum. Dalcı elindeki kadro ile en iyisini yapmaya çalışıyor. Şunu diyebilirim Gençlerbirliği’nin bu kadrosu iyi bir kadro ama yanlış zamanda kuruldu. Lige bu kadro ile başlanmış olsaydı belki bugün şampiyonluk mücadelesi veriyor olurdu Gençlerbirliği ama olmadı daha doğrusu olamadı.
Gençlerbirliği, Spor Toto Birinci Lig’in 27’inci haftasında şampiyonluk mücadelesi veren Yılport Samsunspor ile üç puan mücadelesi verdi. Ortaya konulan mücadele, verilen emekler karşılığını bulmadı.
Konuk ekip şampiyonluk yarışı veriyor ama bu futbolla bence işleri zor. Düşünün doksan dakika boyunca serbest vuruştan attıkları muhteşem gol dışında inanın ciddi bir atakları ve ciddi gol pozisyonları yoktu.
Yani bir takım düşünün şampiyonluk mücadelesi veriyor ama pozisyonu yok nasıl iştir anlamadım. Neticede kazanan haklıdır derler ya Samsunspor kazandı ve haftayı üç puanla kapatıp bir engeli daha aştı kendilerini tebrik ediyorum.
Gençlerbirliği’ne gelecek olursak daha atak, daha üstün bir futbol oynamasına karşın gol bulamaması Gençlerbirliği adına gerçekten talihsizlikti. Birde penaltı kaçırdılar ki takımın oyundan düşmesine ve maçı kaybetmelerine neden oldu.
Gençlerbirliği penaltıyı gole çevirip öne geçseydi bence bu maçın sonucu çok farklı olurdu. Penaltının gol olmaması takımı oyundan düşürdü, oyuncuların morali bozuldu ve bunu atlatmaları hiç kolay olmadı. Hal böyle olunca bu moralsizlik maçın tamamında kendini açık açık gösterdi onu diyebilirim.
Benim üzüldüğüm doksan dakika daha üstün bir oyun ortaya koyan bir Gençlerbirliği gol yollarında beceriksizliğini aşamayınca kaderine razı olmak zorunda kaldı ve haftayı yine yengiyle kapattı.
Bir ara üst üste maçlarını kazanarak düşme potasından çıkma sinyalleri veren Başkentin kırmızı siyahlı takımı son üç hafta üç yenilgi alarak umutlarını her geçen gün yitiriyor. 3 puan hasreti 3 maça çıkan küme düşme hattındaki Gençlerbirliği’ndE kötü gidişat Samsunspor önünde de devam etti.
Ne söylemek lazım bilmiyorum ama tablo giderek karamsarlığa doğru gidiyor. Takım nasıl toparlanır, nasıl yeniden ayağa kalkar onu da bilmiyorum. Ardık burada yönetim mi işe dahil olur, teknik direktör Mustafa Dalcı mı elini taşın altına koyar onu kestiremiyorum ama bir maç daha kaybedilirse düşmeye aday takımlardan birisi olur onu diyebilirim.
Yani işin özü Gençlerbirliği’nde gidişat hiç iyi değil. Ligin boyu iyiden iyiye kısaldı. Bundan sonra şampiyonluk mücadelesi veren takımların yanı sıra ligde kalmaya çalışan takımların mücadelesi daha zorlu ve daha önemli hale geldi. Onun için Başkent ekibi biran önce toparlanmalı yoksa atı alan Üsküdar’ı geçmiş olur benden söylemesi…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.