Ankaragücü nereye koşuyor?
Spor Toto Süper Lig’in bitimine 12 hafta kala ligin üst şekillenir gibi olurken, düşme hattı adeta ateş çemberinden farksız. Öyle bir lig oynuyoruz ki hakemleri tartışmaktan ligimizin ne kadar kalitesiz olduğunun farkına bile varamıyoruz.
Gerçekten kendi lehine tek düdük çalınmasını istemeyen takımlar hemen maçın ardından feveran edip hakemleri hemen aslanın önüne atmaktan çekinmiyor. Çünkü kendi kötü futbollarına bakmadan ilk suçlayacakları hakem olunca diyecek söz de kalmıyor işin açıkçası.
Hafta sonu izledik ve gördük. Galatasaray ve Fenerbahçe ortaya futbol adına bir varlık koymadıkları halde hemen hakeme yüklenip ne kadar kötü olduğundan, ne kadar beceriksiz olduğundan ve haklarının yenildiğinden dem vurdular.
Hal böyle olunca son yıllarda oynadığımız Avrupa takımları karşısında ortaya koyduğumuz futbolla Edirne’den öteye gidemiyoruz. Bu kafayla gidersek ben sanmıyorum ki Avrupa kupalarına katılan takımlarımız başarılı olsun.
Biraz hakemlerden biraz yöneticilerin sorumsuz açıklamalarının ardından bizim asıl meselemiz olan MKE Ankaragücü’ne değinmekte fayda var. Başkentin tek Süper Lig temsilcisi ne yazık ki içler acısı bir durumda.
Bunu söylemek istemezdim ama gerçek bu maalesef. Ortaya futbol adına koyulan bir oyuna bakıyorsun bu takım nasıl Süper Lig takımı diye düşünüyorsun. Gelen ve giden teknik adamın sayısını ben unuttum bilmem sizler hatırlayacak mısınız?
Süper Lig’in bitimine 12 hafta var ama Ankaragücü’nden benim beklentim ligde kalması ama o bile zor görünüyor. Çünkü takımın ne oynadığını bilen beri gelsin dostlar. Futbolcular adeta sahada hayalet gibi dolaşıyorlar. Ne mücadele var, ne de kazanma hırsı, hal böyle olunca ligde kalmak için oynamak zorunda kalırsın.
Düşünün üst üste dördüncü yenilgiyi alıyorsun ve ligin alt sıralarından kurtulmak için büyük gayret gösteriyorsun. Sen evinde oynadığın maçlara kazanamazsan deplasmanda nasıl kazanacaksın diye sorsam cevap veremeyeceksiniz.
Pazar günü Ankaragücü’nü deplasmanda Demir Grup Sivasspor karşısında izledim. Yani oynadıklarına akıl sır erdirebildim ne de Ankaragücü diye bir takımı sahada gördüm. Bir Ankaralı olarak ben onların adına üzüldüm desem yeridir.
Sivasspor karşısında doksan dakika iki ofsayt nedeniyle sayılmayan gol dışında ne ciddi bir gol pozisyonuna girdiler ne de ciddi organize atak geliştirdiler. Bir takım gol pozisyonuna giremezse nasıl kazanacak?
Sivasspor adeta tek kale oynadı. Kırmızı beyazlı takım forvetleri biraz becerikli olsaydı inanın fark 2-0 değil de daha fazla olurdu. Bunları yazarken inanın abartmıyorum hakikatin kendisini yazıyorum durumun ne kadar vahim olduğunu bilin diye.
Yani bir sene önce ligden düşmüşsün ertesi sene zor bela yeniden Süper Lig’e yükselmişsin oynayacağın futbol bumu olacaktı. Yapılan onca yanlış transferi zaten söylemek bile istemiyorum. Gelen oyuncuların kalitesine baktığımızda Süper Lig için çok yetersizler.
Ankaragücü yönetimine başta Başkan Faruk Koca olmak üzere onların Allah yardımcısı olsun. Transfer yasağını kaldırmak için ne kadar mücadele ettiklerini bildiğim için onlara bir şey diyemiyorum.
Atalarımız ne demiş dere geçerken at değiştirilmez diye boşuna söylememişler. Elbette bir bildikleri vardır değil mi? Derenin ortasında at değiştirirsen ya seni üzerinden atar ya da seni alır kaçar. Ankaragücü’nün durumu da aynen böyle.
Ömer Erdoğan ile tam bir çıkış yakalamışsın, güzel futbol oynuyorsan ve peş peşe gelen galibiyetler sonrası takım toparlanmış ve düşme hattından çıkmaya başlamışsın sonra birde bakıyorsun teknik adam görevi bırakıyor.
Yerine gelen yardımcısı eski Ankaragücü kaptanı Sedat Ağçay takımın başında teknik direktör olarak sahaya çıkıyor. Yahu siz hangi akla hizmet bu değişikliğe razı oldunuz. Ben teknik adamın iyi veya kötü insan olduğuna bakmıyorum, teknik ve futbol bilgisi yeterli mi ona bakıyorum,
Gelen gideni aratır demişler ne kadar doğru bir söz. Şimdi sarı lacivertli taraftarların yorumlarına sosyal medya paylaşımlarına bakıyorum inanılır gibi değil. Taraftar Başkan Faruk Koca’nın, teknik direktör Ömer Erdoğan’ın gönderilmesinin ne kadar yanlış olduğunun altını çiziyor bende aynı görüşteyim.
Şimdi Sedat Ağçay’a kızmıyorum, kızamıyorum eldeki kadro bu, futbolcu kalitesi bu. Bu kadronun başına dünyanın en iyi teknik direktörünü getirsen sonuç yine değişmeyecektir bundan yana inanın kuşkum yok.
Ligin sonuna geliyoruz, eğer oyuncular ellerini taşın altına koymazlarsa iş işten geçmiş olur benden söylemesi. Çünkü Ankaragücü bir daha düşerse inanın çok zor çıkar. Artık futbolda oynamak iyi kadro kurmakta yeterli olmuyor bunu her gün görüyoruz.
İnşallah milli takımımızın maçları nedeniyle lige verilen arayı iyi değerlendirirler ve kendilerine çeki düzen verirler yoksa atı ala Üsküdar’ı geçmiş olur sonra arkasından boş boş bakarsınız benden uyarması…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.