Türkiye Gazetesi yazarı Fuat Uğur yazılarının kaynağı olarak belirttiği üç-dört yıl öncesine dek Cemaat vakıflarında yöneticilik yapmış bir isim olan Ümit Akdemir ile yaptığı sohbeti köşesine taşıdı. Akdemir, Fuat Uğur'un 'Darbenin olacağını nereden öğrendin?' sorusuna 'CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ cevabını verdi.
İşte Fuat Uğur'un Türkiye gazetesindeki yazısı...
Demek ben de bugünleri görecekmişim.
Düşünün! Koskoca yazar; Fetullah’ın posta güvercini, geçmiş zaman olur ki Çankayasının gözdesi, her şeyi bilen abimiz yazılanı anlamayacak, hatta daha da ileri giderek söyleyeyim; yere yakın kısmından anlayıp “Darbeyi önceden bilmek neden ayıp olsun; yoksa yine mi gafletteyim?” diye yazacak.
Üzüntüm sonsuz.
Neden derseniz, söz konusu olan kişi benim. Son derece rahat, benim, yazılarımdan utandığımı söyleyebilmiş.
Fesuphanallah!
Buna da bir Cumhuriyet tetikçisinin saçma sapan, provokatif ve algı oluşturmaya yönelik yazısına verdiğim cevabı “okuyup” vehmetmiş. Yani kişilik yoksunu bir adamın bana atfen “Fuat Uğur: Hükümet darbeyi biliyordu” diye başlayan alçakça iftirası yüzünden verdiğim cevap nedeniyle. Oysa yazılarımın hiçbirinde böyle bir ifade yoktu ve üzerimden hükümete yönelik algı operasyonu yürütmekten başka bir şey değildi bu.
Yazıda “algı oluşturanlar” arasında ismi de geçince bu musikişinas abimiz “Ne var bunda utanacak, insan başarısıyla övünmeli” demiş.
Yahu neden utanayım yazılarımdan. Tersine övünüyorum.
Ama karşı çıktığım, kendisiyle birlikte Ertuğrul Özkök, Can Ataklı ve bugün bu kervana yine benim yazılarımı iktibas ederek katılan Mehmet Tezkan’ın açık ya da ima yoluyla “Acaba hükûmet darbeyi biliyor muydu?” algısını oluşturmaya yönelik çabalarıydı.
Eh amaç hasıl olmuş ki dün Kemal Kılıçdaroğlu bir başka gazeteye “Hükümet darbeyi biliyordu” diye şakıdı.
Biraz hatırlayalım olayı tekrar olsa da.
Bahis konusu olan sadece bu iki yazı da değil üstelik.
Bir de “Gülen’in yeşil cübbesinin sırrı” diye başlık atmış ve Pensilvanya’daki meczubun “darbe mesajı” verdiğini yazmıştım.
Diğerlerini artık siz de ezberlediniz.
Birincisi “Cemaatin Hususileri Ankara’da toplandı”, ikincisi de “Cemaatçi askerlere son uyarı: Tavuk tarda sayılır” idi.
“Darbe geliyor” diyor, bir yandan cemaatçi askerleri uyarıyorduk “Sakın teşebbüs etmeyin, izleniyorsunuz ve suçüstü yakalanacaksınız” diye, diğer yandan da hükümeti;
“Adamlar tam gaz hazırlıkta, siz ne yapıyorsunuz, rahat mısınız?”
Özet bu.
Yırtındık işitin diye. Ama nafile çabaymış.
Zaten o sıralarda “FETÖ uzmanları” sürekli yazarak ve konuşarak “FETÖ’cüler darbe yapacak güce sahip değil” diyor. Keza FETÖ mağduru Dursun Çiçek de öyle.
Rehavet rağbetteydi kısaca.
Artık geldiğim nokta şuydu:
“Darbe olduğunda anlayacaksınız durumun ciddiyetini ve vahametini.”
Oldu, en sonunda oldu bim bam bom!
FETÖ’cülerin ve yardakçılarının rüyaları gerçek oldu.
Ancak darbe sonrası ortaya çıkan FETÖ videolarından da anlaşılacağı üzere halkı hesaba katmamışlar, hatta buna ihtimal bile vermemişlerdi.
Sonrası herkesin malumu.
Tüm olan bitenden sonra yazılarımın kaynağı Ümit Akdemir’e ciddi ciddi sordum:
“Bana net cevap ver, tüm bu Hususileri, Cemaatçi askerleri, tarda sayılan tavukları anladım da darbenin olacağını nereden öğrendin?”
Hiç düşünmeden “Kemal Kılıçdaroğlu’ndan” dedi bana. Öylece baktığımı görünce de “Darbenin olacağını, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan öğrendim” diye altını çizdi.
Nasıl yani?
Anlattı:
“Abi, aslında senin mart sonu ve nisan ayı başlarında yayınladığın yazılarına konu olan bilgileri ben şubat ayında öğrenmiş ama teyit edememiştim. Cemaat denen bu FETÖ yapılanmasından kopsam içeride bana bilgi aktaran adamlarım vardı. Ama onlardan da yeterli bilgi alamıyordum. Bu arada örgütün önde gelen adamlarından biri ile tesadüfen bir akraba toplantısında rastlaştım. Benim Cemaatten kopmam nedeniyle soğuk davrandı ama ben laf atıp üzerine gittim. Kızdırdıkça köpürdü. Köpürdükçe de döküldü tek tek. Bu çomarların nasıl kışkırtılacağını iyi biliyorum ben. Genetik kodlarına kadar.
‘Önce MHP’yi ele geçireceğiz, sonra da CHP sokaklara dökülün çağrısı yapacak. Arkasından koşullar oluşunca da Hanya'yı Konya'yı göreceksiniz’ diye çözüldü...”
Doğruydu. Gerçekten de MHP’yi ele geçirmeye çalışmışlardı. Şimdi “utanarak” söylemek zorundayım ki bu konudaki ilk yazıları da ben yazdım ve MHP’yi kuvvetle uyardık.
Gelgelelim CHP’den haberim yoktu.
Ümit Akdemir hatırlattı:
“Evet abi, tam da FETÖ’cü imamın dediği gibi Kılıçdaroğlu halkı sokağa çağırdı. İşte o vakit anladım, Kemal Kılıçdaroğlu darbe hazırlığını biliyordu ve FETÖ’nün işini kolaylaştırmak istiyordu. Ama CHP tabanı buna uymadı. Sebebi provokasyondan çekinmesiydi. Sonuçta Kılıçdaroğlu da FETÖ de amacına ulaşamadı.”
Başka sorular da var hâlâ cevaplanamayan.
1-Darbe gecesi Atatürk Havalimanına indiğinde darbeci askerlerle ne görüştü?
2-Havalimanının hemen yakınındaki Bakırköy Belediye Başkanı’nın evinde neden darbenin sonucunu bekledi?
Devamı gelecek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.