İnsanoğlu incitme canı
Büyük ozan Türkmen geleneğin son abdallarından Neşet Ertaş.
Babası da bağlama ustası olan Neşet Ertaş ilkokulda önce keman, sonra da bağlama çalmayı öğrenmiş.
Babası Muharrem Ertaş ile birlikte çevre köylerin düğünlerinde sazı ile türküler söyleyen Neşet Ertaş, etkilendiği tek kişinin babası Muharrem Ertaş olduğunu söylemişti.
Büyük usta dünyanın servetine şöhretine makamına malına önem vermemişti.
Dünyaya tapanlar için bakın ne güzel söylüyor.
“Namerde muhtaç olmayacak ve ömrünü tamamlayacak şekilde bir ekmek parası lazım.
Bunun fazlası, fazladır.
İnsan tam ömre göre ölçmeli onu.
Bugün son ekmeğini yiyip ölmeli, artan bir şey kalmamalı.
Eğer ben öldüğümde bir çuval unum kalmışsa, ben suç işledim demektir” diyen usta öldüğünde cebinde yüz lirası çıkmamış.
Türkü söyleyende kin, nefret olmaz diyor.
“Nerde bir türkü söyleyen görürsen korkma yanına otur” diyor.
Çünkü kötü insanların türküleri yoktur” diyen büyük ozan
Neşet Ertaş Abdallık geleneğinin son büyük temsilcisi ve "Bozkırın Tezenesi" olarak tanınır.
Yine bir sohbetinde dünyalıklara ders veriyor.
“Biz doğduğumuzdan beri yoksulduk.
Varlığı görmedik ki yoksulluktan şikâyet edelim”
1950'li yıllardan itibaren yaptığı plaklarla özellikle Orta Anadolu türkülerini ve bozlakları söyleyen usta.
1960'lı yıllardan itibaren bizzat kendisinin yazdığı türküleri seslendiriyor.
Türkülerin sonunda hep "Garip" mahlasını kullanıyor.
1970'li yıllarda ünü Türkiye’nin her yerinde duyuluyor.
Kendi bestesi olan türküleri Türkiye'de dönemin birçok sanatçısı tarafından yorumlanıyor ve söyleniyor.
Bağlama ustasının sözlerinin her biri de kalplere dokundu.
“Usandım bu canımdan aman aman, derd ile geze geze.
Ne söyleyim şu dünyanın haline dağlar ayrı ayrı, çöl ayrı ayrı, şu insanlar bölüşmüşler dünyayı hudut ayrı ayrı yol ayrı ayrı.”
“Güneşe gülle at, karartır mı hiç?
Allah sevmediğini yaratır mı hiç?
İnsan olan insan darıltırmı hiç?
Haksızlık haksızın özünden olur.”
Büyük ozan “Aşk biterse yorulur insan, ben ne zaman ölürsem Neşet yoruldu desinler”.
“Uyku girmez gözüne, gönlü viran olanın.
Özü gülmeyenin yüzü güler mi?
Kalpten kalbe bir yol vardır.
Gözünen görünmez sırdır.”
Büyük usta “Devlet sanatçılığı bana teklif edildi.
Ben, 'hepimiz bu devletin sanatçısıyız, ayrıca bir devlet sanatçısı sıfatı bana ayrımcılık geliyor' diyerek teklifi kabul etmedim” diyor.
“Ben halkın sanatçısı olarak kalırsam benim için en büyük mutluluk bu”.
Şimdiye kadar devletten bir kuruş almadım diyen büyük usta,
Ana vatanı, baba yurdu bozkırın Anadolu şehri Kırşehir Bağbaşı Mezarlığı'nda babası Muharrem Ertaş'ın mezarı yanına istirahat ediyor.
Mezar taşında şu sözler yazılı
''Sakin ol ha, insanoğlu.
İncitme canı, her can bir kalp, Hakk'a bağlı.
İncitme canı, incitme''…