İstiklâl Marşı ve Anadolu Erenleri
2021 yılında; Yurt için de yurt dışında Türk tarihi ve kültürü, Türkçe, tasavvuf ve Anadolu'nun manevi mimarları konuşulacak.
Bu konularda toplantılar düzenlenecek, anma ve kutlama programları gerçekleştirilecek.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü olan UNESCO, Hacı Bektaş-ı Veli'nin vefatının 750. yıldönümü, Yunus Emre'nin 700. yıldönümü ve Ahi Evran'ın doğumunun 850. yıldönümü olması sebebiyle; 2021 yılını bu Anadolu insanının ufkunu açan isimleri anma yılı ilan etti.
UNESCO’nun bu kararından sonra; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ile yayınlanan genelgelerde ise; çok yönlü ilim ve fikir insanları için yıl boyunca yurt içi ve yurt dışında tertiplenecek etkinliklerin en iyi şekilde gerçekleştirilebilmesi için gerekli duyarlılığın gösterilmesine vurgu yapıldı.
Ahi Evran, Hacı Bektaş-ı Veli ve Yunus Emre ile birlikte yıl içinde kutlanacak diğer önemli etkinliğin kararını ise TBMM verdi.
Bu karara göre; 2021, 'İstiklal Marşı yılı' kabul edildi.
Mehmet Akif Ersoy Araştırmaları Merkezi Başkanı D. Mehmet Doğan ve Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Genel Başkanı Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan’ın; ısrarcı açıklamaları, resmi makamlara yaptıkları yazılı müracaatlar bir karşılık buldu.
Meclis Başkanı Şentop, 24 Aralık 2020 tarihinde yaptığı açıklamada, Gazi Meclis’imiz tam bir ittifakla, 2021’in, 'İstiklal Marşı Yılı' olması için imzaya açtığımız teklifi kabul etmiştir. Aziz şehitlerimizin ve Mehmet Akif’imizin ruhu şâd olsun." dedi.
TYB, kamu kurumları, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla İstiklal Marşı'nın kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u anma etkinliklerini gerçekleştirmeye başladı.
Geçtiğimiz günlerde; D. Mehmet Doğan ve Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop’a teşekkür ziyaretinde bulundular.
Misafirlerinden, Türkiye Yazarlar Birliği, Sosyal Bilimler Üniversitesi ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesinin birlikte düzenleyecekleri "100. yılında İstiklâl Marşı Büyük Bilgi Şöleni" bilgisini alan TBMM Başkanı Şentop, bilgi şöleninin açılışını TBMM’de yapılmasının şöleni daha anlamlı hale getireceğini ifade etti.
Yani, 12 Mart'ta başlayacak ve 5 gün sürecek, kırktan fazla ilim, sanat ve fikir adamının bildiri sunacakları bilgi şöleninin açılışı ve ilk oturumu TBMM de gerçekleşecek.
Umulur ki; Ahi Evran, Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre ve İstiklal Marşı, isimlerine, konumlarına ve değerlerine layık olarak anılırlar.
Yüzyıllar boyunca sayısız uygarlığa ev sahipliği yapan Anadolu coğrafyamızda milletimize bir kimlik ve ruh kazandıran manevi önderleri; medeniyetimizin temel şahsiyetlerini anmak, anlamak için bu yıl dönümleri elbette büyük bir fırsat. Bu fırsatı iyi değerlendirmek gerekir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son yıllarda yaptığı konuşmalarda, kültüre, sanata ve edebiyata önemli vurgular yapıyor ve diyor ki;
“Kültür ve sanatın tıpkı toprak, tıpkı bayrak gibi bağımsızlığın alametifarikalarından biri olduğunu her fırsatta tekrarlıyoruz. Kendine ait kültür ve sanat üretimi, birikimi, politikası olmayan toplumlar bu bakından güçlü toplumların gizli veya açık hegemonyası altında ezilmeye mahkûmdur” (Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülleri Töreni’nde yaptığı konuşmadan 12.12.2019)
Bu konulara hassasiyet göstermek, genelge yayınlamak, faaliyetlere devlet desteği sağlamak, başarılı kültür sanat insanlarını ödüllendirmek elbette çok önemli ve takdire şayan bir durum.
Peki, kültürü, sanatı, edebiyatı korumak, geliştirmek ve yarınlara taşımak sadece devletin görevi mi?
Devletin hizmet sunmada yetersiz kaldığı ama özellikle kültür, sanat, edebiyat alanlarında sivil toplum kuruluşlarının tamamlayıcı bir rol üstlenerek, kamu yararına faaliyetlerde bulunması gerekir.
Bu konuda, TYB Genel Başkanı Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan’ın önemli bir teklifi var.
Başkan Arıcan, “Kültür ve Turizm Bakanlığının özellikle çocuklar ve gençlere yönelik dil, edebiyat ve kültür projelerine destek veriyor, katkı sağlıyor.” hatırlatmasını yaptıktan sonra diyor ki, “Dilimizi, kültürümüzü, sanatımızı, edebiyatımızı“ yerli ve milli” bir anlayışla daha da ileriye taşımamız gerekir. Devletin kültür ve sanat alanında belirleyici bir rol üstlenmesi yerine bu alanda çalışan sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yapması, amaca yönelik etkinliklerin düzenlenmesine katkı sağlaması, izleyen, denetleyen ve teşvik edici bir yapı oluşturması kültür politikası hedeflerimizin başarısını artıracaktır.” (SDE Panel: Kültür Politikalarımız Üzerine Stratejik Düşünceler.19.02.2019)
Kültür dünyamızın zenginleşmesi, değerlerimizin hatırlanması, sanatımızın, edebiyatımızın korunup gelişmesi, yarınlara da taşınması için bu dilek ve temenni umarım bir gün tam anlamıyla gerçek olur.
Yoksa, büyük umutlarla ilan edilen önemli gün ve haftalar heba oluyor, değerli şahsiyetler tam anlamıyla anılmıyor, anlaşılmıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.