Zafer Çam

Zafer Çam

Kartallar tavuklaştırılıyor

Kartallar tavuklaştırılıyor

Dünyada kartal doğup tavuk gibi yaşayan Müslümanların hali içler acısı.

İslam coğrafyasında kan, zülüm durmuyor, kümeslerde yaşayan tavuklar tilkiler tarafında zülüm görüyor.

Vatansız, yurtsuz, evsiz, barksız bırakılıyor.

Toplama kaplarında tavuk olmaya muhtaç ediliyorlar.

Kendi istekleriyle tavuk gibi yaşamak uğruna batının kapılarına varmada denizlerde boğuluyorlar.

Batı sömürü devletleri kartal gibi av peşinde, tavuklar ise onlara yaşıyor.

Camilerde ezanlar okunacak hafızlar kuran bülbüllüğü yapacak, sonra ben Müslümanlardanım diyeceksiniz, tavukluğa özeneceksiniz.

Yok, böyle bir Müslümanlık…

Allah ne güzel söylüyor ey iman edenler siz seçilmişlerdensiniz.

Yani siz Müslümanlardansınız diyor.

Biz Müslüman’ız diyenler tavuk gibi yaşıyor.

Önüne konan yeme seviniyor, kümes de yaşamayı seviyor.

Ne zaman kartal olacaksınız ey yeryüzü Müslümanları.

Ne oldu da bu dünyanın geçici süsleri sizleri tavuklaştırdı.

Bir zamanlar kartallar gibi özgür göklerde kanat çırparken, neden tavuklar gibi kümeslere mahkûm oldunuz.

Bilmem bu kıssa tavuklaşanlara bir şey anlatır mı?

“Kartalın yumurtasını kümesin önünde gören tavuklar gördükleri bu yumurtanın çok büyük bir tavuğa ait olduğunu düşünürler.

Anne tavuk kuluçkaya kendi yumurtasıyla birlikte farkında olmadığı büyük yumurtayı da alır…

Kısa bir zaman sonra yumurtalarda yavrular çıkmaya başlar

İçinden simsiyah kanatlı, ilginç gagalı tuhaf bir tavuk çıkar.

Herkes mutluydu, böylesini ilk defa görmüşlerdi.

Anne tavuk, yavrularına hayat koşularında dersler vermeye başlar.

“Bak yavrum, yerde bulduğun böceği şöyle ye!

Arpayı buğdayı böyle ye!”

Anne tavuk her geçen gün yeni şeyler öğretiyordu yavrusuna…

Büyük tavuk annesinin her söylediğini yapıyordu.

Tehlikelere karşı nasıl davranılacağını da öğretti annesi:

“Bak yavrum, eğer tilki buradan gelirse aksi istikamete doğru kaç, şuradan gelirse buraya kaç…”

Büyük tavuk büyüdükçe güzelleşiyordu…

Oldukça uzun kanatları vardı.

Ara sıra diğerleri onun kanatlarına bakmak için geliyorlardı.

Bir gün anne tavuk yavrusuna havadan gelen tehlikelere karşı kendini nasıl savunacağını anlatırken büyük tavuğun gözü, gökyüzünden süzülerek korkunç bir ihtişamla geçiş yapan başka bir canlıya ilişti.

Anne bu ne?

O bir kartal yavrum.

Kuşların en heybetlisidir.

Ben de onun gibi uçabilir miyim dersin anne?

Hayır, yavrum, sen bir tavuksun.

Kendini tavuk sanan kartal, annesinin söylediklerini çok fazla sorgulamadan kabul ediyor.

Hala içinden gelen ses, aslında onun da uçabileceğini söylemesine rağmen, fazla üstüne gitmiyor ve hiç denemiyor.

Yine bir gün siyah kanatlı büyük tavuk ihtişamlı kartalı izlerken ölüp gidiyor.”

Onu tıpkı bir tavuk gibi defnettiler; hakikatte ölen bir kartaldı.

Bir kartal olarak doğup, bir tavuk gibi yaşamak ve kartallara özenip sonunda bir tavuk gibi ölmek ne acı!!

Şu anda kendi gücünün farkına varamayan, milyonlarca hatta milyarlarca Müslüman var yeryüzünde…

Başlarında ki satılmış yöneticiler anaç tavukluk yapıyorlar Müslüman halka siz kartal değil tavuksunuz diyorlar.

İktidarlar nasıl yiyeceklerini, nasıl zengin olacaklarını, nasıl şöhret, makam sahibi olacaklarını anlatıyorlar.

Zalime ve zulme karşı kartal olunuz demiyorlar.

İktidarlar saltanatları uğruna halkı tavuklaştırıyorlar.

Bunların içerinde kartal gibi olmak isteyenlerde vatan haini diye cezalandırılıyor.

Böyle olunca da silkinip de ben kartalım diyecek ne cesaretleri kalıyor nede güçleri.

Her geçen gün Müslüman topraklarında doğan kartallar bilinçli bir şekilde anaç tavuklar tarafında tavuklaştırmaktalar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Zafer Çam Arşivi