Zafer Çam

Zafer Çam

Koltuk sevgisi kocattı hepsini

Koltuk sevgisi kocattı hepsini

Bir zamanlar kasetler havalarda uçuşuyordu. Kirli donlar gösteriliyordu. Siyasi liderlerin uygunsuz kasetleri halkla buluşturuluyordu.

Ne oldu da ülke sınırlarında otel odalarında kaset furyası son buldu. Bugün bu kasetçiler boş mu duruyor dersiniz.

Kasetle sansür edilen seçilmişler uçkur düşkünüydü de, şimdi seçilmişler uçkurlarına çok mu sahipler?

Görülmez eller şimdilik kasetleri depoluyor hazır olduğunda sunacaklar mı dersiniz. Geçmişteki seçilmişlerin birçokları yaptıkları uçkurdan dolayı kayıplara karıştı.

Bunlardan CHP lideri Deniz Baykal’ın kasetleri açılmasaydı Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’ye lider olma şansı var mıydı?

Kılıçdaroğlu ben partinin CHP’nin genel başkanıyım diyor. Girmiş olduğu bütün seçimlerin yenileme şampiyonu olsa da. Meydanlarda geziyor. Bol kesede halka umut dağıtıyor.

Sayın Kılıçdaroğlu milletvekillerine bile sormadan kendi kendini Cumhurbaşkanı adayı seçiyor sonra seçimden sonra parlamenter sisteme geçip yetkilerini kısacağını iddia ediyor.

Seçim diyen neden kendisini aday koymak istiyor. Parti içi seçim yapmayan geldiğinde nasıl bir program izler. CHP içerisinde tek adam rolü oynayıp daha sora ben yetkileri kısacağım demesi ne kadar güven veriyor. 

Parlamenter sisteme geçecek bir kişi şayet bu söyleminde samimi olsa CHP’deki yetkilerini seçim kaybından sonra birlerine devretmez miydi?

Dürüst insan olabilir ama yerinde al sen yap diye gençlere bırakmıyor mu? Bu sözlerim sadece CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun değil tüm siyasi parti başkanlarına da.

Bugün yaşı kemale ermişler parti başkanları. Kılıçdaroğlu koltuk tutkunu da diğerleri bende bu kadar diyen var mı?

Obama ve Bush gibi sekiz yılda emekli olmayı bilmiyorlar. Bizdekiler ya kasetle gidiyor ya da sedyeyle.

Nasıl tutkulu koltuksa oturan kalkmıyor. Batı demokrasisinde oturan başbakanlık koltuğunu bir başkasına devrediyor.

Daha yaşım genç bir daha aday olayım demiyor. Bizde ise tam tersi oluyor seçilen doymuyor. Yaş altmış, yetmiş, seksen, doksan fark etmiyor.

Partinin atanmışı da olsa, kurucusuyum, sahibiyim diyen kaybetse de koltuktan kalkmıyor. Bunları siyasete çekip elli yaş üstü çoğu lideri emekli etmek lazım.

Altmış beş yaş üstünde olan vatandaşlarında satış için tapuda aklı yerinde mi raporu istemiyor mu?

Raporunu sunmadan satış yetkisi veriyor mu? Bizim siyasi liderler içerisinde altmış beşin altında olan var mı?

Kanunlar, yasalar, yönetmenlikler vatandaşa geçiyor. Seçilmişlere sıkıntı yok. Seçilmişlerin aklı yerinde deniyor rapora gerek kalmıyor. Sayın Kılıçdaroğlu üyelere sormadan kendi kendini aday ilan ediyor.

Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın uyguladığı aday belirleme yöntemini niye o zaman kötülüyorlar, milletvekili, il başkanını kendi kafasına göre seçiyor diyorlar.

Erdoğan‘ın parti içi yönetim şeklini tıpa tıp taklit ediyorlar. Sonrada demokrasiden parlamenter sistemden bahsediyorlar. 

Sistemi önce kendi partinizin içerisinde uygulayacaksınız daha sora başkalarını sorgulayacaksınız. Ülkede demokrasin ekmeğini yiyeler seçildim diyenler mutlu.

Vatandaş mutlu mu? Vatandaş hakkı, adaleti, her vatandaşın eşit olduğu kanunları ayakta tutacak sitem diyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Zafer Çam Arşivi