Merhaba sevgili Anadolu Gazetesi okuyucuları kısa bir aradan sonra tekrar sizlerle olmak çok güzel bir duygu.

Bu yazımızda esnaf diyeceğiz ve el yakan pazarlar marketlerden bahsedeceğiz. Sizlerin de bildiği gibi bu COVİT millet olarak bizi bayağı zorladı. Mücadele süresince hem devlet hem millet ve esnaf olarak zor günlerden geçiyoruz.

Kısıtlamalarla esnaflarımızın işleri daha da zor bir hal aldı. Benim anlayamadığım esnaf kepenk kapatırken tatil ve kayak yerleri neden açık buna neden izin verilir anlayan varsa bana da anlatsın.

Kapanan dükkanlar ne olacak bugün bir iş sahibi bile olamıyor insan birde düşünün insanın elindekini kaybetmesi ne kadar zor bir durum.

Artık nereye baksak bir karamsarlık insanların cesaretleri kırılmış gitmiş yok. Seslerini duyan değil sorunlarına çözüm bulan bile yok. Bir insan için en kötü şey çaresizliktir.

Çözüm istiyoruz artık sorun değil ya da o sorunla bir başımıza mücadele etmek yerine birlik ve beraberlik olsun istiyoruz. Bahaneler üretenleri değil. Ülke olarak ekonomi olarak büyüdüğümüzü görmek istiyoruz.

Dükkanını kapatan esnafın buruk sesini değil umut çığlıklarını duymak istiyoruz artık... Açlıktan ağlayan çocukları görmek istemiyoruz.

Marketlere ve pazara ihtiyacını karşılamak için gidip ama boynu bükük evine bir elma üç portakal iki ekmek beş patates yarım litre yağ alıp dönen ve boynu bükülen bir millet olmak istemiyoruz

Halk Ekmek’ten ucuza ekmek alabilmek için saatlerce kuyrukta bekleyen yurttaşlar, ekonomik bunalımın derinliğini gözler önüne serdi.

O çok konuşulan kuyruklar şimdide var lakin şimdi bu kuyruklara sebep olanların sesleri pek çıkmıyor...

Neden çünkü etraf onlara göre güllük gülistanlık ekonomi de her şey yolunda Türkiye uçuyor evet gerçekten uçuyor. İşsizlik azaldı ama ne hikmetse. İşsizlik kuyruğunun ucu görünmüyor.

Açlık yok denilecek kadar az. Ama açlıktan kimi kendini yakıyor kimi intihar ediyor. Çiftçilik çok güzel üreten bir ülkeyiz ama çiftçinin emeği yeniliyor hakkı verilmiyor. Evet gerçekten burada sorun var görebilene duya bilene millet dertli millet aç.

Ama bir rant ve taht kavgası da var bu da hiç bitmek bilmedi efendiler millet size suçlu kim demiyor millet size bizi dinleyin diyor suçu bir birinize atmayın el ele verin de bu memleketi düzeltelim daha aydınlık yarınlara hep birlikte çıkalım diyor...

Zaman birlik ve beraberlik zamanı bizim bereketli topraklarımız da üretim yapalım her boş araziyi park ve site alanı olarak çevirmeyin üretmeyi öğretin üreten insan çoğalır ve büyür.

Bunun için önce sesimize içten bir ses verin bize bunu hissettirin. En ufak zorluklarda kaybımız çok olursa o zaman içimizde bölünmeler başlar. İnancımız geleceğe karşı azalır.

Fakat bunun tam tersi olursa en ufak şeylerden daha güçlü kalkmayı başarabilirsek içimizde ki kırılma bölünme asla olmaz. Bunun için yarınlara daha iyi adım atmalı ve sağlam temeller ile başlamalıyız.

Saygılarımla…