Okullar açılıyor, minikler heyecanlı
Eğitim kurumlarında eğitime başlamak. Bu başlangıcın doğru ve sürdürülebilir olması için ailelerimize büyük iş düşmektedir. Öncelikle okul yaşamın doğal bir parçasıdır bunu hep birlikte kabul etmeliyiz. Aile sohbetlerimizde okul yaşantımızdaki güzel anıları paylaşmalıyız.
Unutmayın, çocuklarınız sizleri çok iyi tanıyor. Yüzünüzdeki kaygı, endişe, karasızlığı çabucak fark eder, bu duyguları hemen kendisi de yansıtır. Siz değerli anne-babalarımızın çocuğunuza mümkün olduğunca destek olması, kendi kaygı ve endişelerinizi ona yansıtmak yerine daha güçlü, daha özgüvenli ve tutarlı davranış ve tutumlar sergilemeniz önemlidir. Öncelikle okul ve okul yaşamını önceden açıklayın. Öğrencilerimiz kendilerini neyin beklediğini bilmedikleri için korkmuş ve kaygılı olabilirler. Uyum dönemi başlamadan önce onlarla okul yaşamını paylaşın, okulu gezip oynayabileceği alanları görmesini hatta orada zaman geçirmesini sağlayın.
Anne-babanın doğal davranması, bunun normal bir süreç olduğunu hissettirmesi, geçmiş deneyimlerini ve bunun onlara getirdiği olumlu şeyleri abartmadan anlatması etkili olur. "Artık okula başladın, her şey farklı olacak..." gibi muğlak ifadeler yerine (bir anda açıklamaya gerek kalmadan) neler olabileceğine dair küçük, net mesajlar verilebilir.
Unutmamalıyız ki çocuğumuz ilk kez tanımadığı kişilerle uzun zaman geçirmeye başlayacak ve buradaki en önemli durumlardan biri de geçirilen bu zamanı kendi isteğine göre ayarlayamayacak. Zil çalınca sınıfa, zil çalınca oyuna gidecek. Bu hayatında hiç yaşamadığı bir durum olduğu için “Ders başladı artık gitmelisin. Zil çaldı, bak herkes oynuyor, sen de oyna…” cümleleri onu rahatlatmak yerine diğerleri gibi bu süreci yaşayamadığı için kaygı düzeyini daha da arttıracaktır. Bu konuda yapmanız gereken tel şey sakin olup çocuğunuzu öğretmeniyle bırakıp okuldan ayrılmanız.
Okul kıyafetlerini önceden alıp evde deneyebilir ve alışabilirsiniz. Bu sayede çocuk okul hakkında iyi bir duyguya sahip olacak ve okula zihinsel olarak hazırlanacaktır. Okulun ilk günü öğrencimizin güven odağını sizden öğretmenine çevirebilmesi için okulda zaman geçirilmeyiniz. Koridorda, bahçede, bahçe dışında beklediğinizi bildiği sürece aklı hep sizde olacaktır. Diğer türlü sınıfta ne olduğuna odaklanacaktır. Okulda geçirdiğiniz zaman çocuğunuzun alışma sürecini geciktirebilir. Bırakın öğrencimiz öğretmenine güvensin ve arasında bir bağ kursun. Tüm bunlar olurken velilerimizin sınıf öğretmenleri ve okul danışmanlarıyla yakın iş birliği içinde çalışması da önemlidir.
Son olarak, çocuğunuz okul sonrası buluştuğunuzda sizi gördüğünde ağlayabilir bunu da sadece özlem olarak değerlendirin. Onunla keyifli bir sohbet için farklı konular açın. Bazı öğrenciler için gözyaşlarıyla başlayan okullaşma sürecinin nasıl neşe ve mutluluğa dönüştüğünü izlemek büyük bir keyif olacak. Tüm öğrencilerimize şimdiden başarılı ve mutlu bir yıl dilerim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.