Onu, daha önce PKK’ya arka çıkan zırvalarıyla tanımıştık.

Hatta terör suçundan hükümlü Selocan hakkında, “Türkiye için bir şans…” abuklaması da olmuştu.

Şimdi de Napolyon pozlarında saçmalamış.

Hazret şöyle buyurmuş:

“Ama acılı ama acısız bu iktidar değişecek.”

Hayhay!...

Emriniz olur paşam!...

Tabi bir de uyarı eklemeyi unutmamış:

“Onun için herkes aklını başına devşirmeli!...”

Yani şimdi, “Korkmadım…” desem yalan olur.

Öyle ya, adam koskoca ‘Emekli Amiral’…

Bir zamanlar onun bir benzeri, kudretli bir amiral vardı, şimdi adını hatırlayamadım.

Hani soyadında bir ‘kaya’ filan vardı.

Sanıyorum hazret o zata özenmiş.

Parmağını suratımıza doğru sallayıp, aklımızı başımıza devşirmemizi emir buyurmuş.

Bir 10-15 sene kadar önce, bu hazretin salladığı parmak az işe yaramazdı.

O zamanlar, bazı medya leşkerleri, geceleri uyamayıp, Genelkurmay ışıklarının ne kadarının sabaha kadar yandığını, Ramazan hilalini gözler gibi gözlerdi.

Sonra da, ‘üst düzey bir komutan’ adreslemesiyle, haber (aslında tehdit) üfürürdü.

Yerli yersiz zırvalamalarından anladığımız kadarıyla; ne ‘er’, ne de ‘Türk’ olan bu zat, galiba 15 sene gerilerde bir yerde takılıp kalmış.

Kendisini ‘kudretli paşa’ sanıyor.

Zavallı, bilmiyor ki; Türk Milleti bir 15 Temmuz gerçeği yaşadı, 7 sene kadar önce.

Ve Okyanus ötesinden aldıkları emirle darbe yapmaya heveslenen NATO’cusu, FETÖ’cüsü bilumum vatan hainlerine bir gecede haddini bildirdi.

İşte o yüzden sayın (e) amiral, önce sen aklını başına topla, haddini bil; o suratımıza salladığın parmağını da uygun bir yerine park ediver.