Sığıntılık işte böyle bir şey
Milletvekili aday listeleri YSK’ya teslim edildi. MHP, yasal süreyi beklemeden adaylarını açıkladı. AK Parti de listesini son gün teslim etti.
Görebildiğim kadarıyla MHP teşkilatlarında, aday listesi üzerinde genel bir mutabakat oluşmuş durumda.
AK Parti ise, 3 dönem kuralını da sıkı bir şekilde uygulayarak, mevcut milletvekillerinin yaklaşık yüzde 70’ini aday göstermemiş. Bu yenilenme, siyasî hayatımızda pek görünmeyen bir örnek olup, ‘Lider’ için büyük bir cesaret ve kendine güven işaretidir.
Sağınmacı Partilerin durumu
Masa Pazarlıkları sırasında, CHP’nin kendi listelerinde DP’ye 4, Saadet’e 10, Gelecek ve Deva’ya ise 20’şer olmak üzere, garanti seçilecek yerlerden 54 vekillik sözü verdiği çok yazıldı çizildi. Ne adı geçen partiler, ne de CHP yalanladı bu iddiayı.
CHP listelerinde; Saadet’e 23, Gelecek’e 17, Deva’ya 18 ve DP’ye 3 kişilik kontenjan verildi.
Listenin herhangi bir yerinde olmak, adaylara seçilme garantisi sağlamıyor. Bu adayların kaçının ‘seçilebilecek’ sırada olduğu önümüzdeki günlerde meydana çıkacak.
CHP listelerinde yer almak için Kılıçdaroğlu’nun himmetine ve ‘hesap uzmanlığına’ teslim olan sığınmacı partilerin durumu, içler acısı bir manzara arz ediyor.
Hani Cumhurbaşkanı oluyordunuz…
Biriniz “Başbakan olacağım!..” diye höykürüyor, olmayan bir makama hevesleniyordu.
Kendi logonuzla seçime girip, “Esselamü aleyküm desem, Anadolu meydanlara dökülür…” diyen kibrinizden yanınıza yaklaşılmıyordu.
(Kibir Abidesini, 3 ay kadar önce Konya’da seçim otobüsünden yüzünde zorlama bir gülümsemeyle etrafa el sallarken tesadüfen görmüştüm de, Vilayet önündeki kalabalıktan kimsenin dönüp bakmaya tenezzül etmediğine tanık olunca içim acımıştı.)
Sırtından vurmaya kalktığınız Recep Tayyip Erdoğan, sizleri, hayal bile edemeyeceğiniz makamlara getirmişti.
Siz ise, kerameti kendinizde sanmıştınız.
Sizden önce de, Abdülatif Şener isimli bir zat vardı, o da sığıntı olarak ilişmişti CHP çadırının bir köşesine. Hatta bir de partisi mi vardı neydi? Acaba adını hatırlayan kaldı mı?
İşte, siz de kocaman laflara ortaya çıkıp, sırf AK Parti’yi bölerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önünü kesmek amacıyla kurduğunuz partilerinizin tabelalarını indirdiniz.
Televizyonlardaki ve internetteki parti isimli ve logolu reklamlarınıza rağmen…
Büyük iddialarla sahne alıp, “Erdoğan bizim sayemizde bir şeyler oldu…” havalarında ‘iktidar yürüyüşü’ başlatmıştınız.
Partinizi seçime sokmaya bile cesaret edemediniz.
Utancınızdan olsa gerek, bizzat kendiniz aday olamadınız da etrafınızdaki zevatı aday gösterdiniz CHP listelerinde.
Daha seçime bile giremeden, siyasî tarihin çöp sepetine girdiniz.
Bu ayıp da size ömür boyu yeter.
Kimse yanlış anlamasın; CHP politikalarını ve ideolojisini benimseyip, siyasetini bu çatı altında yapanlara sözümüz yok.
Fakat, bütün siyasî hayatları CHP ve zihniyetine karşı kavga ve mücadeleyle geçmiş, hatta temiz Anadolu insanının inanç ve değerleriyle yelkenlerini şişirerek siyaset yapmış zevatın bugün geldiği nokta, zilletin dibi değil de nedir?
Peki, sizin derdiniz neydi? Tayyip Erdoğan düşmanlığı ile kendi kibir ve kininizden başka bir sermayeniz var mıydı?
Evet, geliyor gelmekte olan…
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı adaylığı uğruna, ideolojik olarak hiçbir zaman bağdaşmayacağı 4 sığınmacı partinin adaylarına listesinde yer açtı.
Kökten CHP’li olup, senelerdir partinin yükünü sırtında taşıdığı halde aday listesinde yer bulamayanlar öfkeli.
Aday listesinin teslim edileceği günün gecesinde, Parti Meclisi toplantısı birkaç kez ertelendi. Gelen bilgilere göre, CHP binasının tüm katları, sabaha kadar kıran kırana tartışmalara, restleşmelere sahne oldu. Sonunda da toplantının yapılıp yapılmadığı bile pek anlaşılmadan, CHP listeleri YSK’ya teslim edildi. Ki, Parti Meclisi toplantısı bağlamında yaşanan kriz, yaklaşan büyük fırtınanın habercisiydi.
Kılıçdaroğlu, teşkilatlarındaki memnuniyetsizliği ve biriken öfkeyi, 15 Mayıs sabahına kadar maharetle yönetebilir; zira Bakanlık, Bakan Yardımcılığı, Genel Müdürlük gibi bir yığın vaat konusu makam var.
CHP’de asıl kıyamet, seçim kaybedildiğinde kopacak. Hele de, sığınmacı partilerin CHP’ye ciddi bir oy getirisi olmadığı ortaya çıkarsa…
Bugün ‘tıpış tıpış’ muamelesi gören CHP teşkilatları ve tabanının isyanını o zaman göreceğiz.
Sığınmacı partilere gelince… Kılıçdaroğlu seçimi kaybederse, kendisiyle birlikte 4 sığınmacı parti ve Asena’nın İP’ini zeval günleri bekliyor.
Olur da, PKK+Masa seçimi kazanır, Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı seçilirse… Ülke yönetimi, aday listelerinde yer kapmak için birbirinin gözünü oyanların eline düşerse… İşte o zaman da Türkiye’yi ve Türk Milletini ağır bir ‘izmihlal’ bekliyor.
(İzmihlal’in ne olduğunu bilmeyenlere önerim, İstiklal Marşı’mızın 10 kıtasını bir kez daha dikkatlice okumalarıdır.)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.