Bugün araç sayısı insan sayısı kadar nerdeyse. Her yıl milyonlarca araç trafiğe çıkıyor. Trafiğe çıkan araç sayış artıkça ülkemizde ve ilimizde yani Kırşehir’de de kaza oranlarında artıyor.

Araçlar için oto yollar, dübel yolar, tüneller, viyadükler yapılıyor. Yine de büyük şehirlerde ve ilimizde Yollarımız cevap veremiyor. Hızlı kentleşmelerin yaşandığı, imarsız şehirlerde trafik sorun olmaya devem ediyor.

Belediyelerin imar hataları her geçen gün araç sahiplerini ve şehirleri yaşanmaz kılıyor. Belediyelerin beceriksizliği kadar sürücülerimizde duyarsızlığı birleşince trafik çile oluyor.

Sürücülerimiz kuralsızx araçlarımız bakımsız bunları çoğalta biliriz. Öncelikli olarak araçları kulan hala bizleriz.

İnsanların hizmetine sunulan araçların kaptanda şoförde insanlar. Araçları bizler nasıl kullanırsak araçlarda öyle seyir halinde ilerler.

Gün geçmiyor ki ülkemizde şehirlerimizde bir tanıdığımız trafik kazasına maruz kalıyor. Ömrünün baharında gencecik insanlar trafik terörü yüzünden sakat kalıyor.

Birçok kazalar ölümle sonuçlanıyor. Yol verme tartışması yüzünden insanlar birbiri ile dalaşıyor. Kavgaların dozajı arttı silah, bıçak çekmeye kadar vardı. Kavgalarda yaralanmalar ölümler olmakta.

Ülkemizde ev şehirlerimizde Toplum yaşantısının bir gereği trafik kurallarına uymak yok gibi. Kurallara uymamakta üstümüze olmadığı için yasakların da hiçbir anlamı yok. Radarmış, takipmiş, kontrolmüş kimin umurunda. Kural var mı? ... Var. Uyan var mı? … Yok.

Kendi denetimimizi sağlayamadıktan sonra, karşımızdakine saygı duymadıktan sonra kurallar ne yapsın, trafik polisleri ne yapsın?

Yürüyüş mesafesinde yürüyüp ulaşmak istediğinizde trafik kilitli, kaldırımlar işgalde yürü bakalım nasıl yürüyecekseniz.

Nedeni trafikte sorumsuzların yüzünde. Emniyet, belediye duyarsız oldukça kuralsızlarda uymuyor. Bir araç park etmiş diğeri onun yanına duruyor üçüncü araç zar zor yol alıyor.

Yollar daralıyor kaldırımlar işgal ediliyor. O zaman bizde şikâyetçiyiz, iki kişinin yan yana zor yürüdüğü kaldırımları esnafın işgal etmesinden.

Her lokantanın önünde iki masa, her dükkânın önünde iki sandalye. Beyaz eşyacılar bütün beyaz eşyaları dükkânın önünde sergiliyor.

Bütün büfelerin önünde bir buzdolabı. İnsan rahat yürüyemiyor. İş yok dükkânın önünde esnaf kaldırımlarda oturmuş muhabbet ediyor.

İnsanlar dükkânların önünden geçerken rahatsız oluyor. Kaldırımlarda araba yıkama işlerine ruhsatlar veriliyor.

Uygunsuz caddelerin üzerine Bar, pavyon ruhsatları veriliyor kaldırımlarda yürünmüyor. Bu tür yerlere ruhsatı verilirken çevre ve insanlar dikkate alınmıyor.

Arabalar kaldırımda insanlar caddede yürüyor. Trafikte kazasız günler, kaldırım işgallerinin sona ermesi dileğimle, hoşça kalın.