Cemal Kayı

Cemal Kayı

Lügatımız, alfabemiz, dilimiz

Lügatımız, alfabemiz, dilimiz

AKP grup başkanvekili Mahir Ünal, “Gençlik Buluşması ve Konferans” etkinlikleri kapsamında 8. Uluslararası Kitap ve Kültür Fuarındaki konuşmasında, “Tarihteki en sert kültür devrimi Türkiye'de yaşanmıştır. Mesela Fransız devrimi her şeyi yıkmıştır ama, lügata yani dile dokunmamıştır. Yine en sert devrimlerden bir tanesi de Mao'nun Çin’de yaptığı kültürel devrimdir ve o da dile dokunmamıştır. Ama maalesef bir kültür devrimi olarak Cumhuriyet bizim lügatimizi, alfabemizi,  dilimizi hasılı bütün düşünmemizi yok etmiştir” ifadelerini kullandı.

"Zeytindağı'nın tepesindeyim. Lût Denizine ve gerek dağlarına bakıyorum. Daha ötede, Kızıldeniz'in bütün sol kıyısı Hicaz ve Yemen var. Başımı çevirdiğim zaman Kamame'nin kubbesi gözüme çarpıyor. Burası Filistin'dir. Daha aşağıda Lübnan var; Suriye var; Bir yandan Süveyş Kanalı’na, öbür yandan Basra Körfezi’ne kadar çöller şehirler ve hepsinin üstünde bizim bayrağımız!

Ben bu büyük imparatorluğun çocuğuyum.

Çıplak İsa, Nâsıra'da marangoz çırağı idi; Zeytindağı'nın üstünden geçtiği zaman, altında kendi malı bir eşeği vardı. Biz Kudüs'te kirada oturuyoruz. Halep'ten bu tarafa geçmeyen tek şey, yalnız Türk kâğıdı değil, ne TÜRKÇE, ne de TÜRK geçiyor.

.......Birinci Millet Meclisinde Şer'iye Vekiliği etmiş, Eskişehirli bir Türk hocasının Türkler gibi "ve" demek yerine, Araplar gibi "vua" dediğini belki unutmamış olanlar vardır. Suriye, Filistin ve Hicaz'da:

-TÜRKMÜSÜNÜZ?

Sorusunun birçok defalar cevabı:

-ESTAĞFURULLAH! idi.

Osmanlı İmparatorluğu buralarda ücretsiz tarla ve sokak bekçisi idi.

Eğer medreseler ve şuursuzluk devam etmiş olsaydı. Araplığın Anadolu'nun yukarılarına kadar gireceğine şüphe yoktu."

(Falih Rıfkı Atay: Zeytindağı)

.....İmparatorlukların sanatı, sömürge ve milliyet işlemektir.

Osmanlı; Trakya'dan Erzurum’a doğru koca gövdesini yan yatırmış, memelerini sömürge ve milliyetlerin ağzına teslim etmiş, artık sütü kanı ile karışık emilen bir sağmal idi"

(Falih Rıfkı Atay: Zeytindağı)

Arap coğrafyasını, Kafkasya'yı, Kuzey Afrika ülkelerini saymıyorum. Bugün; Edirne'den Viyana'ya kadar dörtyüzyıl idaremiz altında kalan Balkan ülkelerinin, Doğu Avrupa ülkelerinin ne dinleri islam ne de dilleri Türkçedir. Fransa, İngiltere, Rusya, İspanya portekiz vb. gibi ülkeler girdikleri ülkelerin hem dinini hem de dilini değiştirmişler, onlardan kültür adına bir şeyler almamışlar aksine kendi kültürlerini vermişlerdir.

Bugün Balkan ülkelerine giderseniz, Saray Bosna hariç (sadece Müslümandırlar, Türkçe bilmezler) “Evladı Fatihanlar”ın oralarda kalabilenleri dışında ne Türkçe konuşanlara ne de İslam olanlara rastlarsınız.

Mısır, Libya, Tunus, Fas Arap olmadıklarını İslam olmadan önce kendilerinin de bir dillerinin, kültürlerinin, bir dinlerinin olduğunu belirtirken zaman içinde zorla Araplaştırıldıklarını haykırmakta gösteriler, yürüyüşler yapmaktadırlar.

"Her musibette bir hayır vardır" derler ya!

Osmanlı kendi soyuna (Türk) kendi köklerine yabancılaşarak, onları hakir görerek, onları dışlayarak aslında farkında olmadan Türkçe'nin korunmasına, yardım etmiştir! Bugünkü konuştuğumuz Türkçeyi; Osmanlı döneminde hakir görülen, dışlanan Türklere borçluyuz.

Osmanlı, Arap Alfabesi, Arap kültürü! hayranları, bilgilerini fesli Kadir gibi; "Keşke Yunan galip gelseydi" diyebilen şuur yoksunundan alanlar, o dönemin Fransası ile Mao'nun Çini'ni örnek gösterirken bu iki devletin de devrim öncesi dönemlerinde bile özlerini yitirmediklerini geçmişten gelen kültürlerini dillerini koruduklarını, emperyal birer ülke olarak dışardan ne kültür ne de dil aldıklarını acaba bilmezler mi?

Bizim dilimiz, bizim kültürümüz, bizim alfabemiz denilen Osmanlıca: Türkçe, Arapça, Farsça, karışımı bir dildi. Osmanlı döneminde; genelde Farsça edebiyat dili, Arapça resmi dil, Türkçe halk arasında konuşulan dil, alfabe ise Arap alfabesi idi.

Osmanlı döneminde ülkede okuryazar oranı (şehirlerde) erkek nüfusta:%'7, kadın nüfusta (şehirlerde) % değil binde üçtür. Kırsal kesimde bu oran çok daha düşüktür.

Demem o ki: Osmanlı döneminde; Lügatimiz, alfabemiz dilimiz, kültürümüz mü kalmıştı ki, devam ettirilsin!

Saygılarımla...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cemal Kayı Arşivi

Atlar

15 Mart 2023 Çarşamba 00:05