Her seçimden sonra kazanan olur kaybeden olur bu doğal bir durumdur ama kaybedenin hemen sığınacağı bahaneler vardır, bunlardan vatandaşımızı acıtan çok çirkin bahane var ki kazanan siyasi partiye oy verenler “vatandaşın tahsilsiz cahil kişileriymiş” bunun ölçüsünü kim ve nasıl yapıyor sandıkta oy kullananlara sandık başında sorular sorup istatistik yapanlar mı var, hatta bu oranları kazanan partiye oy verenin şu kadarı ilkokul şu kadarı lise şu kadarı da yüksek öğretim, bunun karşılığı diğer partiye oy verenleri de sıralayarak ahkam kesenler! Bu halkın değerleriyle bu kadar oynamaya hakkınız var mı?

Nedir bu kendiniz gibi düşünmeyenlerle uğraşmanız, aşağılamanız neden gerekiyor, bir zamanlar varoşlarda oturanları aşağıladınız, bir zaman bir artis denen biri çıktı benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir midir dedi nedir bu kendini bilgili görüp başkasını aşağılayanlara eğer Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıysan senin oyun ile Cumhurbaşkanın da oyu aynı değerdedir, bunu zaman ne zaman anlayacaksınız bu kadar kendinden başkasını aşağılayan bir toplum olur mu, bunu yazanlar bunu rakamlarla belirtmeye çalışanlar bu istatistikleri yaptıkları yere göre değişebileceğini de bilmiyorlar mı?

Örneğin Ankara’nın Çankaya ilçesinde yapılan ile Altındağ ilçesinde yapılan istatistikler değişik olur, ama iki ilçe de yaşayan halkı bir tutmak mümkün değil fakat bunu kutuplaşma gibi yorumlamak yanlış olmaz mı esas kutuplaşmayı bunları yapan kurumlar yaparken siyasi kuruluşları suçlamak halkın arasında ayrım yapmak kadar hatalı bir şey olamaz. Her vatandaşın tercihine saygı duymak var iken bilhassa bazı köşe yazarlarının (ulusal basındaki) bunu dillendirmelerinin uygun olmadığı kanaatindeyiz.

Bu düşüncelerini Amerika’da ki ve Avrupa’da ki bil hassa Almanya’da ki Türk seçmenlerin oy kullandıkları siyasi partilerle kıyaslayıp Almanya’da ki cahil Amerika’dakilerin ise tahsilli vatandaşlar olduğunu bahsederek siyasi partilere oy verenleri sınıflandırmaya çalışıyorlar bu kutuplaşmaya çanak tutmak oluyor mu?

Bu milletin okuma yazma oranı en düşük dönemlerde bile böyle sözler söylenmedi böyle aşağılayıcı yazılar yazılmadı şimdi bunu köşelerine alıp rakamlarla da pekiştirmeye çalışanlar esas kutuplaşmaya özenenler değil mi eli kalem tutup kendini belli bir kesimin üstünde görenler bundan ‘vaz geçin sizin eleştirdiğiniz halkımız birlikte yaşamanın tadını çıkarıyorlar, onlar birbirine öyle saygılılar ki sen tahsillisin, ben cahilim, sen açık giysilisin ben kapalı giysiliyim sen inançlısın, ben inançsızım demeden dost olarak yaşamaya devam ediyorlar bu temiz ruhlu insanlarımızı sizler bozmayın, sizin tahsiliniz sizin görgünüz sizin olsun bırakın bu milletin temiz ruhunu bozmayın, buna hiçbirimizin hakkı yoktur. Biz birbirimizi incitmeden birlikte yaşamaya devam edeceğiz, bizim aramızı bozamayacaksınız.