Zengin toklukta fakir açlıkta ölüyor
Dünyada üç beş zengin devletler bir türlü doymuyor.
Ezilmiş ülkelerin insanları açlıktan ölüyor.
Sömürü devletleri her gün semizleniyor.
Fakirlik sınırı her geçen gün artıyor.
Dünyada asgari ücretlinin sayısı milyarları aşmış durumda.
Dünyada fakir zengin sınırı her geçen gün korkunç şekilde büyüyor.
Artık fakirin elbisesi yama tutmuyor.
Gelir dağılımı arasındaki uçurum giderek büyüyor.
Dünyanın nimeti, birkaç sülalenin elinde dönüyor.
Zenginler yemelere doyamıyor, aksırarak, tıksırarak yemeye devam ediyorlar.
Zenginlerin sofrasında eksik yok, fakir kuru ekmek bulamıyor.
Dünyada milyarlarca insan hayata hiç dokunamadan açlıktan ölüyor.
İnsanlık sömür devletlerinin bir avuç un yardımına muhtaç ediliyor.
Bir tutam ekmek, bir kap pirinç için, mazlumlar birleşmiş itlerin dağıtığı yardıma koşuyor.
Fakirde, mazlumda, muhtaçta sorumlu olan İslam zenginleri göbek büyütüyor.
İktidarları uğruna ABD şeytanına rüşvet veriyor.
Bir avuç pirinç uğruna dilenen mazlumlar her gün dünyanın gözleri önünde ölüyor.
Sömürülen ülkeler bizleri bu hale getiren sizlersiniz def olun yurdumuzda diyemiyor.
İktidarları köle olmuş süper güçlere.
Halk esir olmuş sermaye sahiplerine.
Açılıkta ölenler kader diyor.
Avrupa’ya gönüllü köle olmak isteyen gençler, çocuklar, kadınlar denizlerde boğuluyor.
Bir avuç mutluk uğruna gönüllü köleler kapılarda kovuluyor.
Üç beş soyguncu, doyumsuzlar yüzünde yeryüzü felakete gidiyor.
Zalimler her gün dünyanın kalbini oyuyor, savaşlar, katliamlar çıkarları uğruna devam ediyor.
Zenginlikte sınır tanımayan firavunlar bir türlü kan akıtmaktan durmuyor.
Dünya yoksulluk üzerine çalışmalar yapan sivil toplum örgütü bir raporunda.
Zenginler ile fakirler arasındaki uçuruma dikkat çekmek niyetiyle...
“Yüzde 1'lik kesimin dünyanın geri kalanından daha zengin olduğu bir dünya,” dünya olarak kalmaz demek istiyor rapor.
Dünya kamuoyu raporu nasıl gördü bilmiyorum.
Türkiye'de rapor, oyuncuyla, şarkıcının nikâhsız kavgasının binde biri kadar görülmedi.
Raporlar yayınlanıyor, yayınlandıkları ile kalıyor, aç yine aç, fakir yine fakir olarak yaşamaya çalışıyor.
Çünkü rapordan çıkan neticeler konusunda, sorumluluk alması gerekenlerin para hırsı dışında her şeye gözleri ve kulakları kapalı.
Zülüm devam etikçe sömürü devletleri doymayacak.
Zenginlerin payı artmaya devam edecek.
Merhum Necip Fazıl'ın mısralarını hatırlamanın tam zamanı:
“Allah'ın on pulunu bekleyedursun on kul;
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.
Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;
Yaşasın kefenimin kefili karaborsa!”
Fakirlerle zenginlerin aynı mekânda ve aynı zamanda yaşadığı yarınlar inşa edebiliyor muyuz, edemiyor muyuz?
Bütün mesele bu.
Zenginlerin cimri, fakirlerin olabildiğince cömert olduğu bir dünya daha ne kadar “DÜNYA” kalabilir ki!