Uğur Böceği

Uğur Böceği

Ahilik haftası & Kitap Fuarı - Kırşehir

Ahilik haftası & Kitap Fuarı - Kırşehir

Her sene olduğu gibi ‘‘Ahilik haftası’’ çerçevesinde bu senede, canım ülkemizin birçok yerinde kutlamalar vardı, elbet.

Gördünüz mü? Bilmem ama ben bu sene Güneydoğu Anadolu’muzun Şanlıurfa ve Gaziantep gibi iki güzide şehrini gezerken Gaziantep Elmacılar çarşısında Ahi Evran Veli hazretlerinin heykelini gördüm.

Ancak, Ahiliğin merkezi, Ahiliğin kurucusu olan Ahi Evran Veli Hazretlerinin şehri Kırşehir’dir. Kırşehir’de kutlamalar festival havasında geçti.  Başka yerlerde de Ahilik haftasının kutlanması elbette çok güzel bir şey.

Bu sene Kırşehir’deki kutlamalar Cacabey meydanında yapıldı. Meydanın terme caddesi yönünden girişinde çocukların ilgisini çeken, sevgisini hak eden iki tane minik at ile iki tane de deve karşılıyordu. Çocukların sevinçle bindikleri minik atların cinsini sahiplerine sorduğumda, Pony shetland midillisi olduğunu, öğrendim. Atların birisi beş, diğeri altı yaşındaymış. Atlar ve develer, Denizli’den gelmiş. Konuya vakıf olmadığımdan develerin güreşlere katılıp katılmadığını sordum. Adam gülümseyerek, deve güreşi yapan develer erkek develerdir. Onların ağırlığı en az bir ton gelir. Dişi develer gibi de sakin değillerdir. Beş kişi bile zor zapt eder. Bu gördüğünüz develer dişi develer olup, yaklaşık 600 kilo ağırlığındadır.

Çocukların bindiği atların paytak, paytak ördek gibi yürümeleri ise bakımlı olduklarındanmış. Oysa ben atların hamile olduğunu düşünüp, o halde çalıştırıldıklarını düşünerek, üzülmüştüm. Hayırlı işler dileyip, önceden hazırlanmış stantların olduğu yere doğru ilerlerken haşlama mısır, pamuk şeker satan iki delikanlı ile su satan kız çocuğu gördüm.

Bu hafta, birçok şehirden katılan değişik ürünler satan esnafları ağırlıyordu, Kırşehir. Onların getirdiği ürünleri inceleyen, alan yüzlerce insan gördüm. Alana bir yandan girenler öteki taraftan elleri dolu, dolu çıkanlarda vardı, boş çıkanlarda elbet.

Stantların girişinin solunda pişmaniye satıcısı sağındaki ilk işyeri ahşap oymacılığı yapan bir sanatkâr vardı. Elinde özenle işlediği tabloyu ıhlamur ağacına mı işliyorsun? Diye sorunca; ıhlamur ağacıyla işlediğim eserler şunlar bu işlediğim ağaç gürgen deyince, işlemesi çok zor sert bir ağaçtır, dedim. İşlediği ürünlerden birkaç resim çektim, pazar ola deyip; diğerlerini gezmeye başladım. Ahşap işlemeleri yapanlar, çeyiz işleri yapanlar, gümüşçüler, yöresel giysiler,  yemekler vardı. Her biri ile kısa kısa sohbetler ederek, hem nereden geldiklerini ayrıca yaptıkları işler hakkında bilgiler aldım.

Daha sonra 32’incisi düzenlenen Ahilik haftası ile başlayan 4’üncü Kitap fuarını da gezdim. Stant açan yazar arkadaşlarla tanıştım, konuştum.  Kitaplarını alarak imzalattım.

Kırşehirli gençlerin oluşturduğu üflemeli sazlar korosunun ‘‘Nazende sevgilim’’ Şarkısını dinlerken büyülendim. Şarkıyı mırıldanarak, koroya farklı bir açıdan eşlik etmiş, oldum.

Akşam evin yolunu tuttuğumda saat sekize geliyordu. Alt perdeden Nazende sevgilimi şarkısını mırıldanarak kent parkın yukarısındaki kulenin hemen üstünde yolun kenarında karpuz satan karı kocaya rast geldim. Kadıncağız, kapüşonlu hırkasıyla eşine sokulmuş, akşamın ayazı, derenin sazağının yarattığı soğuğu bir nebze azaltmaya çalışıyorlardı. Önce bir karpuz alayım diye düşünürken, bu soğukta karpuz satmak için ailece birbirine destek olan karı kocadan iki tane karpuz alıp, iyi akşamlar diledikten sonra, dilime doladığım ‘‘Nazende sevgilim’’ şarkısını mırıldanarak, karpuzu bir değil de iki tane almakla, Ahiliğin prensibi bu olsa gerek diye düşünüyordum. Onların birbirine olan desteğine ufak bir destekte benden olsun dimi ya!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Uğur Böceği Arşivi