13 Ekim 1923 tarihinde ülkemizin başkenti olarak seçilen Ankara, sadece siyasi değil, aynı zamanda kültürel ve tarihi zenginlikleriyle de geçmişiyle gurur duyulan, geleceğe umutla bakan bir şehir.

Türk milletinin birlik ve beraberliğinin simgesi olan Ankara, yüz yıldır ‘Başkent’lik tacını gururla taşıyor.

23 Nisan 1920’de Temsil Heyetinin gelişiyle başlayan Ankara’nın fiilî başkentlik süreci, TBMM’nin açılışıyla hukukî bir durum kazanmaya başlamış, daha sonra da Ankara fiilen hükûmet merkezi olmuştu. Tabii bu durum sadece Türkiye’nin değil, dış dünyanın da dikkatini çekiyordu. Hal böyle olunca gözler de Ankara’ya çevrilmişti.

11 Ağustos’ta TBMM’de Meclis İkinci Başkanlığına seçilen Ali Fuat Paşa, Vatan gazetesine verdiği bir demeçte Ankara’nın başkent olması gerektiğini açıkça ifade etmişti.

24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanmasından sonra, yeni meclisin önünde iki temel mesele vardı: (1) başkent konusu, (2) devletin şekli. Meclisin ele aldığı ilk konu; başkent sorunu oldu. 9 Ekim 1923’te Dışişleri Bakanı İsmet Paşa, Meclise “Türkiye Devletinin idare merkezi Ankara şehridir!” şeklinde tek maddelik kanun teklifi sundu.

Kanun teklifi 10 Ekim’de Anayasa Komisyonundan geçip 13 Ekim’de TBMM Genel Kuruluna geldi. Yapılan tartışmaların ardından Kanun, oy çokluğuyla kabul edilir.

20 Nisan 1924’te Anayasa’nın 2. maddesinde Türkiye Devleti’nin Başkenti Ankara’dır denildi.

***

İYİ PARTİLİLER MANSUR YAVAŞ'I YALNIZ BIRAKMADI

Ankara Büyükşehir Belediyesi de bugüne özel bir resepsiyon düzenledi. Resepsiyonun davetlileri arasında anadolugazete.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Orhan Kemal Erkılıç, Yayın Danışmanı Ali İnandım, yazarımız Dursun Erkılıç ve muhabirimiz Sümer Taşkıran ile yerimizi aldık.

Tabii bu resepsiyonda verilecek olan mesaj kadar davete katılanlar da benim için önemliydi. Çünkü İYİ Parti ile CHP arasında esen soğuk rüzgârın yansımaları sürüyor. “İYİ Parti’den resepsiyona kim katılacak?” diye bakınırken İYİ Parti Grup Başkanı Koray Aydın, İYİ Parti Ankara Milletvekili Yüksel Arslan dikkatimi çekti. Bir yandan da İYİ Parti Ankara İl Başkanlığından istifa eden Faruk Köylüoğlu’nu gözlerim aradı ama göremedim. Yoğun bir kalabalık vardı.

Katılımcılar arasında büyükelçiler, rektörler, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, Ankaralılar Derneği Başkanı Hilmi Yaman ve çok sayıda isim vardı.

BÜYÜKELÇİLERİN ÖNÜNDE BAĞIMSIZLIK VURGUSU

ABB Başkanı Mansur Yavaş ve eşi Nursen Yavaş, davetlileri Başkanlık Konutu’nun girişinde karşıladı. Programda açış konuşması yapan Mansur Yavaş, büyükelçilerin önünde bağımsızlık vurgusu yaparak şu mesajları verdi: “Ankara, 1290 yılında adını Ahilikten aldı. Ankara, Ahi özelliklerini hâlâ taşımaktadır. Ankara'nın kaderinde ve nihayetinde başkent olmak vardır.

Ankara aydınlık yarınların, umudun da kenti haline geldi... Ankara dünyadaki tüm mazlum milletlere yol gösterici oldu... Farklı dilleri konuşsak da farklı bedenlere sahip olsak da aynı duyguları taşıyoruz. Bu duyguların en güzeli de insanların ülkesi için taşıdığı bağımsızlık duygusudur.

Ankara kadim ve muazzez bir duygunun ta kendisidir. Ankara betonlaşmayla yapılaşan bir kent değil. Üzerimize düşen görevi en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyoruz. Tarihimize ve kültürümüze sahip çıkmaya devam edeceğiz. Gelecek yıl da inşallah bu geleneksel kutlamayı birlikte yapmak nasip olur. Nice bin yıllara…”

***

Binlerce yıllık mazisi ile tarihe tanıklık eden ve birçok farklı medeniyetin kültürel mirasını günümüze taşıyan Ankara’nın kıymetini bilmek dileğiyle nice yüz yıllara…