Adem Yavuz Irgatoğlu

Adem Yavuz Irgatoğlu

Güdül öksüz ve yetim kalmasın, yöneticiler el atın!

Güdül öksüz ve yetim kalmasın, yöneticiler el atın!

Türkiye yılda yaklaşık 600 bin ton nohut üretiyor... Nohut, Türk tarımının önemli ürünlerinden biri. Nohudun işletilerek leblebi haline getirilmesi ise çerezlerin ana maddesini oluşturuyor. Yemeklerden çerezlere kadar birçok alanda kullanıyoruz nohudu.

Düğünlerde 'yemiş paketleri' yapılırken içine en fazla leblebi eklenir, çay sohbetlerinde sehpaları süsler, tatlısı, tuzlusu, biberlisi, kavrulmuşu saymakla bitmez... Her biri ayrı tat, ayrı lezzet...

Yolumuz Güdül'ün Leblebiciler Sokağına düştü... "Selamünaleyküm!" deyip sorduk: "Leblebinin başkenti Güdül mü Çorum mu?" Biraz tebessümün ardından konuya girdik İsmail Usta ile... Sohbetimize geçmeden önce biraz Güdül'den bahsedelim...

***

Ankara merkeze yaklaşık 90 kilometre mesafede bulunan 10 bin nüfuslu Güdül, Başkent'in ilk "Sakin Şehri" ünvanını 2020'de kazandı. Tabelalarında "Yeşil Güdül" yazılarını sıkça görüyoruz. Kirmir Çayı, İnözü (İnönü) Mağaraları, Samutbaba Türbesi, Kasım Baba Türbesi ilçenin turist çekim merkezleri arasında yer alıyor.

Özellikle Karacaören, Yeşilöz, Adalıkuzu Mahalleleri yetiştirdikleri sofralık üzüm ve yapılan leziz pekmezlerle ön plana çıkıyor. İlçenin Ankara merkeze uzak olması dezavantaj olarak görülüyor. Yatırım yapılmıyor, üretim her geçen gün azalıyor. Bunlardan biri de Güdül leblebisi...

***

leblebi2.jpg

Güdül’de leblebi imalatı asırlardır devam ediyor. Bu geleneği İsmail Altındağ ve Cengiz Altındağ sürdürüyor. Eskiden Güdül'de Leblebiciler Sokak bir hayli canlı imiş. 1960’ta makineler gelmeye başlıyor ilçeye. Tabii makine çıkınca geleneksel yöntemler de birer birer unutuluyor. Güdül'ün tek başına bir leblebicisinin bulunduğu sessiz sokaktayız. Dededen kalan leblebicilik mesleğini sürdüren İsmail Usta, tokmakla leblebi imalatı yaptıkları günleri heyecanla anlatmaya başlıyor...

"Çiğ nohutları ilk önce pişirip ardından ıslatıp dinlendirdikten sonra, ertesi gün tokmak ile onların kabuğunu alıyorduk. Nohutlar sıcakken tuz katınca tuzlu, acı biber katınca acı, şeker katınca tatlı leblebi oluyor. Biberleri ise Kahramanmaraş’tan getiriyoruz. Acının yapışması için onun içerisine bir de limon sıkıyoruz..."

Her yönüyle emek, her tanesiyle ayrı bir lezzet... Odun ateşinde el tokmakları ile kavrulan çiğ nohutlar leblebi haline getiriliyor. Bu yöntemi sadece Güdül'de İsmail Usta kullanıyor. Dededen kalma mesleğini sürdürüyor. Eski kerpiç dükkânlar zamanla betonarme haline getirilmiş... Leblebiciler Sokak ıssız kaldı, yaşayan tek dükkân burası.

1960’ta icat edilen makineleri kullanıyor İsmail Usta. "Çorum’da leblebici yok. Orada günlük 25-30 ton leblebiyi tüplü ocaklarda kilo kilo yapıyorlar ama biz bunları odun ateşinde yapıyoruz." diye anlatıyor İsmail Altındağ...

Taş ocakların içinde bakır malzemeler bulunuyor. Eskiden makineler yokken tokmaklarla çalışırlarmış. Bakır tava 1 saatte kızıyor, bunu üzerinde el tokmaklarıyla döne döne leblebinin kabuğu alınıyor.

"Şimdi Denizli’de fabrikalar kuruldu, oradan her gün Çorum’a tonlarca leblebi gidiyor. Güdül’de sadece biz yapıyoruz. Seydişehir, Afyonkarahisar’da da benzerleri var ama bu yöntem burada sadece bizde var." sözleriyle haklı bir gurur yaşıyor İsmail Usta...

***

leblebi1.jpg

LEBLEBİNİN PÜF NOKTASINI

Leblebinin püf noktasını ise şu sözlerle açıklıyor İsmail Usta: "Bakır tavada kavrulan leblebi lezzetli olur. Makinede kavrulduğu zaman ağzı kapaklı olduğu için leblebi, buharını kaçırmıyor, o da lezzetini etkiliyor. Bizim ise odun ateşinde yaptığımız yöntemde ağzı açık olduğu için daha lezzetli oluyor."

Yeni nesilde bu işi yapan yok. Bu durum herkesi olduğu gibi İsmail Usta'yı da üzüyor... Geçtiğimiz yıllarda Güdül’e 8 tane leblebi makinesi getirildi, Avrupa Birliği'nden destekleme alındı ama bunlar faaliyete geçmedi. Çırak yetiştirilecekti ama o da olmadı. İsmail Altındağ, elini taşın altına koymaya hazır: "Biz öğretmeye hazırız ama bu konuda herhangi bir icraat olmadı." diyor.

***

YÖNETİCİLERE ÇAĞRI!

İsmail Usta, bilgisini ve tecrübesini paylaşmaya hazır: "Eskiden öğrencilere hafta sonları nohut eletip işi öğretiyorduk, onlar da harçlık kazanıyordu. Ben leblebi sanatını öğretmeye hazırım, aylıklarını da vereyim dedim. 4 yıl önce dedim ki İŞKUR’dan gelenlerden 2 kişiyi bana gönderin, ben onlarla ilgileneyim, ne kadar maaş veriliyorsa onu da ben vereyim ama yapılmadı."

Güdül geri kalıyor... Ankara Büyükşehir Belediyesinin (ABB) halk ekmeği köylere dağıtılıyor... Fırın ekmekleri, bazlamalar ise komşu ilçe Kızılcahamam'dan geliyor... Bir fırına ihtiyaç var... Leblebi başta olmak üzere Güdül'e has ürünlerin devamı için yeni destek programları gerekiyor. Üzümü, leblebisi, turizmi ile büyük bir potansiyeli barındırıyor Güdül...

Genç Belediye Başkanı Mehmet Doğanay'ı halk seviyor. Bunun için 31 Mart'ta Doğanay'a yetki verdi... ABB Başkanı Mansur Yavaş, seçim öncesi bütün mahallelerin yolların asfaltladı... Büyük destek aldı... Şimdi sıra Güdül Kaymakamlığı ve Güdül Belediye Başkanı Mehmet Doğanay'ın harekete geçmesinde...

***

Bir notu da düşelim, Denizli halkı küsmesin. Ülkemizde leblebi üretiminde günde 110 ton ile Denizli'nin Serinhisar ilçesi birinci sırada yer alıyor...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adem Yavuz Irgatoğlu Arşivi