Böyle ekonominin adını sen koy!
Ekonomimizin zora girdiğini devletin yaptığı ödemelerde zorluk yaşandığını, en pahalı faiz oranı ile dışarıdan borç parayı bile zorlukla alabildiğimizi söyledik durduk. Ancak siyasi muktedirler doğru olarak bildikleri yanlışları devam ettirerek yol almaya çalıştılar. “Endişe etmeyin ekonomimiz iyiye gidiyor. Bunlar hep geçici şeylerdir, altına yatırım yapın” diyerek topluma yön vermeye oyalamaya yöneldiler. Ancak gerçekler bizim de bildiğimizin ötesinde ürkütücü boyutta. Konuya ilişkin açıklama yapan gerçeği dillendirenlere diş bileyerek parmak sallayarak susturma yolunu seçtiler. İşte bunlardan biri de geçmiş dönem (MB) Merkez Bankası başkanlığını yapmış olan Sayın Durmuş Yılmaz idi. Bakın dikkat çektiği noktalarda neler var neler…
Adım-adım Kambiyo Kontrol rejimine doğru gidiliyor. Merkez Bankası Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) ile hazinenin müşterek yürüttüğü çalışmanın özü şu; “Döviz borçları artık ödenemiyor.” Kurların nerede duracağı belli değil. Her şok sonrası dolar 15-20 kuruş artıyor. En iyisi Bankalardaki döviz hesapları için belirli bir kur belirleyelim. Parasını almak isteyene o kur üzerinden TL olarak ödeme yapalım. Yani döviz almak isteyeni de kırk delikten geçirelim.
Bankalarda ki dövizlerin TL’ye çevrilecek iddiası ise akla ziyan bir fikir gibi görünse de teknik hazırlıkların büyük ölçüde tamamlandığı dillendiriliyor. AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın tamam demesi halinde ilk iş olarak bankalarda ki 207 milyon dolar tutarında ki döviz tevdiat hesabı TL’ye çevrilecek. Bir nevi sabit kur rejimine geri dönülecek. Bunlarla da yetinilmeyip döviz alış verişi her safhada devlet onayına tabi olacak. Dövize devlet ne kadar fiyatı uygun görürse o fiyat üzerinden işlem yapılacak. Bir başka deyimle döviz nevinden olan varlıklara devlet ipoteği konulacak. Banka kasalarının güvenilirliği konusunda da şimdilik güvenli oluyor diye yanıtlıyor Sayın Durmuş Yılmaz…
15-16 aydan beri söylediğimiz senaryoya doğru doludizgin gidiyoruz. Banka kasaları güvenlik sorunu olmayan bir konu olduğu için sadece geçici bir dönem için geçerli… Bir adım sonrası için ısrarla söylüyorum “Peynir tenekesi bulun değerli varlıklarınızı poşete koyup tenekeye sokun ve mühürletin. Sonrada toprağa gömün. Çünkü Cumhuriyet tarihinin 2. Dünya savaşında ki ekonomik sıkıntısı kadar büyük bir sıkıntıya dev bir adım attık.”
Emekli maaşı alanlar maaşlarını alamaz duruma gelecekler. Kirada evim var ben rahat geçinirim diyenler kiralarını tahsil edemeyecekler. Buna dayalı gelir planı olanlar durumlarını gözden geçirmeli. Bankada param var diyenlerde çok dikkat etmeli. Çünkü TL aşırı değer kaybedecek, ancak alacağınız faiz bile enflasyonun çok altında kalacak. Ayrıca servet vergisi benzeri bir vergi çıkacaktır. Eviniz, arabanız paranızdan servet vergisi alınacaktır. Niye bunlar olacak? Ve yeter mi? Tabii ki yetmeyecek. Toplum çok ama çok büyük bedel ödeyecek.
1-Ciddi bir borç var. Bunu ödeyebilmek için kur artışına bağlı daha çok TL’ye ihtiyaç olacak. Hem devlet hem özel sektör bütçesinden daha çok TL. çıkmak zorunda
2-Faizler arttığı için yeniden borçlanılacak daha çok TL’ye ihtiyaç duyulacak.
3-Yap-işlet-devret taahhütleri nedeniyle ve de bu taahhütler dolat birim fiyatına sahip olduğu ve de açık rakamını büyüteceğinden daha çok TL’ye ihtiyaç olacak.
4-Tüm bunlardan kalan kamu bütçesinden çalışanların ücretleri, emekli maaşları ödenebilirse ödenecek, ödenemezse maaşlar düşürülecek.
5-Suriyelilerin üzerine 1,5 milyon Afganlı göçünün de maliyeti denklemde ayrı bir bilinmez olarak kalacak.
6-Her yıl 25 Milyar açık veren sosyal destek programı ayrı bir sorun. Devam edebilirliği kalmayabilir.
7-SGK açıkları müthiş boyutta. Sağlık sistemi bu açıklarla devam edemeyecek ve bir sürü sağlık kuruluşu, üniversiteler de iflas edeceklerdir.
Son çıkıştayız. Daha sonra yıllardır limanlara, havaalanlarına el konulan Yunanistan’a ne olduysa bize de o olacak. Birisinin dedesinin Mithat Paşa’nın uyarılarını dinlememesi ile Osmanlı da ne olduysa bu ülkede aynı şeyler yaşanacak. Duyunu Umumiyeye hoş geldin diyeceğiz. Peki, şu anda bir şey yapılabilir mi? Evet halen çok az da olsa umut var. Hep beraber aklıselimle hareket edilmesi için yine hep beraber dua etmekle başlayabiliriz. İnatla ekonomimiz iyiye gidiyor diyerek nefes tüketenlere Sayın Durmuş Yılmaz’ın verdiği yanıtlar böyle.
Umarız bu çizilen kötü tabloyu yaşatmazlar bu ülkeye. Hafızalarda bir senaryo olarak kalır. Ancak inatla ekonomimiz iyiye gidiyor endişe etmeyin diye nefes tüketenlerin gayretlerine ışık tutmasını diliyoruz. Piyasalara ateş düşmüş durumda. İşsizlik kol geziyor. Çiftçi ürününü tarladan toplayamıyorsa ve Cumhuriyetin varlıkları haraç mezat yok fiyatına satılıyor, alınan acil seçim kararına ekonomi neden oluşturuyorsa uyarıları dikkate alıp her boyutuyla düşünmenin yararı olacaktır.