Lafla ekonomi yönetilmiyor
Daha düne kadar hep attık tuttuk. Ekonomimizi lafla, olmayacak demeçlerle ve inatla bağırıp çağırarak yürütmeye çalıştık olmadı. Faiz yüksek enflasyonun nedenidir dedik, enflasyonu düşürmek için faizleri indirmek gerekir dedik inatla DONKİŞOT’un yel değirmenlerine saldırması gibi kılıcımızı boşa sallayıp durduk. İşte vardığımız sonuçlar;
-Enflasyon % 5 düşecek, 2020 yılında TÜİK verileriyle %14,6 oldu
-Ekonomimiz 2 Trilyon dolarlık bir milli gelir seviyesine ulaşacak dedik. 2020 yılında 717 Milyar dolar oldu.
-Kişi başına düşen gelir 25.000 dolar olacak dedik. 2020 yılında 8599 dolar oldu. Geldiğimiz yılda bile düşerek 7.400 dolar seviyesine düştü.
- İhracatımız 500 milyar dolar olacak. 2020 yılında 169,5 Milyar dolar oldu.
-Türkiye dünyanın ilk ekonomisinden biri olacak. Geçin ilk 10’u ilk 20 ekonominin arasından düştüğümüz gibi IMF raporuyla 17. sıraya gerilemiş oldu.
-İşsizlik oranı %5’ e indirilecek.2020 de yine TÜİK verilerine göre güven duyulmayan haliyle bile %13,2 olarak belirlendi. Bu bile geniş tanımlı işsizlik değil.
Verilen sözlerin hiçbiri tutulmadı. Hedef 2023’te “Türkiye hazır” diyen iktidarın yetkili ağızları bugün halkımızı yağmur altında uzayıp giden halk emek kuyruklarına mahkûm bırakmışlardır. Türkiye sadece ekonomik alanda değil siyasi alanda, kanun ve düzen ortamında da kan kaybetmektedir.
Gidişatın ve inat ile yönetilmeye çalışılan ülkenin, aydınları-ekonomistleri- üreticilerinin haykırmalarını dinlemediniz. Cumhuriyetin ve milletin öz varlıklarını- fabrikalarını-limanlarını-barajlarını yandaşlara ve hedef aldığınız hayranlarınıza sattınız. Yapmayın bu yol yanlıştır diyenlere aldırmayıp çeşitli kumpaslarla-tertiplerle karalayıp mahkûm ettiniz. İthal ineği yine ithal samanla besleyip hayvancılığı tarımı öldürdünüz. Aman yapmayın bu kadar ithalat bağımlısı olunmaz diye haykıranları dinlemediniz.
Uçmadığımız havalimanları için, geçemediğimiz köprü ve tüneller için cebimizden kuruş çıkmayacak dediniz ulaştığımız dış borç neredeyse 600 milyara vardı varacak. Ve hala siz inatla Almanya bizi kıskanıyor diyerek avunuyorsunuz. Bir faiz diye tutturdunuz bırakın düşmesini ağzınızı her açtığınız da döviz kurları olmadık derecede artış gösteriyor. Sadece 20 yılda aldığınız borçların faizi bile 516 milyar oldu.
Sözüm ona sözde faize karşısınız. Bu kadar faiz karşıtı iseniz kredi faizlerini- kredi kartı faizlerini çiftçiye-sanayiciye verilen kredi faizlerini düşürseydiniz. Geçmiş yıllarda hiçbir iktidar yarattığı ekonomik sıkıntılardan kurtulabilmek için, devletin ve milletin öz varlıklarını- ulusal değerlerini yarattığı ekonomik bunalımları atlatmak uğruna satmaya kalkmamıştır. Elin Arap’ına peşkeş çekercesine kapalı kapılar arkasında alacağı borç para için bu denli ayağa düşmemiştir. 17 Ekim 2021 günü TBMM’ye sunulan bütçe 1 trilyon 893 Milyar 861 milyon TL idi. Dolar kuru o gün 9 TL civarındaydı. Daha bütçe genel kabul görmeden 40 gün içerisinde dolar kurunun 17 TL’ye ulaşmasıyla bütçenin üçte biri erimiştir.
Gelinen noktada Türkiye tablosu budur. Siz istediğiniz kadar faiz diye tutturun asgari ücreti 4353 TL ye çıkarın enflasyonu durduramadığınız kontrol altına alamadığınız ve zihniyetiniz bu olduğu müddetçe kendi siyasi sonunuzu da ülkenin felaketini de hazırlamış olursunuz. Bize de arkanızdan helva kavurma düşer…