Böylesi gelmedi!
Bir belediye başkanı düşünün seçildiği kenti geliştirmek, kalkındırmak, insanların yaşam kalitesini artırmak yerine düşmüş yollara kapı kapı geziyor. Türkiye ne hale geldi şaşırmamak elde değil.
Sanırım Türkiye’ye böyle bir belediye başkanı bir daha gelmeyecek. Ben buna inanıyorum. Ama iş işten geçmiş oldu ona oy verenlere de geçmiş olsun.
Türkiye daha önce böyle bir belediye başkanı görmedi sanırım görmeyecekte. CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ne yapmak istiyor bende bilmiyorum ama hiç doğru işler yapmıyor orası kesin.
CHP’den seçilen diğer büyükşehir belediye başkanlarını da izliyoruz ve takip ediyoruz. Hiç biri ne kapı kapı dolaşıyor ne de Türkiye turu atıyor. Seçildikleri kentin sorunları için çalışma gayreti içindeler benim gördüm bu.
Ramazan Bayramında İmamoğlu, Karadeniz turu yaptı. Rize’ye ardından Trabzon’a gitti. Çıktı bir otobüsün üstüne nutuk atmaya başladı. Nutuk attığı miting alanında kendisini dinlemeye gelenler bir elin parmaklarının sayısını bile geçmedi. Tam bir komedi, tam bir fiyaskoydu benim nazarımda.
Diyeceksiniz ne var bunda bir belediye başkanı Türkiye’yi gezemez mi? Bir belediye başkanı siyaset yapamaz mı? Bir belediye başkanı seçilmiştir ve artık onun siyasetin içinde olması doğru değildi. Sen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildin, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı değilsin.
Hadi geziye de eyvallah diyelim. Ama öyle açıklamalar yaptı ki akıl tutulması ancak bu kadar olur. Resmen tehdit etti, resmen dalga geçti, bir tek kendini Cumhurbaşkanı adayı ilan etmesi kaldı. Yakında onu da eder hazırlıklı olun.
Hele hele bu geziler sırasında açıklamaları var ki insan dinlediğinde inanmak istemiyor. İmamoğlu, sürekli yandaş denilen gazetecilerden de gezisine eşlik etmesini istedi. Vay sen misin Erdoğan’ı destekleyen gazetecileri otobüsüne alırsın. Kıyamet ondan sonra koptu.
Ekrem İmamoğlu, “Bayramlaşma” adı altında Karadeniz'de mitingler düzenledi. Adı üstünde “Bayramlaşma” bence bu “Bayramlaşma” değil adeta hesaplaşmaydı bir nevi. Ne olduysa gezi sırasında sosyal medya üzerinden tepkiler peş peş peşe gelmeye başladı.
Tepkiler sonrası Ekrem İmamoğlu sosyal medya hesabı üzerinden bir açıklama yaparak “Vız gelir, tırıs gider. Akıllı olun” diyerek rest çekti. İmamoğlu'nun bu sözleri tepkiyi daha da artırdı. Kendisini destekleyen gazeteciler hemen tepki göstermeye başlayıp “Fragman fena değildi, filmin geri kalanı çok kötü çıktı.. kapattık, bitti” diyen mi, “Her şey güzel olacaktı lakin 'Akıllı olmamız' istendi” daha neler neler onları burada yazmayacağım.
Sahi ne oldu da bir günde bu kadar tepki geldi. Hani bunlar değil miydi İmamoğlu’nu destekleyen, onu yere göğe sığdıramayanlar. Sahi ne değişti? Hani siz sonuna kadar onun yanındaydınız?
İmamoğlu sonra yine sosyal medya hesabı üzerinden yine bir açıklama yapmak zorunda kalmıştı. İmamoğlu, eleştiriler nedeniyle kalbinin kırıldığını belirtip, sözleri nedeniyle şöyle özür dilemişti, “Bir fotoğrafla linç edilen, yok sayılan, tabiri caizse kaptanlığını yaptığım gemiden inilen, artık yok sayılan, ‘Oy vermem’ denilen bir kişi durumuna düşürülürse insanın kalbi kırılıyor, canı yanıyor, birkaç cümle de yanlış laf kurabiliyorum. O yanlış kurduğum laflar için özür diliyorum, altını çizeyim” diyerek yanlış yaptığını belirtmiş.
Yazık adamın kalbi kırılmış. Bu nasıl bir kalpse camdan mı yapılmış? Hani İstanbul’un kaybedecek bir dakikası yoktu, verin mazbatamı hemen kolları sıvayıp işe koyulacağım diyen adam nerede millete parmak sallayıp “Akıllı Olun” diyen adam. Bir günde ancak bu kadar çark edilir onu da görmüş olduk.
İstanbul’a gerçekten yazık oldu. Sevgi pıtırcıkları ile bir şehir yönetilmiyormuş onu da gördük. Eğer niyeti gerçekten Cumhurbaşkanlığı adaylığı ise partisine rağmen bunu çıkıp açık açık söylesin o da rahat etsin Türkiye’de…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.