Çanakkale geçilseydi, yoktuk…
Çanakkale’yi gezerken gördüm ve hissettim ki; teneffüs edilen temiz hava, göze/gönle hitap eden doğa, bereketli topraklar ve mitolojik derinlik sarıp sarmalıyor insanı. Burada Homeros’un sesini duymanız, mitolojinin kaynaştırdığı deniz ile dağları dolaşmanız, türküler ve manilerle coşmanız, kiliseden camiye varmanız mümkün. Çanakkale’nin bu yönünü bir başka yazıya bırakayım.
Şimdi savaş meydanında cenk etme zamanı!
*
Dünya savaş tarihinin en önemli kara ve deniz savaşlarının yaşandığı Çanakkale, ‘geçilmez’liğin sembolüdür! Geçilseydi ne olurdu?
İlk adı ‘Dardanel’ olan Çanakkale Boğazı iki yakasıyla işgal edilirdi. İstanbul işgal güçlerinin eline geçer, Türk mührü silinirdi. Anadolu bir Türk yurdu olmaktan çıkar, “Şark Meselesi”ni kökünden çözmek isteyen ehl-i salip, Türkleri bu topraklardan sürerdi: Özet: Buralarda yoktuk…
Başka?
‘Ne olurdu’nun, ihtimal olarak bir ‘olmaz’ı söylenir: Rusya’daki 17 Ekim Devrimi yaşanmazdı…
En acı gerçek şu ki: Türkiye Cumhuriyeti diye bir devlet olmaz; ahali Ankara ve civarında kümelenirdi. Sonrası malum…
*
Çanakkale’de yaşanan savaş öylesine dehşetengiz ve sonuçları itibarıyla o kadar konuşulmaya, tartışılmaya açık ki bunun önemini, Kültür Sanat Muhabirleri Derneği’nin Turizm Bakanlığı katkılarıyla düzenlediği, “Medya, Kültür / Sanat ve Turizm Buluşmaları” kapsamında yaptığımız gezi sırasında gördüm…
*
25 Nisan 1915’te başlayan çıkarmanın öncesinde, Müttefik Devletler Donanması’nın 18 Mart 1915’te giriştiği birleşik deniz harekatı başarısızlıkla sonuçlanmıştı.
Çanakkale’yi çıkarma sırasında başında Alman general Liman von Sanders’in bulunduğu Osmanlı 5. Ordusu savunuyordu.
Çıkarma yapan İtilaf Devletleri askerleri ise İngiltere, Fransa ve Birleşik Krallık kolonilerinden getirilen Hindistan, Avustralya ve Yeni Zelanda (Anzak) birliklerinden müteşekkildi.
Osmanlı Kutül Amare ve Gazze gibi yerlerde bazı başarılar elde etmişti ama hakimiyeti altındaki bölgelerde kan ve can kaybediyordu. Mustafa Kemal’in sıkıntılı bölgelerde mütareke isteyen telgrafları bunun sonucuydu. Çünkü intikal ve lojistik mümkün olmuyordu…
*
Dokuz ay süren kanlı savaşlarla, Gelibolu Yarımadası’nı almak isteyen düşmanın bu harekatı sonrası 29 bin İngiliz ve İrlandalı, 11 bin Avustralyalı ve Yeni Zelandalı (Anzak) dâhil yaklaşık 58 bin asker hayatını kaybetti. Vatanını ölümüne savunurken şehir düşen Mehmetçik sayısı ise farklı rakamlar belirtilse de zihinlerde yer etmiş haliyle 250 bindi…
Necmettin Halil Onan’ın;
Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Dizeleri, her ne kadar Kurtuluş Savaşı dönemi için yazılmış olsa da şiirin bu ilk iki dizesi Çanakkale Boğazı’nın en görünür yerine nakşedilmiştir. Yerini bulmuştur. Çünkü:
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.
*
Seddülbahir Cephesi, Bir / İki ve Üçüncü Kirte Muharebeleri, Zığındere Muharebesi, Arıburnu Cephesi, Anafartalar Cephesi, Birinci Anafartalar Muharebesi ve daha birçok yer ve mekan kanlı çarpışmaların yaşandığı alanlardı.
*
6 Ağustos 1915 tarihindeki Suvla Koyu civarında Müttefik kuvvetlerce yapılan çıkarma harekâtıyla oluşan Anafartalar Cephesi, ertesi gün Arıburnu Cephesi kuvvetleriyle birleşerek zaferin yolunu açmıştır. 9 Ağustos - 10 Ağustos 1915’te Birinci Anafartalar Muharebesi, 21 Ağustos - 29 Ağustos 1915’te İkinci Anafartalar Muharebesi yaşanmıştır.
Türk savunmasını aşamayan İtilaf Devletlerinin işgal güçleri, çıkarmaya son vermiş ve 1915 yılı sonunda Gelibolu Yarımadası’nı terk etmek zorunda kalmıştır.
Evet, 1915 yılında Gelibolu Yarımadası’nda başlayan ve 9 Ocak 1916’da zaferle sonuçlanan Çanakkale Savaşı, Türk tarihinin kanla yazılmış şanlı sayfalarını oluşturur. Savaş, Mustafa Kemal’in devreye girmesiyle Türklerin lehine dönmüş; Atatürk’ün önderliğindeki Türk Ordusu, dünyanın en güçlü donanmalarını ve silah gücüne sahip askerlerini yenmeyi başarmıştır.
*
Bu büyük zaferin elde edilmesiyle birlikte dünya sahnesindeki yerini alan Mustafa Kemal Paşa’nın önderliği, kutsal isyanı başlatmış, isyan ateşi tüm Anadolu’yu sarmıştır. Çanakkale’de Fevzi Paşa, Cevat Paşa, Çolak Faik Paşa, Yakup Şevki Bey, Alçıtapa Kahramanı Kazım Karabekir, Ahmet Fevzi Bey, Selahattin Adil Bey, Yahya Çavuş, Mehmet Çavuş, Koca Seyit, Hatice Hanım ve Mehmetçiklerden oluşan sayısız kahraman; vatanın, milletin kurtulmasında canla, başla mücadele etmiştir. Nusrat Mayın Gemisi’nin sağladığı katkı ise benzersizdir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.