CHP’de KURULTAY SANCILARI!
Maalesef CHP üçüncü dünya ülkelerinin Sosyal Demokrat Partisi gibi bir tutum ve davranış içersindedir. Şimdiye kadar girdikleri her seçimde başarısızlıklarını, başarı gibi sunan CHP yönetimi ne yazık ki koltuğa yapışmış vaziyettedirler. Dünyada ki bütün Sosyal Demokrat Partiler seçim yenilgisi sonrasında görevlerinden istifa eder kurultaylarını toplayarak değerlendirmeye alırlar. İstifa edenler gerek görüldüğünde yeniden seçilirler. Güven tazelemesi de yapmış olurlar. Olması gereken de budur. Bu partiye yeni güven getirir ve güçlendirir. Demokrat olduğunu söyleyen her partinin yapması gereken de budur.
Ancak CHP yönetimi hiç oralı olmamış gibi koltuğuna yapışmış vaziyette önümüzde ki yerel seçime bakalım demektedir. Sanki girdikleri seçimde başarı kaydedilmişte şimdi zamanı değil havasına girilmiştir. Sanki bu hezimet ve öfke ile seçime gidildiğinde başarı kaydedilebilecektir. Sayın KILIÇTAROĞLU’ nun kimliğine dürüstlüğüne iyi niyetine asla söz söylenemez. Ancak böyle bir konuda suskun kalması da hoş görülmemektedir. Keşke 24 Haziran seçimleri sonrasında Sayın KILIÇTAROĞLU istifa edip kurultay çağrısında bulunsaydı da seçmen peşine düşüp Sayın Meral AKŞENER’ in peşine düşüldüğü gibi kendini zincire bağlayarak ’’Geri dön sensiz olmaz’’diyerek feryat etseydi. CHP yönetimi seçmende yaratılan kırılmayı ve öfkeyi dindirmek için bizzat kendiliğinden kurultay çağrısında bulunarak bu öfkeyi dindirmeliydi.
CHP de sorun tahterevalli misali birinin inip diğerinin binmesine indirgenmemelidir. Sorun kuruluş ilkelerinden kopuk bir partinin öz değerlerini koruyarak büyümesi sorunudur. Sorun Atatürk’ün bize bıraktığı değerleri koruyamama sorunudur. Bu değerler üzerinden büyümek yerine sağdan da- soldan da oy alabilirim zihniyetiyle partiyi Mevlana tekkesine dönüştürülmesinin sorunudur. Cumhuriyet değerlerinden uzaklaşılarak sanki merkez sağda bir partiymiş gibi bir tutum izlenerek ilerleme sağlanamaz.
Israrla seçim yenilgisine ‘’önümüzde ki seçime bakalım Kurultaya gerek yok’’ diyenlerin çözüm yolları aramak yerine türlü Bizans oyunlarına başvurmaları şaşırtıcıdır. Girdikleri 10 seçimde yenile yenile yenmesini öğrenemeyenlerin fazla söz söylemeye de hakları yoktur. Bu kadar yenilgiye rağmen bir ilerleme olmayınca da atı alan değil Üsküdar’ı ülkeyi terk etmiştir. Daha düne kadar varlıklarından gurur duyduklarımız kaba ve yakışık almayan demeçler vererek partiye zarar verdikleri gibi seçmen kitlesini de yaralamıştır.Karşılık beklentisi olan diğer partilerin,bıyık altından gülenlerin ekmeğine yağ sürmenin ötesinde hiçbir yararı olamaz.Kendi koltuk çıkarlarını öncelikli görenlerin günü kurtarmaya çalışan parti içi koltuk sevdalılarının çabaları üyeler arasında da hoş karşılanmamaktadır.
Sayın KILIÇTAROĞLU ve ekibi Kurultay çağrısı için imza toplanmasını beklemeden öncelikli davranarak bizzat kendisi Kurultay çağrısında bulunmalıydı. Her şeyden önce CHP’ye yeni Genel Başkan seçiminden ziyade, partinin programını-kültürünü-Kuruluş değerlerini güncelleyerek yapılacak değişimin halka yönelik yüzünü belirlemesiyle mümkün görülmekteydi. Geleceği planlayacak parti çizgisi olmadan imaj kazanmış yeni bir yüzle seçime girilmemesi Genel Yerel seçimlerde de CHP’ye beklenmedik bir hayal kırıklığı yaratacaktır. CHP seçmeni hayal kırıklığı yaşamıştır ve öfke doludur. Bu tepki ve öfkeyle yerel seçimlere girmesi bile katılımı düşürecek yenilgi getirecektir. Çözüm CHP içinde yeni yüzlere değişime ısrarla çözüm yolları aranmasından geçer. Her şey den önce CHP, Laik-Demokrat-Atatürk ilkelerine bağlı-Sosyal Devletten yana tavır koyan- Temel Hak ve Özgürlüklerin savunucusu-Bağımsızlık yanlısı olan bir parti çizgisi ile var olmuştur. Kendi öz değerlerinden uzaklaşan bugünkü yapısı ile bir yere varması mümkün görülmemektedir.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bile aday gösterilirken kendinden olmayan bir adayın ‘’Abdullah Gül’’ ismi etrafında dönüp durulmuştur. Son anda EKMELEDDİN vakası gibi olaya neden olmadan Sayın Muharrem İncenin adaylığını gerçekleştirerek olumlu bir adım atmıştır. Meydanların aradığı yeni yüz budur. Seçimde gösterdiği performans ve başarının arkasında durmayan koltuğa yapışmış bir yönetimin istifa etmesi gerekmez miydi? Neden bütün dünya Sosyal Demokrat Partilerinin yaptığı gibi onurlu bir davranış sergilenemedi? CHP Tepeden inme siyasi Mühendislik çalışmaları ile bir yere varacağını düşünmemelidir.
24 Haziran seçimlerinde Millet sizden yanaydı, rüzgâr meydanlarda sizden yana esiyordu, saha sizin sahanızdı, hakem sizden taraftı, seyirci 16 yıldır yaşadıklarının ezikliği burukluğu ile TÜRÜBÜNLERDE Kİ yerini almıştı. Oyuncularınız göz dolduruyordu, Kaptan meydanları coşturmuş dizgin tutmuyordu. Böylesi şartların oluştuğu yerde bile gol atamadan sahadan yenik çıktınız. Yaptığınız sandık denetim hesapları daha baştan itibaren çökmüş ve ipleri meydanın tek sahibi olan AA(Anadolu Ajansının) gol atışına bırakılmıştı. Bu yenilgiden sonra Ülkemde bütün renkler kirlenmeye hızla yönelmiştir. Kalan tek renk CHP’ye aittir. O da beyazdır. Bu beyazında yanlış koltuk sevdalılarının elinde kirlenmesine izin verilmemelidir. CHP’nin halka dönük o beyaz yüzü yine beyaz kalmalıdır.
Atamızın bize emanet ettiği kuruluş değerleri ve parti çizgisi yeni yüzlerle değişime uğramadıkça beyaz yine kirlenecek zamanla kararacaktır.