Uğur Böceği

Uğur Böceği

Çocuklar neden yalan söyler!

Çocuklar neden yalan söyler!

Kötülüklerin anasıdır yalan. Size öncelikle bir öğretmen arkadaşımın başına gelen bir olayı anlatmak istiyorum. Öğrencilerinden birisinin çok yalan söylediği için çocuk babasının işyerine girmiş. Öğrencinin babasıyla havadan sudan konuşurken gelen çayı yudumlarken adamın makam masasındaki telefon çalmış telefona birisini bağlamışlardı. Konuşma sona erdikten sonra telefonu bağlayan elemanı yanına çağırıp neden telefonu bağladın yok deseydin. Neden bağladın diye kızmış. Daha sonra öğretmen arkadaşıma dönerek hocam kusuruma bakma sevmediğim bir adam telefona bağladılar. Senin yanında elemana kızdığım için özür dilerim; demiş. Bu arada adam, hocam bir şey mi söyleyecektiniz. Yoksa oğlumun bir haylazlığı falan mı oldu.

Öğretmen arkadaşım yalanın kaynağının çocuğun babasının yalan söylemesi olduğunu bizatihi şahit olduğundan dolayı söyleyecek bir şey kalmadığı düşünerek, ‘‘söyleyecek herhangi bir şey yok,’’ deyip çıkmış.

Yalan söylemenin en önemli kaynağı aile fertlerinin yalan söylemesidir. Çocuğu çevresinden etkilenmesi muhtemeldir.

Bu durumda çocuklarınıza siz yalan söylemezseniz oda yalanı öğrenemez.

Elbette sadece çocuğun çevresindeki insanların yalan söylemesinin yanı sıra başka sebeplerle de yalan söyleyebilirler.

Mesela kardeşi olan çocuklarda özellikle büyük çocuklarda kendisine gösterilen ilginin az olduğuna kanaat getirirse çocuklar ilgi çekebilmek için yalan söyleyebilirler.

Bu durumda söylediği yalanları görmezden gelmek gerekir. Çünkü söylediği yalanın etki yapmadığını görünce çocuğunuz doğru söylemekten vazgeçmeyecektir.

Yalan söylemenin başka şeklide çocuğunuz herhangi bir şeyi kırdığında, döktüğünde veya buna benzer durumlarda sizin gösterdiğiniz aşırı tepkilerdir. Kim kırdı bunu diye sertlik gösterirseniz. Ben kırmadım, kardeşim kırdı, kedi kırdı. Daha başka bahanelerle çocuğunuz yalan söyleyecektir. Hatta eğer çocuk bir şeyi kırdığında döktüğünde ona vurursanız. Onu yalanın kucağına itersiniz.

Yalan kötülüklerin anasıdır. Size bu konuda kızımla yaptığım diyalogdan örnek vereyim. Kızım küçükken ilk defa bir şey kırdığında ‘‘kim kırdı bunu’’ dediğimde ben deyince. Onu yanağından öpüp ‘‘bir daha dikkatli ol kırma kızım olur mu dediğimde tamam babacığım’’ demişti.

Yalanın varabildiği en uç nokta neresi derseniz, bunu sonu bir hastalıktır. Bu hastalığın adı mitomanidir. Bu hastalığa yakalanmış insanlar öyle yalanlar söylerler ki; yaşamadığı bir olayı hikâye gibi anlatırlar. Öyle anlatırlar ki, kendileri bile bu hikâyeye inanırlar. Yalanı söylerken çok mutlu olduklarını sonrasında da pişmanlık duyabileceklerini psikologlardan öğrenmiştim.

Kısacası ilgi çekmek, bulunduğu zor durumdan kurtulmak için yalan söylemek başka bir şey. Yalan söylemeyi meslek edinmek psikolojik bir rahatsızlıktır. Ancak her ne şekilde olursa olsun yalan kötüdür.

Yalan söylemek ancak savaşta düşmana karşı ya da bozulan iki kişinin dostluğunu korumak bir ailenin yok olmasını önlemek için kullanılabilir.

Yüce Allah’ım mekânını cennet eylesin. Rahmetli babamın bir sözüyle yazıma noktayı koyuyorum. 

‘‘Çocuklar bir kuş gibidir. Çok sıkarsanız ölür. Serbest bırakırsınız uçar gider.’’

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Uğur Böceği Arşivi