Uğur Böceği

Uğur Böceği

Cumhurbaşkanlığı Sisteminden neler bekliyoruz?

Cumhurbaşkanlığı Sisteminden neler bekliyoruz?

Ülkemiz yeni bir sistem olan cumhurbaşkanlığı sistemi içine giriyor. Bu sistem ülkemiz için hayırlı uğurlu olsun.

Ülkemizde çözüm bekleyen birçok sorunlarımız var. Ayrıca biz Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşları olarak, beklentilerimiz de var. Bu sorunlarımızı ve vatandaşlarımızın beklentilerini, halkımızın duygularına tercüman olmak üzere bu yazımda kaleme aldım.

Ülkemizin birinci ve önemli problemi olan terör konusunda gerekli olan askeri müdahaleler yapıldı ve yapılmaya da devam ediyor.

Bir başka sorunumuz ise maalesef eline silahı alan sokağa fırlayıp sağa sola ateş ediyor. Magandalar çocuk kaçıranlar, kadın dövenler, hayvanlara eziyet edenler. Telefon ve internet dolandırıcılığı ve benzeri konularda gerekli kanunlar çıkarılmalı. Kadınlarımız, çocuklarımız sokaklarda rahatça gezerken evcil veya sokak hayvanlarına eziyet edenler. Onları dövüştüren ve benzeri durumlarda gerekli caydırıcı olacak şekilde kanunlar acilen çıkarılmalı. Küçük çocukları çalıştıranlar sokak aralarında mendil sattıranlar da cezalandırılmalı. Çünkü çocuklar oyun oynamalı, okumalı. Çocuklar büyüyünce daha çok çalışırlar değil mi?

İş güvenliği hayatımızın en önemli konularından biri mutlaka etkin bir şekilde iş güvenliği kuralları uygulanmalı, denetlenmeli iş kazalarının önüne geçilmeli.

Trafik kazalarını minimuma indirmek için, trafik cezaları caydırıcı olmalı. Trafik cezaları uygulamada katlamalı olarak uygulanmalı. Mesela yıl içinde kırmızı ışıkta ilk defa geçen bir sürücüye 500 TL. İkinci kere geçince 1000 TL. 3. kez geçince 2000 TL. Hatta bu kurallara uymama huyunda ısrar edenlerin 5. Kez aynı hata tekrarında ise ehliyetine ve aracına el konulmalı. Ayrıca yıl içinde ondan fazla ceza yiyenlere de ehliyet men cezası ve aracına el konulabilir. Spin atanlar, yayaları umursamayanlar. Hız kurallarına uymayanlar var. Ölümlü kazalarda ise asli kusurlu olan sürücülerin ehliyetleri kesinlikle sonsuza dek geri alınmalı. Çünkü caydırıcı olmayan kanunlar sonuçları mağdur olan insanlarımızı üzüyor. Benim önerimle uygulanacak kanunların aynı olması şart değil elbette ama verilen cezalar suçu bir daha işlemek isteyene alacağı cezadan korkmalı bir daha suç işlemekten vazgeçirecek ölçüde olmalı. Bazı ülkelerde insanların elde ettiği gelire göre ceza uygulaması bizim ülkemizde de uygulanabilir.

Cezaevine giren insanlar için iyileştirme süreci olmalı. Suçu neden işlediği en iyi şekilde irdelenmeli. Sadece ailesinin geçinmesi, bir hastasının ameliyat parası için yapılan suçlarda ceza hafifletilmeli o insana iş imkânı sağlanmalı. Ancak suç işlemeye devam edenler ve işledikleri suç sayısı birden fazla olanlar için ise cezaevi şartları ağırlaştırılmalı. Buna işlediği suçta ısrar edenler dersek daha anlaşılır olacaktır. Mesela bir vatandaşın 20.000 lirasını dolandıran şahıs hapishanede çalıştırılmalı. Borcunu bitirene kadar cezaevinden çıkamamalı.

Hatta madenlerde kömür ocaklarında asgari ücretle çalıştırılmalı. Çünkü bu kişiler borcunu bitirip cezaevinden çıktığında ben bu çalışmayla daha çok para kazanırım. Neden hırsızlık yapayım demeli.

Gelelim ekonomiye; bence ekonomimizin zirveye çıkmasının en önemli yaptırımı planlamadır.

Tabi ki! Bu planlama öncelikle eğitimden geçiyor. Kasap, marketçi, berber, oto elektrikçisi, motor ustası, tornacı ve diğer meslekler var. Ustalık çıraklık merkezleri sistemini daha ileriye taşıyarak bu kurumlar meslek yüksekokullarına dönüştürülmeli. Bu okulları bitirenlere kariyer basamağı oluşturmak gerekiyor. Ülkemiz olarak ara elmanı ihtiyacımız çok.

Eminim birçoğumuz arabamızı tamire götürdüğümüzde yanlış müdahale sonucunda arabamız düzelme yerine daha da beter bozulmuştur. Hatta benim arabamın şu arızası var bildiğiniz usta var mı? Diyerek arkadaşlarımıza sormuşuzdur. Bu türlü sıkıntıların önüne geçmeliyiz. Aynı şekilde bir markette birçok ürünün günü geçiyor diye çöpe atılıyor. Yeterli planlamalar yapılarak alım yapılmıyor. Çünkü elemanlar işin cinsine uygun okulları bitirmeden çalışıyorlar. Yani kariyer sahip insanlar değiller. Hal böyleyken çöpe atılan her ürün bu milletin cebinden çıkıyor. Çünkü atılan ürünlerin maliyeti artırdığı da bir gerçektir. Hatta çöpe atılmak zorunda kalan bu ürünler haftada bir veya iki kere market, kasap, manavlardan belediye ekiplerince toplanarak hayvan barınaklarda değerlendirilebilir. Cüzi ücretlerle hayvan sahiplerine satılabilir.

Bir başka önemli konu ise alt yapıdır. Bu konuda belediyeler ve diğer kurumlar harıl, harıl çalışıyor. Ancak gerekli planlamalar yeterince yapılmıyor. Çünkü bu sene yol yapılıp ertesi sene kanalizasyon, su hattı, elektrik hattı, telefon, doğal gaz, fiber internet hattı yenileme ve tamiri gibi sebeplerden dolayı tekrardan yollar bozulabiliyor. Bunun sorumluluğunun bedelini ilgili kurumların sorumluları ödemeli. Tabi ki!

Hatta bu gibi durumlara sebebiyet vermemek için kurumlar arası yazışmalar yapılmalı. Projelerde her kurum adına sorumlular olmalı ve bu sorumluluğu taşımalı. Bu gibi durumlarda ilgili valilikler ve belediyelerde öncü olmalı.

Bir başka problem ise yıllardır oturtamadığımız eğitim sistemimizdir. İlköğretim, lise ve üniversite öğrencileri tam ve yeterli biçimde eğitilmeli. Kısacası okuldan mezun olan bir kişi eğer mesleki okulsa gerekli bilgi ve beceri ile mezun olmalı. Üniversitelerden mezun olanlar ise ülke şartlarına uygun bir şekilde bütün alternatifler düşünülerek ne kadar doktor lazımsa o kadar doktor, ne kadar mühendis lazımsa o kadar mühendis, ne kadar kasap lazımsa o kadar kasap, ne kadar şoför lazımsa o kadar şoför üniversiteden mezun olmalı.

Özellikle asker, polis ve öğretmen sadece devlet kapısında iş imkânına sahiptir. Bunlardan öğretmenlerin çok küçük kısmı özel okullarda iş imkânına sahiptir. Ancak inanılmaz sayıda üniversitelere özelikle de eğitim fakültelerine öğrenci alınıyor. Buna dur demenin zamanı gelmedi mi?

Ekonomide ise özellikle kendimizin yapabildiği ürünlerde, ( tarım ve hayvancılıkta ) ithalatın önüne engeller koyarken, tarım ve hayvancılık başta olmak üzere her türlü yerli üreticiyi desteklemek şart. Amerika’dan gelen bazı ürünlere ithalat vergisi konulmaya başlaması sevindirici. Tarım ve hayvancılıkta köylünün etkin olduğu kooperatifleşme şart. Yalnız kooperatif ağalarını da istemiyoruz. Kooperatifte köylü etkin olmalı.

O zaman inanın önümüzde engeller bir, bir yıkılacak gerekli refah seviyesini yakalayacağız.

Zaten bu yüzden gerekli ekonomik güce sahip olamayan insanımız emekli olamıyor ya da emekli olsalar bile yeniden işe girip çalışıyorlar. Bu sebeple istihdam sıkıntısı yaşıyoruz. Emekli olanların ekonomik imkânı daha iyi olduğunda inanın işsizlik oranı düşecek. Özellikle Suriyeli mültecilerin artık memleketlerine dönmesi lazım; çünkü işsiz insanımızın yerine çalışan mülteciler var. Buda istihdamı daraltıyor. Suriyeliler de ülkelerine dönünce ülkemiz daha iyi olacak.

Emekli maaşlarının taban fiyatı ise asgari ücretle aynı olmalı. Adı üstünde asgari ücret, daha da aşağı ücretle emekli maaşı olmamalı.

Saygılar sunuyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Uğur Böceği Arşivi