Selami Mutlu

Selami Mutlu

En büyük Müslüman Atatürk’tür

En büyük Müslüman Atatürk’tür

Bütün dünya ülkeleri onu baş tacı edip örnek olarak alırken, onun yaptıklarına eserlerine sahip çıkarken, biz kurtarıcımızın ve bizi ulus yapan atamızın heykellerini kırdık. Onun ülkeye ve Milletimize armağanı olan yerleri, milli değerlerimizi hovarda bir zihniyetle mirasyedi gibi sattık yok ettik. Yerine daha iyisini daha üretime yönelik çağdaş fabrikaları kuramadan ülkemizin tüm üretimini dışa bağımlı hale getirdik. Adını utanmaz bir yüzle meydanlardan silmeye çalıştık. Kendisine ve silah arkadaşlarına iki ayyaş diyerek hakaretler yağdırdık. Bu ihanet sözleri karşısında onurumuz-gururumuz yaralandı, gözyaşlarımızı tutamaz olduk.

Biz ne kadar nankörlük yapıp ihanet içerisinde olsak ta kurtarıcı liderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ü ve onun yaptıklarına sahip çıkan, onun yaptıklarını örnek alan ülkeler ve onun onurlu haklı var. İşi gemi mühendisliği olan Mehmet Ali ERGÖZ gemi ile gittiği her ülkede ATATÜRK’ün evrensel nitelik taşıdığını gördü ve gördüklerini de bize aktardı. Bizde yüzümüz kızararak onun yazdığı gezi anılarını okuyalım.

Yıl 1971. Fırat adlı gemiyle Amerika’nın PHILADELPHİA limanına 10 bin ton tütün götürmüştük. Şehri dolaşmış gemiye dönüyorduk. Yanımıza bir araba yanaştı ve nereye gittiğimizi sordu. Gemiye gittiğimizi Türk olduğumuzu söyleyince de o yöne gittiğini bizi de alabileceğini söyledi. Üç arkadaş bindik. Geminin bordosuna kadar bizi getirdi. Bizde bu nezaketi gösteren Amerikalıyı Türk kahvesi içmek için gemiye davet ettik. Zabıtanın salonuna geçtik. Kaptanımız da oradaydı. Misafirimiz salonu inceledikten sonra “Bu geminin Türk gemisi olduğunu söylediniz, ancak salonda ATATÜK resmi yok” dedi ve hemen ilave etti. “Önce ATATÜRK’ün resmini koymalıydınız” diyerek kahveyi bile içmeden gemiden ayrıldı. Hepimiz şaşırıp kalmıştık. ATATÜRKE karşı kayıtsız kalmamızı düşünmüş olmalı ki tavrımızı vefasızlık olarak değerlendirerek bizi protesto etmişti.

Yıl 1985. İzmir’e yük getiren Yunan bandıralı gemide başmühendis mide kanaması geçirdiği için hastaneye kaldırılmıştı. İşe davet ettikleri için gemide görev aldım. Gemide başmühendis olarak tek Türk bendim. Bir sohbet esnasında gemi kaptanı KOSTA gümrükte fotoğraf makinesinin mühürlü kameraya kilitlendiğini ve buna çok üzüldüğünü söyledi. Makine yanında olsaydı ne yapacaktın diye sordum. Oğlu istediği için İzmir kordondaki ATATÜRK heykelinin önünde resim çektireceğini söyledi. Şaşırmıştım. “ATATÜRK size tarihinizin en büyük darbesini vuran komutandı, neden onun resmini çekmeyi düşünüyorsunuz” dedim. Şu cevabı verdi. “Biz emperyalizmin emrinde haksız ve işgalci olarak Anadolu’ya geldik. Siz uçurumun kenarındayken ATATÜRK sizi o uçurumun kenarından alıp özgür Uluslararasına modern bir ulus olarak kattı. Bunu yaparken insanlık tarihine ezilen ulusların kurtuluşuna örnek olan yeni bir deneyim kazandırdı. Onlara özgürlükleri için mücadele ederlerse kazanacaklarını öğretti. ATATÜRK bu nedenle bizim içinde değerlidir.”

Yıl 1988.Yer Ekvator’un GUAYAGUİL şehri. Gemide ki işim bitince çevreyi dolaşmak için dışarı çıktım. Bir okula rastladım. Okulun girişinde ki alanda beş adet büst gördüm. Birinci büst SİMON BOLİVAR’A aitti. İkincisi CHE GUAVERA, üçüncüsü FİDEL CASTRO, dördüncüsü EMİLİYANO ZAPATA ve beşincisi Mustafa Kemal ATATÜRK’e aitti. Büstleri inceleyip İspanyol’ca açıklamaları anlamaya çalışırken öğretmen olduğunu düzgün İngilizcesi ile söyleyen bir kişi geldi. Nereli olduğumu sordu. Türk olduğumu söyleyince de içtenlikli bir ilgi gösterdi. ATATÜRK hakkında konuşmaya başladık. Türk devrimleri konusunda bilgisi yüksekti. ATATÜRK’ü saygı duyduğu diğer dört devrimciden ayrı tuttuğunu söyledi. “O yalnız ülkesini kurtarıp modern bir Ulus yaratmakla kalmadı, ezilen Uluslara da evrensel bir örnek yarattı. İnsanlık tarihinde hiçbir lider bunu başaramamıştır” dedi.

Yıl 1999. Hindistan’ın VİSAKAPATMAN limanındayız. Şehri dolaşırken büyük bir kitapçı dükkânına girdim. Çocuklar için kısaltılmış İngilizce dünya klasikleri dizisi olduğunu gördüm. İncelediğim listede “ATATÜRK’ÜN HAYATI VE DEVRİMLERİ” isimli bir kitap bulunuyordu. Listede olmasına rağmen raflarda yoktu. Görevliyi buldum diğerleri ile bu kitabı istediğimi söyledim. Görevli okulların yeni açıldığını ilginin fazla olması nedeniyle kitabın kalmadığını ısmarladıklarını hafta sonu tekrar geleceğini söyledi. Ertesi gün limandan hareket edeceğimi söyleyince adresime postalayacağını söyledi. Bütün kitapevi benim olmuş gibi mutlu olmuştum. Derin bir acıyla üzüntü duymuştum, dünyanın öbür ucunda çocuklara öğretilen ATATÜRK kendi ülkesinde üstü örtülmeye çalışılan ihanet edenlerce onu bu ülke gençliğine öğretmemek için ellerinden gelen her türlü nankörlüğü yapmaktaydılar. Üzüntümün nedeni buydu.

Yıl 2003. KAMERUN’UN DOUALA limanındayız. Kütük ve kereste yüklenecek. Yükün sahibi yüklemeye nezaret edecek bir de kaptan görevlendirmişti. Kaptan Hırvat’tı. Zabitan odasına geldiğinde gelenin karşısına düşen duvarda ki ATATÜRK resmini görünce duraladı. Bir sure durup resmi seyretti sonra resme doğru yürüyerek saygı içeren bir ifadeyle hafif eğrilmiş durumda ki resmi düzeltti. Hepimizin yüreğine bir ok gibi saplanan şu sözleri söyledi. “Siz bu insanı ve ideallerini anlayamadınız. Anlamış olsaydınız bu gün Avrupa kapılarında sürünmezdiniz, Avrupalı sizin kapılarınızda bekleşirdi.”

Yıl 2017. BENGLADEŞ’İN CHİTTGONG limanındayız. Gemiden inmiş limanın çıkış kapısına doğru gidiyordum. Takkeli, entari ya da şalvar giyimli birisiyle hafifçe omuz omuza çarpıştık. Onun buna neden olmamasına rağmen özür diledi ve konuşmaya başladık. Nereli olduğumu sordu. Türk olduğumu söyledim. Hiç beklemediğim bir cevap verdi. “ATATÜRK’ün çocuklarısınız yani” dedi. Heyecanlanmıştım, sohbeti sürdürdük. Birçok kimseye inanılmaz gibi gelebilir ama bana bunları söyledi. “EN BÜYÜK MÜSLÜMAN ATATÜRKTÜR.” Biz BANGLADEŞ olarak onun izlediği yoldan gittik ve özgürlüğümüze kavuştuk. Fakiriz ama onun yaptıklarını yaparsak fakirlikten de kurtulabiliriz. O sadece Türklerin değil doğu Halkları içinde bir liderdir.

Mustafa Kemal ATATÜRK evrensel boyutta saygı görüp örnek alınırken biz onun mirasına ihanet ediyoruz. Zihinlerden onun varlığını dinle örterek silmeye çalışıyoruz. Sanki ATATÜRK yanlış bir ülkeyi yanlış bir milleti kurtarmış gibi ona ihanet içerisindeyiz. Ancak unutulmamalıdır ki bu yüce millet onun bıraktığı değerlere sahip çıkarak ona uzanan dilleri kesmeye ona uzatılan hain elleri kırmaya yeminlidir. Sorumlu yerleri işgal edipte ihanet içerisinde olanları bize armağanı olan bayramları anmayan, kutlamayarak çeşitli bahanelerin arkasında saklananları bu Millet affetmeyecektir. BİNLERCE YIL SONRA DA OLSA 10 KASIMLAR ANILACAKTIR. Yerinde rahat uyu ATAM…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Selami Mutlu Arşivi