Cemal Kayı

Cemal Kayı

Esrar (esrayıl)

Esrar (esrayıl)

1970'li yılların başında, Sofrazlı İrfat (Rifat) Sinop hapsanesinden omuzunda ala yorgan, başında Galoş Şapka, ayağında yumurta topuk Çarşamba ayakkabısı ayaklarında beyaz çoraplar, bacağında normal pantolon, sırtında normal gömlekle çıktı...

Kılık kıyafeti, racona tam uymasa da yarı resmi; El Ahram gazetesi gibiydi... Bir tarafı resmi zorlama, diğer tarafı geleneksel mahpushane raconu...

Yıllarca önce köyünde bir cinayet işlemiş, gittiği mahpushanede yan bakan birini şişlemiş, Sinop Cezaevine sürülmüş, sürgünde bulunduğu Sinop Cezaevinde de edepsizlik yapmak isteyen bir sapığın karnına delikler açmış, “nam yürütmüştü...”

Mapushaneden salındığında zamanında kuru üzümle her sabah, büyük bir özenle burduğu bıyıkları bozarıp aşağı düşmüş, saçları dökülüp seyrelmiş, rengi değişmiş, avurtları çöküp şakakları dışarı fırlamıştı.

Yaşlılık nedeniyle göğsünün kılları dahil dökülüp, gelep gelep eline gelirken, kaşlarının kıllarının çoğalıp uzamasına bir türlü akıl erdiremiyor, kesmekle önleyemediğinden tükürükle ıslattığı parmak uçlarıyla  kaşlarının üstünden anlına doğru kanırtarak  daha azametli bir görünüm elde etmeye çalışıyor, kaşlarının gürlüğü ile teselli buluyordu...

Mahpushanenin kapısı önüne konulup, arkasından ağır demir kapı şangırtılarla kapandığında yorgun, bitkindi. Kendini gelin zoruyla sokak kapısı önüne konulan zavallı, çaresiz ihtiyarlara benzetti...

Yıllardır görmediği gökyüzü bulutsuz ve geniş, güneş yakıcı, çevre gürültülüydü...

Debelenirken yuvasından düşmüş, takatsiz, yorgun, tüyleri bozarıp yer yer dökülmüş, yaşlı bir karganın şaşkınlığı içindeydi ağzı açık...

Köyüne geldi. Köyün Kuzeyinde Cinlikuyu'nun hemen yanında; Hacıselimli, Karaova, Hanyeri köyleri yolu üstünde, gidiş yönünde sol üstte, babadan kalan tek tarlasına bostan, tarlanın yoldan uzak arka tarafa doğru eğimli, görünmeyen kısmına da kenevir (Esrar otu) ekti.

Tarlanın üst başına yol tarafına da bir alaçık dikti, içine bir çaydanlık bir tava, bir tüp koydu, mahpushaneden getirdiği ala yorganı üstüne çekti, alaçıkta yatıp kalkmaya başladı...

İrfat üretiminde iddialı değildi (!) Müşterileri:

Mendiline bir kilo kesme şeker, bir paket çay sarıp gelen Akpınar ve çevresinin özenti amaçlı sigara saran gençleri ile Abdallar, bazen de Ankara'dan arabalarla gece gelerek esrar sarıp, saz çalıp alem yaptıklarını duyduklarımızdı...

Bir süre sonra jandarmanın bostan tarlasını dağıttığı, İrfatı alıp götürdükleri duyuldu.

Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik suçlarla Mücadele Daire Başkanlığının 2022 raporuna göre;

Türkiye'de; Erkeklerin % 95'i kadınların ise % 4,9'u hayatında en az bir kere uyuşturucu kullandı.

Eğitim seviyesi düştükçe madde bağımlılığı artıyor. Kullanıcıların, % 86,7'si ailelerinin yanında yaşamaktadır, ilk uyuşturucu deneyimi esrarla başlıyor.

Uyuşturucu temini büyük oranda arkadaş çevresinden ve merakla başlanıyor, kullanıcıların çoğu bağımlı olmadıklarını düşünüyorlar (!)

Metamfetin gibi sentetik madde kullananların %13,2 gibisini işçiler,  yarısından fazlasının da iş güç sahibi kimseler olduğu belirtiliyor...

Türkiye'de 1990 yılında yaklaşık 381 bin 200 kişi madde kullanım bozukluğuna sahipken, 2016 yılında bu sayı, 664 bin 906 kişiye yükselmiştir, günümüzde ise bu sayının boyutları korkunçtur(!)

Araştırmalar, raporlar, görünenler, duyulanlar; Geleceğimiz, ülkemizin geleceği olan çocuklarımızın, torunlarımızın büyük bir kısmının uyuşturucu bataklığında debelendiğini göstermektedir.

Bu illeti gündeme taşıyıp, önlem için çağrıda bulunan Muhalefet Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na ülke olarak ana baba olarak, evlat sahipleri olarak vatandaşlar olarak teşekkür etmeliyiz...

Kılıçdaroğlu'nun gündeme getirdiği; uyuşturucu trafiği, uyuşturucu baronları, uyuşturucudan doğan karapara sorgulaması, mücadele çağrısı iktidarı, “DUMANALTI (!)” etmiş durumdadır.

Ülkemiz, 1970'li i yıllarda İrfat'ın diktiği dört dal kenevirden 2022 yılında uyuşturucunun merkezi konumuna gelmiş bulunmaktadır.

Doğru olanın, doğruyu gösterenin, uyaranın yanında olmalıyız,  desteklemeliyiz; bu ülke bu gençlik bizim...

*Esrayıl, Esrafil: Anadolu'da Esrar'a verilen ad

*Dumanaltı olmak: Esrar içenlerin yanında bulunup, dumanından etkilenmek.

*Esrar otu: Kenevir.

*Galoş şapka: Sekiz köşe Elazığ şapkası.

Saygılarımla...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cemal Kayı Arşivi

Atlar

15 Mart 2023 Çarşamba 00:05