Esra Alkan

Esra Alkan

Ey Karadeniz

Ey Karadeniz

“Dağ taş gelur üstume
Aynalar küs yüzume
Yokluğunun kefeni
Dar gelur bedenume”
***

“Yüce dağ değilidum duman sardi başumi, 

Sevduğum beni ağlar ah ben da sevduğumi

Kayık gelir uzaktan dalgalara karişmiş 

Daha kavuşamadan Mevlam ayriluk yazmış”

***

“Hekimoğlu derler benim aslıma
Aynalı martin yaptırdım da narinim kendi neslime

Konaklar yaptırdım mermer direkli
Hekimoğlu dediğin de narinim aslan yürekli

Konaklar yaptırdım döşetemedim
Ünye Fatsa bir oldu narinim baş edemedim


Ünye Fatsa arası Ordu kuruldu
Hekimoğlu dediğin narinim o da vuruldu”

***

“Islandığum ilk yağmursun çölümde

Başkasınin değeri yok gözümde

Mühürledum şu kalbumi senunle

Vereyim son nefesumi elunde

Demir atar limana hüznun gemileri

Yüreğumde yar sancın var uyumam geceleri”

***

“Hasret geldi gitmeyi

Derdim çoktur bitmeyi

Daha gücüm yetmeyi da

Yar ben sana ne ettum

Bir ömür seni seçtum

Gözlerun aydun olsun

Şimdi senden vazgeçtum”

Dese de inanmayın, ümidi biterse inadı başlar.

“ Tabancamın sapıni

Gülle donatacağum

Alacağum başka yâr

Seveceğum başka yâr

Senu çatlatacağum”

***

“Ay vurur ayan beyan
Geldum kapina yayan
Sen değil misun beni
Ha bu hallara koyan
Ay dedin aya geldum
Sana sevdaya geldum
Rize’den İstanbul’a
Yürüdüm yayan geldim
Ya ben anlatamadum
Ya sen anlayamayisun
Ellere yağmur oldun
Bana damlamayisun”

***

“Kar yağar sine sine

Yarun elbisesine

Eski yarun ömrüni

Ver Allah yenısine”

***

“Alnıma yazdı kader, silemedum


Ağladum ağladum, hiç gülemedum


Kimseye söylemedum, diyemedum


Aşk diye çektuğumi

Ah felek hep inadun bana midur


Herkese ak da bize kara midur


Aşk acıdan, sızıdan yana midur


Anla ne ettuğuni”

***

Bir Karadeniz türküsüdür hayat.

Bazen eğlenceli, bazen hüzünlü, bazen hareketli, bazen öfkeli.

Koyu mavinin yeşilin binbir tonuna evrilişi hayatına da yansımıştır Karadeniz insanının.

Pratik zekâlı, içten, komik, yürekli, bazen fevri, inat mı inat, canayakın, eğlenceli , iyi niyetli, yardımsever, muziptir Karadeniz insanı.

Aman vermez dağlarla hırçın deli dalgaların arasına sıkıştırılsa da yazgısı, boyun eğmez zalim coğrafyasının kaderine, kafa tutar.

Ondandır hırçınlığı bazen, eli avuca sığmazlığı, haşarılığı.

Ondandır bir anda parlaması, sonra durgunlaşması,

Coşkun bir sel gibidir duyguları, önü alınmaz.

Yoktur ara renkleri.

Her şeyi en koyusundan yaşar; severse çok sever efulisini, inanırsa ölümüne gider dostuyla.

Kavgaya da gidilir ölüme de; yarı yolda bırakmaz.

Merttir, lafının önü neyse arkası odur.

Sırtına duvar, sırrına kuyu olur.

Henüz Karadeniz’e gitmediyseniz, bir Karadenizli sevmediyseniz, Karadenizli bir dost edinmediyseniz, bir Karadeniz türküsü söylemediyseniz hiç yaşamamışsınız demektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Esra Alkan Arşivi