Geçen yıl bizlerin ömründen mi?
Geçen günlerden mi, aylardan mı, yıllardan mı, yoksa bizim ömürden mi? Ne dersiniz? Her Geçen gün bizim ömürden gidiyor.
Sevgili dostlar. Ömrümüzden bir yıl daha gitti.
Çocuklar bir yıl daha gençleşti, gençler bir yıl daha ihtiyarladı, ihtiyarlar kabir hayatına biraz daha yaklaştı,
Ömür takvimimizden bir yaprak daha düştü…
Biten senenin farkı sadece duvardaki takvimi değiştirmek mi oldu, geçirdiğimiz ve bir daha ele geçiremeyeceğimiz altın değerindeki senemizin muhasebesini yaptık mı?
Şöyle kendimizi bir tartıya koyduğumuz da günahlarımız ve sevaplarımız ne âlemde hiç bakabildik mi?
Geçirdiğinmiş bir yılın Muhasebesini yaptık mı?
Yazıcıların kayıt altına aldığı amel defterimizi gözden geçirme fırsatımız oldu mu?
Artılarımız ve eksilerimiz ne âlemde hiç düşündük mü?
Bir yıl boyu bizi yoktan var eden Yüce Rabbimize kullukta ne gibi dereceler elde etmeye çalıştık?
Her şey gibi ömürde bir emanettir. Gün gibi, gece gibi, ay gibi, sene gibi ömür emanetini nasıl tüketiyoruz.
“Oldubitti, öldü gitti” değildir hayatımız. “Yaşadım bitti” hiç değildir.
Bu hayatı kendisine kimin verdiğini, göğsünü gere gere söylemektir.
“Allah bensiz olur amma ben Allah ’sız olamam” diyebilmektir.
Yaratanının adını yürekten söyleyebilmektir. Tüm zalimlere haykırabilmektir. Hayatını, kendisine o hayatı verenin uğruna verebilmektir.
Kaybolan bir eşyamız için üzüldüğümüz kadar, ömrümüzden kayıp giden günler için de üzülüyor muyuz acaba?
Önemsiz bir eşyasının kayboluşundan bile üzüntü duyan insan, geçip giden bir yıl ya da bir ömür için de aynı şeyleri hissediyor mu acaba?
Sahi, bugünün dünden, dünün önceki günden ne farkı var?
Günleri farklı kılan kendileri değil, yaşama biçimimizdir?
Dünya’da ve ülkemizde aynı krizler, aynı saldırılar, aynı dayatmalar, aynı tartışmalar, aynı pahalılık, aynı bozuk gelir dağılımı, aynı işsizlik, aynı kültürsüzlük devam ediyor:
Ne çok kavga ettik yine değil mi? Yıl boyu birbirimizi hırpalayıp durduk?
Değer üretemeyen toplumlar kavga üretirmiş, ne kadar doğru.
Palavra eşliğinde envai çeşit kavgalar üretiyoruz!
Sürekli aynı şeyleri yaşadıktan sonra, yılların değişmesi neye yarar?
Bunu söylemeyi içime sindiremiyorum, ama biz yıllardan beri birbirinden farksız yıllar yaşıyoruz!
Bayram gelmiş neyime şarkısına nispet, yeni bir yıl gelmiş neyimize?
Diyesi geliyor insanın.
Kendisi değişemeyen toplumlarda yılların değişmesi, artık anlamlı gelmiyor...
Kendi sistemimizi kuramadıktan sonra, takvim sistematiğinin bize bir yararı olmuyor.
Sene bitiyor, bu gece ölüme bir adım daha yaklaşıyorum?
Diye düşünüp Eyvah demeden, ruh kafesten uçmadan, ömrümüz tükenmeden yıllarımızı bitirmeden iyilik, güzellik ve İslam’ın güzel ahlakıyla ahlaklanmalıyız.
Kuran’ın emrettiği gibi dost doğru müminlerden olmalıyız.
Başlayacak olan yeni yılda iman kardeşliği içerisinde, birlik ve beraberlik sevgisiyle geçmesini Allahtan diliyorum…