Hayat gerçekten çok garip. Bir dakika önce mutluluktan havalara uçarken bir dakika sonrası belki de en büyük kabusu yaşayabiliyor insanoğlu. Doğduğu yerde mutlu olamayanlar, doymak istedikleri yerlere göç etmek istiyor.

Hakikaten “Coğrafya Kaderdir” dedikleri şeye inananlardanım. Ama ben doğduğum ve ekmeğini yediğimi coğrafyam dediğim güzel “TÜRKİYEMDE” gerçekten mutluyum, ülkemi, insanlarımızı seviyorum.

Son günlerde özellikle gençler arasında bir modadır aldı başını gidiyor. Türkiye’den gideceğim de gideceğim diye tutturmuşlar. Yahu gitmek istiyorsanız gidin sizi tutan zaten yok. Yolunuz açık olsun nereye biliyorsanız oraya gidin.

Gidin gidinde görün dünyanın kaç bucak olduğunu. Yani gidince orada onları yeni bir dünya bekliyor sanıyorlar. Önlerine altın tepsi içinde fırsatlar sunulacak diye bekliyorlar. Zaten gittikleri ülkede bu gitmek isteyenleri bekliyormuş gibi…

Görüyoruz, okuyoruz, izliyoruz gidenlerin halini ve perişanlığını. O kadar çok örnek var ki saymakla bitmez. Ne hayatlar soluyor oralarda, ne hayatlar yok pahasına kaybolup gidiyor. Geride ailelerinin perişanlığı ve gözyaşları kalıyor ne acı ki…

Eğer iyi bir okul okumamışsan, iyi bir lisan bilmiyorsan sonun perişanlıktır benden söylemesi. Çünkü ülkesinden nefret eden, beğenmeyen ve kendini biran önce yurt dışına atmak isteyen binlerce genç bence iyi düşünsün ve ona göre akıllıca bir karar versin. Sonra geri dönüşü hiç iyi olmuyor ve olmadı.

Önceki gün sosyal medyada kendine oyuncu diyen bir sanatçının paylaşımını gördüm. Amerikan hükümetinden Green Card Türkçe tabiri ile Yeşil Kart kazanmış ve oraya gitmek için havalimanından bir video paylaşmış.

Aklınıza şu bizde durumu iyi olmayan vatandaşlara hastanelerde ücretsiz tedavi olsun diye verilen Yeşil Kart gelmesin sakın. Size bu Green Card’ın ne olduğunu da anlatayım isterseniz. Sonra kararı siz verin.

Yeşil Kart, veya resmi ismiyle Daimi İkametgâh Kartı, Birleşik Devletler Göçmenlik ve Vatandaşlık Yasası uyarınca Amerika Birleşik Devletleri'nde kalıcı ikamet ve çalışma hakkını sağlayan ve bu hakkın verildiğine delil olması için verilen bir belgedir.

Havalimanında çektiği videoyu takipçileriyle paylaşan bu oyuncu “Türkiye bir oyuncu kaybetti, ABD bir oyuncu kazandı” dedi. Bu paylaşım sonrası gelen yorumlar ve tepkiler üzerine “Türkiye'yi terk etti” şeklinde haberler yapılması üzerine ünlü oyuncu açıklama yaptı. Paylaşımının yanlış anlaşıldığını belirterek, “Ülkeyi terk ettiğim yok, Green card çıkmışken değerlendirmek istedim ve New York'a taşınıyorum... “Oyuncu kaybetti, aktör kazandı” geyiği ise tamamen şaka için" dedi.

Yani işin açıkçası maçam yemedi işi şakaya vurayım dedi ama onu da beceremedi bu “OYUNCU” arkadaş. Zaten oyunculuğu da tartışılır. Ben öyle bir aman aman oyunculuk görmedim oynadığı rollerde. Sokaktan sıradan bir vatandaşı al onun yerine koy diziye aynı performansı ondan da alırsın bundan yana kuşkunuz olmasın.

Bunu neden dedim biliyor musunuz? Kendi ülkesinin imkanlarını, hükümetlerini ve milletin seçtiği bir Cumhurbaşkanını beğenmeyen bir kitle var özellikle sosyal medyadan nefret ve kin kusan bu kuşak zoru başaramayacağını anlayınca çareyi kaçmakta buluyor.

Kaçtığı ülkelerde sanıyorlar ki bir elleri yağda, bir elleri balda olacak. Gittikten sonra anlıyorlar ne kadar yanlış yaptıklarını ve iş işten geçmiş oluyor o zaman geri de dönemiyorlar. Dönseler çevre ne der diye çekiniyor ve kendilerini bir paradoksun içinde buluyorlar.

Evet bütün dünya ekonomik sıkıntılardan geçiyor, bütün dünyada işsizlik ve kriz var. Fakat ben hiç denk gelmedim sıkıntı var ülkemi terk edip başka bir ülkeye gideyim de ne iş olsa yaparım diyeni.

Yani umulanla ve hayal edilenle gerçek hiçbir zaman birbirini tutmuyor. Ne umduk ne bulduk misali perişanlıklarını anlatmaya gerek yok. Lütfen aklınızı başınıza alın çalışmaktan gocunmayın. Ben tarlada, bahçede çalışmak için üniversite okudum demeyin. Çalışmanın ayıbı yok yeter ki namusunuzla ve onurunuzla çalışın.