Düşmanlar hala da içimizdeler
Daha önemlisi Türkiye laik, demokratik ve hukuk devletidir. Halk kendi iradesini ortaya koydu ve istediği adayı Cumhurbaşkanı seçmiştir. Sayın Recep Tayyip...
Daha önemlisi Türkiye laik, demokratik ve hukuk devletidir. Halk kendi iradesini ortaya koydu ve istediği adayı Cumhurbaşkanı seçmiştir. Sayın Recep Tayyip Erdoğan ülkenin başıdır ve onun sayesinde Türkiye’de demokratik ıslahatlar başarıyla gerçekleştiriyor. Ama ne yazık ki onun başarıdan başarıya ulaşmasını Avrupa ve Okyanus ötesi devletler pek de hazm edemiyorlar. Türkiye bir hukuk devletidir. Ülkesinde köprü yeni havaalanı dikmeye kalkıyor, fakat dıştan güç alan dâhili mikroplar, düşmanlar, “biz istemiyoruz”, diyor, karşı duruyorlar. Batı’nın borazanları olan bu tehlikeli, zehir kafalılar dahilden de devletin icraatlarına karşı duruyorlar. Daha vahim olanı şudur; devletin kilit görevlerine dek yükselmiş olan, Pensilvanya destekli örgütün TSK, Polis ve Jandarma içine sızmaları, örgütlenmeleri ve demokratik yolla iktidara gelmiş Cumhurbaşkanını devirmeye teşebbüs etmeleridir. Bir asker kendi halkına kurşun nasıl sıkar? Tanklarla insanların, arabaların üzerine nasıl gider? Uçakla Meclis, Cumhurbaşkanı Sarayı, Genelkurmay ve MİT binaları nasıl bombalanır, buna anlam veremiyorum? Ekranlardan izlediklerim bana Sovyet katil Ordusunun 1990 yılında Bakü’ye girmeleri günlerini hatırlatır. Vahşi Sovyet Ordu mensupları içinde sekiz bin Ermeni katilleri, Türk düşmanları olduğu belgelerle kanıtlanmıştır. Onlar çocuk, ihtiyar, genç bakmadan kurşun sıktılar. Tanklar otobüslerin üzerine çıktı, sivil insanlara ateş edildi, binalar, hastaneler yakıldı kül oldu… Bakü böyle işgal edilmiştir. Bu başarısız darbe girişimi çok önemli siyasi hadiseler gününde patlak veriyor. Neden mi? Açıklıyorum! Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, Sayın Putin’i arıyor, Rusya ile ilişkiler olumlu yönde hız alıyor. İsrail ile diyaloglar da olumlu yönde ilerliyor ve bir anda “birileri”, özellikle Fetoçular rahatsız oluyorlar bu yaklaşmalardan. ABD müttefik ise bile düşmanı koynunda neden besliyor? Fransa, Almanya neden bu ilişkilerden rahatsızlar acaba? Rusya, bölgede muazzam bir güce, sahip yakın müttefikimizdir. HALKIMIZ BÜTÜNLEŞMİŞ OLDU Türkiye ne sebeple bazı Avrupa, NATO ülkeleri tarafından dehşetli derecede kıskanılmaktadır… Öte yandan Fetoçular tarafından da şikâyet edilmektedir. Örnekler ortada. Çete reisi olan zevat Türkiye dahilinde darbe teşebbüsünde bulundu ve buna nail olamadı. Ayrıca ABD de Okyanus ötesinden çeşit çeşit senaryolar düzenlemekte ve çete reisine kolaylıklar saklamakta devam ediyor. Milletine, vatanına kast eden her kimse hak ettiği cezaya tabi tutulmalıdır; çünkü bu hareket millete kast eden bir tavır niteliği taşır. Yüce Atatürk yüz yıl ötesini görüyordu, vasiyet etmiştir ki komşumuz Rusya ile sıcak ilişkiler neyin pahasına oluyorsa olsun bozulmamalıdır. Şimdi belli oluyor ki uçağı bir Fetöçu düşürmüştür… TEK MİLLET, TEK BAYRAK, TEK VATAN, TEK DEVLET diyoruz. Yüce Milletimiz; 15 Temmuz akşamı bir daha asla yaşamayız diye düşündüğümüz bir darbe girişimi ile yüz yüze kalmıştır. Evet, FETÖ da İşid ve PKK gibi Terör Örgütüdür, diyoruz. Devletin tüm önemli kademelerine yükselmiş Paralel Devlet Yapılanması sürecinde çalışanlar hesap vermek durumundalar. Bu FETÖ örgütünün devletin uç kadrolarına nasıl geldiği araştırılmalıdır. Kenardan video konuşmalarını yayan zevatlardan da zamanla hesap sorulmalıdır. Genel Kurmayın özel bölmelerine neden girilmiştir, hard diskler neden alınmıştır, bütün bunların belirli amaçlarla yapıldığı zaten belli olmuştur. Kenardan video yayınlayarak yarasalar gibi bazı kişiler karanlığa çekilemezler. FETÖ’ya yakın bütün çevrelerden de hesap sorulmalıdır. Nasıl oluyor da, Cumhurbaşkanına, Başbakana, Yüce Meclisimize suikast yapılıyor??? Bu darbe belli olur ki çoktan hazırlanmıştır. Bu darbe girişiminde rol alan tüm katilleri, hain, düşman darbecileri şiddetle kınıyoruz. Hainler hak ettikleri ağır cezaları almalılar. Bu darbe girişimi, aziz Milletimizin canını, bedenini ortaya koyması ile birlikte neticeye ulaşamamıştır. Bu güzel Türkiye’miz; daha önce katlandığı darbelerden sonra büyük tecrübe elde ettiğinden dolayıdır ki bu kez başarılı olmuştur. Cumhurbaşkanı, Sayın Erdoğan’ın çağrısı üzerine Milletimiz sokaklara indi; cesareti ve feraseti ile devletini savundu, gur sesiyle meydanlarda zafer işaretlerini göstermiş oldu. Tanklara, uçaklara, keskin nişancılara sinelerini siper ettiler. Böylece demokrasi korunmuş oldu. Siyasi görüşüne bakmazsızın her vatandaşımız meydanları doldurdu: VATAN, TOPRAK, MİLLET bir bütün oldu. Azerbaycan Cumhurbaşkanı, Sayın İlham Aliyev Bakü’de acil toplantı yaptı ve Türkiye Cumhurbaşkanı, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a Çağrıda bulundu: “Azerbaycan bütün gücüyle, tüm donanımıyla Türkiye’nin yanındadır, hiçbir güç ve kuvve layık, hukuk devleti olan bu muhteşem Türkiye Cumhuriyetini yıpratamaz. Bu tarihte de bele olmuştur ve inanıyoruz ki Türkiye demokrasisi ve halkı zafer kazanacaktır”, dedi. Bütün siyasi partiler, tüm medya organları, sivil toplum örgütleri birleşeceklerdir; 79 milyon bütün millet evlatları tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet ideası ile ülkemizi koruyacak ve düşmana gereken dersi verecektir. Şerefli halkımız Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın çağrısına sadik kaldılar ve halkımız tek bayrak altında bütünleşmiştir… Şerefli Ordumuz layıklı adına sadık kalacaktır ve düşmen mikroplarını TSK, MİT, Polis, Jandarma içinden, tüm bakanlıklar, kurumlardan top yekûn dışarı atacaktır. Milli Marşımız, yüce bayrağımız şerefimizdir ve topraklarımız üzerinde seslenecek ve yücelecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.